Demirkapı Mahallesindeki Mezarlığın Hüzünlü öyküsü

Demirkapı Mahallesindeki Mezarlığın Hüzünlü öyküsü

Trabzon Büyükşehir Belediyesi iç denetçisi hemşehrimiz Osman Abanoz´un kaleme aldığı ? Demirkapı Mahallesindeki Mezarlığın Hüzünlü öyküsü? adlı makalesini paylaşıyoruz

DEMİRKAPI AŞAĞI MAHALLE MEZARLIĞINDA YATAN ÇEŞİTLİ KAZALAR SONUCU VEFAT EDENLERDEN UNUTULMAYANLAR:

Çaykara Demirkapı Mahallesi, Çaykara´nın en eski 10 Mahallesinden biridir. Yaklaşık 50 haneden oluşan aşağı mahallenin mezarlığı mahallenin karşısında Canlo dağının alt kısmında ormana yakın bir yerdedir. Yıllar içinde bu mahallede vefat efen yüzlerce erkek-bayan genç - yaşlı ve çocuk burada defnedilmişlerdir. Demirkapılı erkekler ilkbahar veya sonbaharda gurbete gitmek zorunda idi. Çünkü Haldizen´de hayvancılık dışında geçim kaynağı yoktu. Gurbet illerinin başında Erzurum vardı.1960´lı yıllarda Erzurum´a kestane satmak için giderken kamyonun kaza yapması sonucu Boybat´ın İsmail oğlu Mustafa Yüce vefat etmişti. Cenazesi bu mezarlığa getirilerek defnedildi. 1967 yılında Sayit in İsmet Yüce de kaza sonucu ölünce burada ebediyete uğurlanmıştı Önceki yıllar da Ramus Yüce amca Derinderede taş vurması sonucu vefat etmişti.1967 yılında doğum sonrası vefat eden İzzet eşi Münevver Yüce de bu mezarlıkta yatıyor. Demirkapı´ya araç yolu yapılırken 2 elim kaza olmuştu. Biri Bayramların Hacı Ali Yüce diğeri de Dursunali oğlu Kadir idi. 20´li yaşlarda başlarına taş vurması sonucu geride acılı anne ve babalar bırakarak Allah´ın rahmetine kavuşmuşlardı. Büyükler derki "BABA ÖLÜR OĞUL DURUR ADETTİR, OĞUL ÖLÜR BABA DURUR, NE DERTTİR? diye./resimler/2019-1/8/2259025582140.jpgİnsanın doğduğu ve yaşadığı yerlerin şartları o insanların kaderinde etkili olmuştur. Berberin bile yazıhanesinde getirterek tras olduğu anlatılan bir dönem Van´da isim yapmış Hasanoğlu ihsan Yeşilyurt, Erzurum -Ağrı arasında geçirdiği trafik kazasında vefatından sonra buraya defnedildi. 1998 yılında gurbete gittiği Erzincan´dan babasının cenazesine gelirken trafik kazasında vefat eden Salihoğlu Mustafa Keleş, 1994 yılında Terme´deki ailesini ziyarette gittiğinde yoldan karşıya geçerken araç çarpması sonucu vefat eden Muzaffer eşi Güner Yüce, 1995 yılında evlerinin başındaki orman girişinde ayının saldırısı sonucu vefat efen Medet eşi Fatma Yüce,  2004 yılında Karakayalar mevkiinde ağaç vurması sonucu vefat eden Onbaşı oğlu Mustafa Keleş ve 2016 yılında 40´lı yaşlarda amansız hastalığa yakalanarak  aramızdan ayrılan Fazlı oğlu Abdurahman Yüce bu mezarlıkta yatıyor./resimler/2019-1/9/0838226166719.jpgAslında şairin dediği gibi "HER ÖLÜM ERKEN ÖLÜM" dür ama yukarıdaki isimlerin ölümü hem genç hem de acılı olmuştur. Her biri arkalarında acılı hikayeler bırakarak gitmişlerdir. 

BU MEZARLIKTA YATANLARDAN BAZI İSİMLER:Hatırlayabildiğim kadarıyla;

Battal Yüce dede ve oğulları Aziz,

Medet; Ali Yüce ve damatları Numan Keleş,

Sıra dağlar gibi orada yatıyor.

