Dikkat : Yaylalarda Hırsız Var!

Dikkat : Yaylalarda  Hırsız Var!

 


Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, son dönemde artış gösteren bitki ve kelebek kaçakçılığıyla ilgili açıklama yaptı. Kızılcık, gezme amaçlı bölgeye gelen turistlerin dışında kaçakçılık amacıyla gelen turistler olduğunu bilelim. Bu tür bir olaydan şüphelenen vatandaşlarımız devletimizin ilgili kurumlarına ihbarda bulunmalı. Bu çok önemlidir? dedi.

Hangi dağ ve yaylada ne tür bitki ve kelebek bulunduğunu en iyi o yörede yaşayan vatandaşların bilebileceğini kaydeden Kızılcık, Doğu Karadeniz Bölgesi?nden bugüne kadar milyonlarca liralık bitki çalındığını kaydeden Kızılcık, bu bitkileri çalanların kendi ülkelerinde biyoenerji merkezlerinde bunlardan ekstralar çıkararak dünya piyasasına vitamin olarak sunduklarını belirtti. Kızılcık, bölge için çok ciddi gelir oluşturacak bir projenin arifesindeyiz? dedi.

Vali Kızılcık, gezme amaçlı bölgeye gelen turistlerin dışında bu amaçla gelen turistler konusunda vatandaşların dikkatli davranması gerektiğini belirterek, büyük önem taşıyan bio enerji alanında bölgenin ve ülkenin çok ciddi avantajları olduğuna değinerek, ?Yaklaşık 12 bin çeşit bitki örtüsüyle dünyanın en zengin ülkelerinden biri konumundayız. Bu zenginliklerimizin çok önemli kısmı Doğu Karadeniz Bölgemizde bulunmakta, flora anlamında ülkemizin en zengin bölgesini teşkil ediyoruz. Bu zenginliğimizi değerlendirebilmek için üniversitemiz bünyesinde Kalkınma Bakanlığımız ile birlikte bio-enerji araştırma merkezi kurma yönünde ciddi çalışma yürütüyoruz, dedi.
 

 

"Bitki hırsızlığına dikkat çekti"
Botanik Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Atabay Düzenli, bitki kaçakçılığıyla Türkiye`nin Milyarlarca Dolar zarara uğratıldığını söyledi. 

Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Botanik Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Atabay Düzenli, bitki kaçakçılığıyla Türkiye`nin milyarlarca Dolar zarara uğratıldığını belirterek, "Yıllardır süregelen bu kaçakçılığa karşı önlem alınmaması bitki casuslarının adeta iştahını kabartıyor. İzinsiz bitki toplamanın önüne geçmek için yeni kurallar ve yaptırımlar olmalı" dedi.

Prof. Dr. Düzenli, Türkiye`de dünyanın hiçbir yerinde olmayan 3 bin 500 endemik bitki bulunduğunu, bu bitkilerin yıllardır çeşitli yöntemlerle kaçırıldığını, ardından yurt dışındaki laboratuarlarda, gen bankalarında değerlendirildiğini, genetik haritalarının çıkarıldığını savundu.

Dünyada sadece bir bölgede yetişen bir bitkiden örnek alınıp genlerinin çözülebildiğini ifade eden Düzenli, kaçırılarak gen haritası çıkarılan bir bitki ile ilgili ilaçlar üretmenin, o bitkiyi ortadan kaldıracak virüsler geliştirmenin ve yine o bitkinin genlerine başka genler de monte ederek o bölgedeki başka bitki türlerini ortadan kaldırmanın da mümkün olduğunu anlattı.

Düzenli, "Yani bir bitkiyi `canavar bitki` haline getirmek şu anki teknoloji ile çok kolay. Genleri çözülmüş bitkiler tekrar bir tarlaya ekildiğinde içeriğindeki genetik değişim yüzünden o bölgedeki bitki örtüsünü yok etmekte ve o bölgedeki diğer bitki örtüsünü belirli böcek türlerine veya mantar türlerine zayıf hale getirebilmektedir" dedi.

