Doğu Karadeniz Üzerine-2

Doğu Karadeniz Üzerine-2

Çaykaralı Hemşehrimiz araştırmacı Yazar Fehmi Aygün´ün kaleme aldığı "DOĞU KARADENİZ ÜZERİNE-2"adlı makaleyi sizlerle paylaşıyoruz.

Şark Meselesi:            

Doğu Anadolu´da 10 asırdan beri veya daha da önceden beri, aynı coğrafyada yaşayan Kürtlerle Türkler arasında yakın tarihlere kadar fazla ciddi bir problem yaşanmamıştı. Anadolu´da ki değişik millet ve değişik dinlerin mensuplarıyla da büyük problemler yaşanmamıştı. Zaten Türk ve Kürt vatandaşların, Hristiyanların Ermeni ve Rumların birbirleriyle böyle bir meselesi de gündemi de yoktu. Ne var ki başkalarının-başka devletlerin- böyle bir gündemi vardı: O da Osmanlı topraklarını pay etmekti. Bu mesele yakın tarihte ?şark meselesi? olarak isimlendirilmişti. Nedir bu şark meselesi? ?Türkleri ve Müslümanlığı Anadolu´dan çıkarmak ve mümkünse onları Orta Asya´ya geri göndermek?. İşte şark meselesinin batılı devletlerce anlamı budur.             

Türklerin Anadolu´dan çıkarılması; Önceleri Avrupa ve Rusya´nın sonra Siyonizm ile birlikte ABD ve İsrail´in gündeminde olan bir meseledir. Bu devletler Osmanlı´nın son birkaç yüzyılından beri Türkleri veya daha geniş bir ifade ile Müslümanları önce Avrupa´dan ve sonra da Anadolu´dan çıkarmaya çalışmaktadırlar. Bu meselenin batılıların lehine daha önce çözülememesi Rusların ve Avrupalıların Osmanlı devletini nasıl paylaşacakları hususunda anlaşamamalarındandır. Neticede birinci Cihan Savaşında Osmanlı devletini olabildiğince parçalayarak Türkleri-Müslümanları Anadolu´ya sıkıştırdılar. 1. Cihan savaşı yıkımından ?Milli Mücadele? sonunda bu günkü topraklarımızı kurtarabildik.           

Milli Mücadele ile kurtarılan topraklarımızda bizi rahat bırakacaklar mı? Hayır! Asla! Şahsi fikrim İsrail Ortadoğu´da var olduğu müddetçe ne Ortadoğu ve etrafındaki ülkeler ve nede İslam ülkelerinin hiçbiri huzuru ve barışı tadamayacaktır. Güçlü Amerika ve Avrupa ülkeleri ve kim bilir kontrolleri altındaki başka hangi ülkeler İsrail´in destekçisi oldukları müddetçe hiçbir İslam ülkesi iki gözünü yumarak rahat uyuyamayacaktır.  

Bu maksada ulaşmak için Türkiye´de çeşitli suni gündemler, meseleler oluşturdular. Mesela ?Kürt meselesi? bunlardan biridir ve bu mesele Osmanlı döneminde de Cumhuriyet döneminde de var olmuş ve 1968 öğrenci hareketlerinden sonra Türkiye çapında yaygınlaşmış, 1983 den sonrada bir silahlı ayaklanmaya dönüşmüştür. 

Bu anarşik olaylar ?Türklerin ve Kürtlerin devletine? sadece 1980 den itibaren birkaç yüz milyar dolarlık bir maliyete, 60-70 bin asker sivil, Türk ve Kürt vatandaşımızın ölümüne ve milletimizin geleceğine, birliğine hesap edilemeyecek kadar çok daha başka zararlara sebep olmuştur. 1980 Den sonra belki Yurt içinde silahlı düşman askerleriyle savaşmadık ama hangi düşman bizim 50-60 bin insanımızı öldürebilir ve 300-400 milyar dolar harcamaya sebep olabilirdi. Onun için artık kılıç elde savaşmaya gerek yok, iyi planlanmış siyasal ve sosyal olaylar düşmana çok daha fazla zarar verebilmektedir. Büyük Ortadoğu Projesine bir bakın bakalım ne kadar İsrail veya Amerikan askeri ölüyor, hiç. Peki, ne kadar para harcıyorlar? O da onlar için önemli değil nasıl olsa Irak ve Suriye petrollerinden bu masrafı çıkaracaklar. İşte proje diye buna denir. Hiç can kaybın olmayacak, masrafında er veya geç o ülkenin kaynaklarından tahsil edilecek. Diğer yandan ise Müslümanlar ve kadim komşu milletler halklar birbirlerini boğazlamaktadırlar.  

