Yaylalarda Sona Doğru!

Yaylalarda Sona Doğru!



Yaylacılık?Karadeniz Kültürünün en önemli temel yapı taşlarından bir tanesi.İnsanlarımızın günümüz teknolojisinin esiri olarak birbirinden uzaklaştığı,sosyal ilişkilerin son derece zayıfladığı günümüz dünyasında eski gelenek ve göreneklerin yaşatıldığı,insanların birbirine yardımcı olabilmek için bütün gücü ile çalıştığı ve üzerinde kesinlikle bilimsel bir araştırma yapılması gereken toplumumuzun en önemli temel yapı taşıdır yaylacılık.
Her yıl Mayıs ayının ortalarında başlayan yaylacılık sezonu havaların durumuna bağlı olarak kimi zaman Eylül Ayının 15?inden sonra kimi zaman ise Eylül Ayının sonlarında sona erer.Mayıs ayının ortalarında yemyeşil doğası ile karşılar konuklarını yaylalarımız.Bakılmasına doyum olmayan eşsiz bir güzellik sunar insanların önüne.Bir tarafında kar bir tarafında ise yeşillik vardır.Ve de iddia ediyoruz böyle bir güzellik dünyanın hiçbir yerinde bulunmaz.
Çaykaramızın bir çok köyü Yayla yapar Şekersu Yaylalarında.Alt,üst Tabanoz,Traş Gabanı,Staliya (Büyük Yayla),Veli,Garester,Multat ve Şekersu Köyü  Yaylalarında Çambaşı(Anoso),Taşkıran,Taşlıgedik,Elmalı,Köseli,Demirli ve Uzungöl Halkı Ortak olarak yaylacılık yapmaktadırlar.
Daha önce de anlatmıştık.Dostlukların,arkadaşlıkların,paylaşmanın ve de yardımlaşmanın en güzel örnekleri yaşanır yaylalarımızda.Yaşlı Dedelerimiz ve ninelerimiz için farklı bir anlam ifade etmektedir yaylalarımız.Birlikte yaşadığı komşuları ile 60-70 hatta belki de 80 senedir aynı yaylayı paylaşmaktadır yaşlı dedelerimiz,ninelerimiz.Aynı yaylayı paylaştıkları komşuları ile bundan 70-80 sene önce birlikte çocuk olmuşlardır.Birlikte yaz başı halazında ıslanmışlar,birlikte inek beklemişler,birlikte oyun oynamışlardır.Sonra birlikte büyümüş,delikanlı ya da genç kız olmuşlardır.Birlikte sevdalanmışlar,dedelerinden ya da çoğu kez ninelerinden habersiz birlikte seyire gitmişler komşuları ile dert ortağı olmuşlardır.Sonra evlenmişler ve yine birlikte anne baba olmuşlardır.Çocuklarını binbir meşakkatle birlikte büyütmüşlerdir.Yaylada herkesin bir yaylası vardır ama tüm yaylaların kapısı bütün çocuklara açıktır.Yani Uzungöl?den bir çocuk defalarca Anoso?dan bir arkadaşının evinde karnını doyurmuştur.Çünkü Yaylalar tüm çocuklarındır.
Sonra çocuklar büyümüş torun sahibi olmuştur yaylacılarımız.Torunlarını birlikte büyütmüşler ve onların da mürüvvetini hep birlikte görmüşlerdir yaylacılarımız.Yani işin özeti Sevgili okuyucular?Dedelerimiz,ninelerimiz yayla komşuları ile bir ömür boyunca hep bir arada yaşamışlardır.Komşularını ile birlikte oldukları kadar asla kendi öz çocukları ile beraber olmamıştır yaylacı dedelerimiz ninelerimiz.
Ve Gençlerimiz?Gençliklerinin en güzel en keyifli zamanlarını hep yaylalarda yaşamıştır gençlerimiz.Arkadaşların en sadık olanı hep yaylalarda kazanılmıştır.İlk aşkların,sevdaların en güzeli hep yaylalarda yaşanmıştır.Ve sonbahar mevsimi tüm bu güzelliklerin bu sezon için bitmesi ve şimdiden yeni bir yayla sezonu özlemi başlar insanlarda.Güzel bir türkü bu duyguyu çok güzel ifade etmektedir.
Ağlattun beni anam
Galiba öleceğim
Sakarsu yollarına
Daha gelmeyeceğim. 

Bu aslında yaylaya bir sitemdir.Dedelerimiz ninelerimiz belki de bir sonraki yaza ulaşamayacak olmanın endişesi ile helallik ister komşularından.Genç Kızlarımız,delikanlılarımız ise kışın muhtemel bir evlilik ile yaylanın bu güzelliklerinden kopmaktan endişe etmektedir.
Evet İlkbaharda yemyeşil doğası ile misafirlerine kucak açan yaylalarda sonbaharda her yer sapsarıdır.Tıpkı insan ömrü gibi yaylalarımız da sararmıştır.Ve yaylalarımızın sonbahardaki o hüzününü görmemek mümkün değildir.İnsanlar yayladan göç ettikleri için adeta yaylalarımız da matem tutmaktadır.

Haber kaynağı: Hilmi Kanık/Çaykara Gündem gazetesi


Anahtar Kelimeler:

İlginizi Çekebilir