Her yaz mevsiminde bitki casusluğunun arttığını, bununla ilgili birçok haberin medyada görülebileceğini anlatan Düzenli, "Kaçakçılar akla hayale gelmedik yöntemlere başvururken daha çok da turist kimliğini kullanıyorlar. Turist kimliği adı altında dağlarımıza yaylalarımıza gezmeye gelen şahıslar aslında birer bitki kaçakçısıdır" diye konuştu. 

 

Düzenli, Trabzon ve Rize`ye gelen turistlerin ülkelere göre dağılımları incelendiğinde, İsraillilerin artışının dikkat çekici olduğunu belirterek, "Yerli halk ve yaylacılık yapan insanlar bu konularda bilgi sahibi olmadığından, `turist` dediğimiz kişiler bu insanlara iyi niyetle yanaşıp, çiçeklerin ve bitkilerin yerlerini rahatlıkla öğrenebiliyorlar. Çoğu ülkede bitki kaçakçılığına karşı sıkı önlem alınıp, bitkilerin yoğunlukta olduğu bölgelerde giriş ve çıkışlar kontrol edilirken ülkemizde hiçbir denetimin olmaması casusların işine yarıyor." ifadelerini kullandı. 

 

Düzenli, Türkiye`nin neredeyse tamamının bu tehlikeyle karşı karşıya olduğunu savunarak, "Dağlarımız, ovalarımız, yaylalarımız adeta sebil olmuş. Doğa turları gibi çeşitli adlar altında yabancılar bitki türlerimizi yağmalıyor. Tabii işin içinde uluslar arası ilaç firmaları da var" dedi. 

 

Düzenli, Türkiye`de bulunan ve dünyanın hiçbir yerinde olmayan 3500 endemik bitkinin kaçırıldığını, bazı Türk bilim adamı meslektaşlarının da farkında olmadan casuslarla işbirliği yaptığını, kaçakçıların, yurt dışına eğitim için giden öğrencileri bile kullanarak çok özel bitki materyallerini ele geçirdiklerini kaydetti. 

 

Kaçakçıların turist gibi gelerek doğa turları ya da kamplarda topladıkları bitkileri kargo yoluyla ülkelerine gönderdiklerini vurgulayan Düzenli, kara yoluyla gelen bitki ajanlarının ise araçlarına özel bölmeler yaptırdıklarını ileri sürdü. 

 

Düzenli, Türkiye ilaç ve kozmetik ürünlerinin hammaddesi olan 4 bine yakın endemik bitki türü ile endemik olmayan çok sayıda bitkinin gen merkezi olmasının kaçakçıların iştahını kabarttığını kaydetti. 

 

Düzenli, izinsiz bitki toplamanın önüne geçmek için yeni kurallar ve yaptırımlar olması gerektiğini savunarak, "Öncelikle bilimsel araştırma yapan yabancı bilim adamları, bunun için öncelikle ilgili birimlerden izin almalı. Botanik dergileri için editöryal olarak bir kural konulmalı. Nasıl bir yayında ortak yazar olan kişilerden imza ya da onay alınıyorsa aynı şekilde yayında geçen bitki örneklerinin izinli toplandığına dair belge de yayın öncesi editöre sunulmalı. Bence asıl böylece bu izinsiz toplamaların önüne geçilebilir. Türk botanikçiler, dergilerde çıkan ve Türkiye`den izinsiz toplanmış örneklerle yapılan yayınları, "editöre mektup" formatında afişe etmeli. Üstelik bu dergi makalelerini delil olarak kullanıp, bu kişilerin Türkiye`ye girişleri veto edilebilir. Teknolojinin son derece geliştiği günümüzde bu kişilerin bir daha ülkeye girişini kontrol etmek artık çok güç olmasa gerek." dedi.
 
İsrail?de "çakma" Ayder Yaylası yapıldı
Rize Üniversitesi Pazar Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Şengül Alpay Karaoğlu, Doğu Karadeniz?de yoğun bir endemik bitki kaçakçılığı olduğunu ifade ederek, "Şu anda kaçak bitki sadece gümrüklerde ihbar varsa yakalanıyor. Yakalananlar da buz dağının görünen kısmı" dedi.


Bu bitkilerin 40 yıldır bilinçsiz bir şekilde ihraç edildiğini belirten Karaoğlu, "Doğu Karadeniz?den yoğun bir endemik bitki kaçakçılığı var. Bu durum, kaçırılmak istenen bitkilerin zaman zaman yakalanmasıyla ortaya çıkıyor" şeklinde konuştu.