Batılı devletlerin emperyalist amaçlarına ulaşmak için başımıza açtığı gailelerden biri olan bu bölücü terör belasının yüksek maliyetinden sonra acaba dış güçler bizim için bundan başka bir şeyler de hazırlamışlar mıdır? 

Pontus meselesi: 

Türkiye bu PKK meselesinde başarılı olup iç barışı sağlarsa huzura mı erecektir? Hayır! Dış güçlerin çekmecelerinde başka dosyalar da olmalıdır. Mesela mezhep çatışması, sağ-sol çatışması, laik-anti laik çatışması gibi problemleri zaten yaşadık ve yaşamaktayız. Hiç hesap edilemeyen bir de darbe teşebbüsü yaşadık. Peki başka? 

Dış güçlerin bizim için hazırlamakta oldukları bir mesele de sözde ?Pontus Meselesi? denen meseledir. Bu mesele de bir gün mutlaka Türkiye´nin önüne getirilecektir. Şimdilik altyapısı hazırlanmaktadır ve Dünya kamuoyu müsait olunca daha doğrusu dış güçlerce zamanı gelince birden bire Dünya kamuoyunda bu konunun tartışıldığını göreceğiz.         

Hemen hemen herkesçe Pontus sorunu olarak isimlendirilen bu olay yukarıda (1.Makalede) altyapısı özetlenen ?mübadil Rumlar? üzerinden yürütülmektedir. Mübadil Rumlar -daha doğrusu Rum diasporası-  Anadolu´dan göç etmeden önce soykırıma uğradıklarını iddia etmektedirler. Aynen sözde ?Ermeni soykırımı? gibi. İddialarına göre: Atatürk´ün Samsuna çıkışından itibaren 1919-1923 yılları arasında yüzbinlerce Rum Türkler tarafından ?soykırım? anlamında katledilmişlerdir. Bu sözde katliam konusu 1974 yılında Yunanistan´ın meclisinde görüşülmüş ve her 19 Mayıs günü sözde ?Rum soykırımı? anma günü olarak kabul edilmiştir. Yani biz Atatürk´ün Samsuna çıkışını kurtuluş savaşının başlangıcı olarak kabullenip kutlama yaparken, onlar da bu tarihi kendileri için bir felaketin başlangıç günü olarak görmekte ve anma toplantıları yapmaktadırlar.             

Yunanistan´ın-Rumların veya ?Rum diasporasının? bu iddialarının dışında, ayrıca Trabzon merkezli bir iddiaları daha var. Bu iddia da: 

?Trabzon´un bilhassa Of ve Tonya ilçelerinin köylerinde Rumca konuşan Müslümanlar; aslında Osmanlı´nın baskısı altında dinlerini gizleyen gizli Hristiyanlardır ve Helen-Yunan- asıllıdırlar. Osmanlı döneminden önceki tarihlerde Rumlar tarafından ?Pontus? olarak isimlendirilen ve Samsun´dan Artvin veya Batum´a kadar olan bölge, - Doğu Karadeniz, Amasya Gümüşhane vilayetleri dâhil ? Rumların memleketi sayılmalıdır, yani onlara verilmelidir.? 

Yunanistan-Rum tarafının böyle iddia ve görüşleri var. Türk kamuoyu bu konu ile fazla ilgili ve bilgili olmayabilir, ama Dünya´da bu konuda yoğun çalışmalar devam ediyor. Biz bu konuları hem kendi kaynaklarımızdan hem de mümkün olduğu kadar yabancı kaynaklardan inceleyerek okuyucuya sunmaya çalışacağız.

www.caykaragundem.com

 

 



Anahtar Kelimeler: Doğu Karadeniz Üzerine
Ahmet Mutluoğlı
6.03.2018 12:31:10
Elinize kaleminize sağlık Sayın Aygün. Sizler gibi Değerli Arkadaşlar bu işi ele almış bulunuyor çok şükür. Yalan yanlış her şey aydınlanacak inşallah.

Rafet Üstün
6.03.2018 21:50:36
Ağam kalemine kuvvet yani eserlerini bekliyoruz. yaz ki millet okusun ve anlasın selam ve sevgiler.

İlginizi Çekebilir