Safiye Abanoz'un ardından

Safiye Abanoz

21 Aralık 2020 tarihinde yakalanmış olduğu Corona Virüs(Covit 19) hastalığına yenik düşerek aramızdan ayrılan Safiye Abanoz için Oğlu Osman Abanoz tarafından hazırlanan güzel bir yazı ile birlikteyiz.

21 Aralık 2020 tarihinde yakalanmış olduğu Corona Virüs(Covit 19) hastalığına yenik düşerek aramızdan ayrılan Safiye Abanoz için Oğlu Osman Abanoz tarafından hazırlanan  güzel bir yazı ile birlikteyiz.

Merhum Safiye Abanoz sadece örnek bir insan olarak değil aynı zamanda eğitime ve okumaya önem veren yapısı ile çevresi ile olan olumlu iletişimi ve çevre insanını eğitim anlamında geliştirmeye çalışan yapısı ile ve de çalışkanlığı ile hem Taşkıran Mahallesinde hem de Demirkapı Mahallesinde farklı ve özel bir insan olarak tanınıyordu,

Merhum Safiye Abanoz’un mükemmel bir şekilde yetiştirip toplumun hizmetine sunmuş olduğu evlatlarından Trabzon Büyükşehir Belediyesi İç Deneticisi Osman Abanoz bizlere biricik anneciğini o kadar güzel anlatmış ki bizlere düşen sadece o satırları sizler ile paylaşmak kaldı,

Ayrıca Çaykara Esnaf Kefalet Kooperatifi Başkanı aynı zamanda Işıklı Mahalle Muhtarı Mehmet Savaş Dündar ile İlçemiz Çambaşı Mahallesinden Ali Güven Hocamızın iki güzel şiirini de bu yazı ile birlikte sizlerle paylaşıyoruz,

21  Aralık 2020 de coviď den vefat eden Sevgili Annem Safiye Abanoz  için bir ağıtta Çaykara Işıklı  mahalle  Muhtarı  akrabalık bağımızda olan Sevgili dostumuz Mehmet Savaş Dündar bey  duygularını bir ağıt kaleme alarak acımızı paylaştı.Sevgili Muhtarımıza , daha önce de  annemle ilgili ağıt kaleme alan Değerli dayım Niyazi Albayrak Hoca’ya,ve Taşlıgedik  mahallesin den  olup,Pelitli de cami ımamı olan   Ali Güven hocamıza, bu ağıtları yayınlayan Çaykara Gündem gazetesi sahibi Kemal Çuman beye ve   güzel dost  Hilmi Kanık hocamıza ve bu vesile ile acımızı paylaşan Çaykara Gündem okuyucusu dostlarımıza Abanoz ailesi adına teşekkür ederiz. 

Aşağıda ki ağıtta(destan) da isimleri geçenlerden  dedem Osman Abanoz ve annemin babası Hacıbek Tahir Albayrak  hoca 1920 lı yıllarda Erzurum 'da tesadüf asker arkadaşı oldular.

Yüzlerce askerin olduğu iştimada (ayakta toplantı)  Bölük  Komutanı  Türkçe ve Osmanlıca bilen  asker varsa 2 adım öne çıksın deyince sadece   Osman ve Tahir dedem  öne çıkmışlar.İlk tanışıklıkları ve dostlukları burada başlamış oldu Askerlık sonrası  Hacıbek olarak tanınan Tahir Albayrak dedem kendi köyü Taşkıran(Çoroş) 'da uzun süre muhtarlık yapmış,Muharrem'in Osman olarak bilinen dedem Osman Abanoz 'da kendi köyü Demırkapı'(Haldizen) de kısa bir dönemde olsa Muhtarlılık yapmıştı. Osman dedem Erzurum'da ticaret le uğraşmaya karar vermiş ve Erzurum Cennet Çeşme caddesi onun hayatını idame ettirdiği, çok sayıda insanı misafir ettiği yer olmuştur. Babam Vehbi 17, annem Safiye 16 yaşında olunca  Osman dedem Tahir dedem den kızı Safiye 'yi gelin yapmak istediğini söyleyince,Tahir dedem eşi Havva anneme ve annem Safiye 'ye bile sormadan  tamam diye cevap verir. Bunu öğrenen Albayrak ailesi annem Safiye ye hiç görmediğin  ve tanımadığın biri ile evlenmek istemiyorsan  bu  işi engelleyelim.Hatta amca çocukları ve aile bu şekilde  kız verme şekline  karşı rahmetli Tahir dedeme açık tavır  ve direniş  gösterirler. Annem ise,ismi  gibi Saf ve teslimiyetçi bir ruh haliyle,Ben babamın evet dediği bir söze karşı çıkamam,Ben babamı mahçup edemem deyip babasının sözüne itirazsız uyarak hiç tanımadığı  rahmetlı babam Vehbi Abanoz'a 1954 yılında 16  yaşında eş olmuştur.