Doğu Karadeniz?e gelen bazı kişilerin neden direkt yaylalara gittiğinin sorgulanması gerektiğine dikkati çeken Karaoğlu, şöyle devam etti: "Yöremizdeki belirli kontrol noktalarında endemik bitkileri tanıyan insanların olması lazım. Adamın biri yaylaya gidiyor, ?turizm yaptı, indi? diyoruz. Ama geliş sebepleri aslında çok farklı. Eskiden bu bitkileri çalarken gövdesini çalıyorlardı ve bu görülebiliyordu. Ama günümüzde buna ihtiyaç duyulmuyor artık kaçakçı bitkinin kök saçağından gözle görülemeyecek bir parça alıyor, kulağının arkasına, gözlüğünün bir köşesine mikroçipler içinde saklayabiliyor. Ayakkabısına, çorabına saklıyor. Bu konuda duyumlar alıyoruz.

Karaoğlu, bitki kaçakçılarının "hangi bitkinin, hangi yaylanın hangi noktasında olduğunu çok iyi bildiğine ve özel aletlerle bitkinin doğal değerlerini araştırdıklarına" dikkati çekerek, "Bir bitkinin özelliklerinin analiz edilmesi için o bitkinin küçük bir kesitinin alınması yeterli oluyor.

Bununla milyonlarca DNA üretilip bize satabiliyor. Bugün İsrail?de bir Ayder Yaylası var. Ayder?in bir minyatürünü oraya kurmuşlar. Bu bilinen bir gerçek.

Bölgede yetişen hemen hemen her bitkinin bir kopyasının İsrail?de olduğuna inanıyorum. Bölgenin iklim şartlarının aynısını oluşturup, Ayder tepesi yapmışlar" dedi.

Yaklaşık 10 yıldır dağcılık ve fotoğrafçılığa ilgi duyduğunu ifade eden Karaoğlu, "Bu kişiler sürekli dağ gezileri yapar. Yaptığım her dağ gezisinde motosikletli 3-5 İsrailli görürüm. Biz sabah saat 09.00-10.00?da dağlara çıkarken, onlar o saatte iniyorlar. Çünkü o saatlerde yaylada kimse görünmez.

Rahat rahat bitkileri topluyorlar. Misafir olarak davet edilen bazı hocalar bile bitki çalıp bir yerlere sıkıştırıp kaçırıyorlar. Bunu öğrenen bazı Türk hocaların haber vermesiyle gümrüğü geçerken yakalanan yabancı hocalar var. Hiçbir ülkenin yaylasına bu kadar sorgusuz, sorumsuz girilemez" diye konuştu.

"Kaçakçıya turisttir diye hizmet ediyoruz"
Doç. Dr. Şengül Alpay Karaoğlu, Doğu Karadeniz?de özellikle soğanlı bitkilerin ihracı konusunda köylülerin bilinçlendirilmesi gerektiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı: "Köylülerin bilinçlendirilmesi amacıyla iki bölgede eğitim çalışması yapmayı düşünüyoruz. Ayder ve İkizdere vadileri endemik bitki türleri açısından çok önemli. Bu vadiler, yaylalar üzerinden birleşiyor. Bu iki bölgeye kontrol noktaları oluşturulup, sıkı denetlense kolay kolay bir şey kaçırılamaz. Şu anda kaçak bitki sadece gümrüklerde ihbar varsa yakalanıyor. Yakalananlar da buz dağının görünen kısmı. Ben başka bir ülkeye giderken ayakkabımı, çorabımı çıkartıyorum, ülkemize gelenler ise rahatlıkla girip çıkıyor. Turistler, endemik bitkilerimizi kaçırırken biz ?turisttir? diye onlara hizmet ediyoruz" Yüksekokullarından mezun olacak öğrencilerin bu konuda bölge insanına önemli bilgi akışı sağlayabileceğini dile getiren Karaoğlu, "Bu öğrencilerimiz bilgi birikimleri ile kaçakçılığı önleyebilecektir. Bu konuda bilinç oluşturmak çok önemli" diye konuştu.


 

 



İlginizi Çekebilir