Godobo dede ve eski muhtarlardan Burhan Yıldız,

Hasan Yeşilyurt amca,

Ömer ve Şuayip Yıldız amca,

İsmail Hakkı Keleş,

Nazım oğlu Mustafa Yıdız,

Onbaşı amca olarak tanıdığımız Muhammet Keleş,

Salih Keleş, Ömer Keleş, 

Delduran´ın Mehmet Keleş; Resul Keleş,

Rüstem Yüce amcalar bu mezarlıkta yatıyor

Daha eskiye doğru gidince Kadem Turan, Karaali Keleş, sağdaki Muhammet ve Osman Yüce, ile Şükrü Yüce, Aslı Yüce../resimler/2019-1/8/2334100623355.jpgBu isimleri hatırlayınca sanki bir mahalle karşıya göç etmiş gibi. Orada yatanlarım sayısı mevcut evlerde yaşayanlardan fazla gibi.

BU MAHALLEDE DOĞUP BİR SÜRE YAŞADIKTAN SONRA BAŞKA YERLERDE DEFNEDİLENLERİ; Demirkapı aşağı mahalleden göç eden Rasim Gündoğar ailesinden vefat edenler Manisa-Akhisar ilçesinde,

Keleş, Yıldız, Günaydın Yüce ailelerinden vefat edenlerin bazıları Samsun merkez, Çarşamba, Bafra, 19 Mayıs ilçelerinde defnedilmişlerdir.

Trabzon Sülüklü, Bahçecik, Bostancı mezarlıklarında hemen hemen her aileden defin vardır.

İstanbul, Kocaeli, Balıkesir- Bandırma ´da Yüce ailesinden vefat edenler kaderin bir cilvesi bu. İnsanlar doğup büyüdüğü yerde değil, İsteyerek gitmediği fakat gitmek zorunda kaldığı gurbet ellerinde defnedilmek zorunda kalmışlardır./resimler/2019-1/8/2304113088137.jpgYazımızda konu ettiğimiz mezarlık geçen yıl çekilen "SENİ SEVEN ÖLSÜN" filmine konu olan ender mezarlıklardan biri olmuştur. Âşık Veysel´in dediği gibi " BEN GİDERSEM ADIM KALSIN. DOSTLAR BENİ HATIRLASIN" Bu yazıda amaç, yıllar içinde aramızdan ayrılan hemen hemen hepsini yüz yüze tanıdığım ve çoğunun cenazesinde de bulunabildiğim hayatları çile dolu bu insanları hatırlamak ve hatırlatmaktır./resimler/2019-1/8/2304400744937.jpgRize sokaklarında dolaşan ve adı SİNAN olan biri vardı. Vatandaşlara hitaben şöyle der ve gezerdi. "FALAN ÖLDÜ, FİLAN ÖLDÜ, BİRGÜN DERLER SİNAN ÖLDÜ, MALDA YALAN MÜLKDE YALAN, VAR SENDE BİRAZ OYALAN" İnsanoğlu arkasından konuşulan birkaç kelamdan ibarettir. Bu yazı 2 gün (6.01..2019) önce vefat eden okul arkadaşım Kadir Yüce´nin annesi Habibe  Yüce´nin karlı ve tipi estiği bir günde bu mezarlığa defnedilişinden sonra duygu yüklü bir ruh hali ile birkaç saat içinde kaleme alınmış olduğundan isimlerde ve tarihlerde eksiklikler olmuştur elbette./resimler/2019-1/8/2305301370983.jpgHabibe anne Gümüşhane´nin Torul ilçesinde doğmuş, bir süre Beşikdüzü´nde yaşamış ve evlendikten sonra son 64 yılını yukarda bir kısmının isimleri yazılı kişilerle komşuluk yaparak ruhunu teslim etmiştir. Bu kadar uzaktan gelip bu mezarlıkta yatan herhalde tek olup, o mezarlığın misafir mevtalarından biri olmuştur. Orada onunla birlikte yatan bu yazıda isimleri yazılmamış çok sayıda bayan da vardır. Hikâyesi acılarla dolu böyle toplu mezarlık Karadeniz´de azdır herhalde. Hepsine Allah´tan rahmet diliyoruz. Allah ahir ve akıbetimizi hayırlı eylesin../resimler/2019-1/8/2310266845507.jpgwww.caykaragundem.com



İlginizi Çekebilir