Rahmetli Osman Abanoz dedem düğünden bir iki gün sonra Erzurum'a dönmüş, çok isteyerek gelin ettiği Safiye yi çok kısa  sürelerle birkaç kez  ancak görebilmiş 1957 yılında 52 yaşında Erzurum'da  bir kalp krizi sonucu aniden  vefat etmiştir.Rahmetli annem Haldizen'e geldiğinde Türkçe Okur yazar ve Kur 'an okuyabilen sayısı azdı. Babası Tahir, hoca olduğu için ondan hem Türkçe hemde Kur 'an okumayı öğrenmişti. Bir taraftan biz çocuklarını Türkçe ve Kur 'an öğretirken mahallenin,çocuklarında öğretme gayreti içinde olmuştur. O tarihlerde Haldizen de bazan vekil öğretmen olmuş, çoğu zaman da okulda öğretmen olmamıştır.  Rahmetli annem küçük yaşlarda çoğu zaman gerek Taşkıran da gerekse Multat yaylasında anneannesi olan ve aynı zamanda Cevat Şahin hocanın da babaannesi olan Yunus Efendinin eşi " Beyazına" olarak tanınan Hanife  Şahin anneannesinin yanında  arkadaş kalmıştı. Anne annesi Hanife nine de  kendi döneminde Taşkıran 'da  farklı yetenekleri olan ve kendi döneminde İz bırakan bayanlardan biri idi.  Ninesı (anne annesi Hanife nine) benimde ebemdi.   Annem Köy ebeliğini ve Kadın Cenaze yıkama işini  bir şekilde anneannesinden  öğrenmişti.Annem Demirkapı 'ya  gelin gidince özellikle 1960-2000 yılları arası  doğum yapan birçok kadına  yardımcı olmuş, çok sayıda çocuğun  doğumunda gece gündüz demeden  birçok fedakarlıklarla bir anlamda köyün Köyün fahri  Ebeliği  görevini ifa etmiştir..O tarihlerde köyde resmi ebede zaman  zaman hiç yoktu.  Birçok kadın  yaşlanmaya başlayınca,hasta olmadan veya hastalığı esnasında rahmetli  anneme gelir vefatı halinde kendisini annemin yıkamasını talep ederdi.Bu taleplerin çoğunu   sevgili annem fahri olarak yerine getirmiştir.,Çok sayıda gerek yaşlı gerekse genç Haldızen'li bayan  cenazeyi kendi elleriyle yıkayarak  kefenlemiş ve ebediyete uğurlamıştır.Hatta yaşlı bir bayan hasta olunca  şöyle demişti" Öleceğim birşey değil ama . Safiye 'de Hacda.Ben ne olacağım " diye dediği anlatılır. Ebediyete uğurladığı  komşu ve arkadaşlarının  özellikle 4-5 tanesinin çok etkisinde kalmiş, günlerce üzüntüsünden evde yattığına çocukluk dönemizde  şahit olmuşuzdur .1960 yılında amcası Seyit Albayrak 'in 16 yaşında kızı  Ümmühan Taskıran'dan Haldizen'e yaylaya  gelir,Haldizen  dönüşü  kardeşleri ile Taskıran'a dönüşünde Haldızen'den 5 km aşağıda Mağaralar  mevkiinde tahta köprüden karşıya geçerken   Haldizen deresine düşerek boğulmuştu. Bu cenazeyi Taskıran'a göndermeyip  büyüklerinin onayı ile Haldizen 'deki Abanoz ailesıne ait olan mezarlığın en güzel yerine  kıyamete kadar kalacak şekilde misafir mezar olarak,kefenleyerek ebediyete uğurlamıştır. Amcasının kızı Ümmühan ile ilgili şu dörtlük  60 yıldır unutulmamıştır.
"Ezelde kaderim böyle yazıldı.
Taşlı dağlarda kabrim kazıldı.
Hayalim olan işler hepsi bozuldu.
Olmadı Muradım ona yanarım."


Daha sonra kapı komşusu Ali Rıza Kaya eşi Vilayet adlı yengemiz 1973  yılında genç yaşta  Büyükyaylanın üst taraflarında Demirkapı boğazı-Sarıçıcek mevkiinde  Zaguda(dağ soğanı) toplarken taştan düşerek vefat etmişti. Geride "Nokta" isimli henüz beşikte olan ve aşağıda isimleri geçen yetim çocuklar bırakmıştı.Çok sevdiği Vilayet  isimli arkadaşınıda kendi elleriyle kefenleyerek uğurlamış ve üzüntüsünü destan (ağıt) yazarak dile getirmiş ve bu ağıt(destan)yıllarca elden ele dolaşmıstı. Aradan 2 yıl geçmeden 1975 yılında ise, eski Muhtar Mehmet Ali Kaya ' nın ablası Nebahat yenge de köyün 5 km aşağısında Kuzey dere mevkiinde odun yaparken,kar kürtüğünden kayarak yuvarlanmış orada kafası taşa  çarpınca   orada vefat etmişti. Nebahat yenge de aşağıda isimleri yazılı küçük yaşta yetimler geriye bırakmıştı.Samimi arkadaşı olan Mahmut eşi  Nazife ninenin  gelini Nebahat yenge yide ebediyete uğurladıktan sonra onun içinde  ağıt(destan) yazmış ve yazdığı bu destanlarla üzüntülerini ifade etmişti. Son hatırladığım ve çok üzüldüğü  cenazelerden biride 1994 yılında Aşağı mahallenin hemen başında hayvanlarını takip ederken  Ayı ile ani karşılaşınca Ayının saldırısı sonucu vefat eden Medet Yüce eşi Fatma Yüce yengeyi  yıkayıp-kefenleyip ebediyete uğurlayınca çok üzülmüştü.Çünkü ayının yaralama izlerini gözleri ile   görmüş ve çok etkilenmişti.İnsanların yaşadığı yer onların kaderini bazen belirliyor.Ayrıca çok güzel yorgan dikme becerisi olduğu için,çok sayıda  gelin olacak genç kızlara çok güzel motifli yorganlar dikmiş ve hediye etmiştir. Haldizen de geçirdiği 65 yıllık  süre içinde  yıllarca gerek rahmetli babamın, gerek benim gerekse Trabzon Müftülüğüne bağlı çalışan Ömer(Selim) hoca kardeşimin çok sayıda misafirine kendi elleri pişirdiği tandır ekmeği,tandır ketesi, kuymak,muhlama gibi yöresel yemeklerı ikram etme zahmetinde bulunmuştur. Halen yaşayan eski Müftü, eski Milletvekili,  eski Bakan, eski Belediye Başkanı, eski Vali ve hatta çok sayıda devlet büyüğünü evinde ağırlamıştır.(Yaşadıkları için isimlerini deşifre olmasın diye yazmıyorum) Vefat edenler arasında  Trabzon eski Belediye Başkanı Suat Oyman bey, Eski Bakanlardan Ali Rıza Uzuner bey, Eski  Trabzon Müftü Nuri Güneş bey, Eski Müftü Trabzon müftüsü  Raif Korkmaz bey,Trabzon eski müftüsü Osman Dalcı bey Trabzonspor Eski Başkanlarından Mazhar Afacan ve Aliosman Ulusoy  beyleride bu vesile ile rahmetle anıyorum.TRT. TGRT.Kanal 7  TRT GAP gibi  ulusal televizyonlarda gelen televizyoncuları kırmayıp,   yöresel yemekler yaparak yörenin kültürünü, gelenek ve göreneklerini anlatmış bu programlar ulusal televizyonlarda yayınlanmıştır. Geçmiş zamanlarda dönem dönem Demirkapı(Haldizen) mahallemizin turizm yönünden tanıtımına dolaylı olarak çok önemli katkıları olmuştur. Askerlik ve öğrencilik dönemlerim hariç,hiç ayrı kalmadığım son 40 yıldır Trabzon merkezde 3 ayrı mahallede  hep aynı  apartmanlarda   annemle alt -üst dairelerde birlikte  yaşadığım için Yüce Allah'ıma şükrediyorum...Binlerce insana göre kendimimizi şanslı  sayıyorum.Bana küçük  yaşlarımda bir tavsiyesi olmuştu. Oğlum eğer şu sigarayı içmez isen sana Annelik hakkımı helal edeceğim demişti. Ömrüm boyunca bu tavsiyeye uydum.Bir dal bile sigara içmedim. 81 yaşında  ve 40 gün önce malüm covid hastalığından aniden  vefat eden Canım anneciğim beni, kardeşlerim Ömer Hoca, Hafız Ayşe' yi ve Ailemizin Anaç kızı Emine'yı  güzel yetiştirdiği için  ona  ne kadar dua etsek,onun için ne yaparsak  azdır. "Her ölüm Genç ölümdür"der büyüklerimiz.Bizlerde öyle algıladık.Ama emir büyük yerden geldi.Şüphesiz Her nefis elbet bir gün ölümü tadacak  olduğuna inancımız tam. Bahçecik mezarlığında rahat uyu.Ne tesadüftür ki  mezarının yani Bahçecik cezaevi dış duvarına yakın olması,mezarının başında  jandarma kulübesi olması, 24 saat ışıklar altında nöbetçi jandarma olması bize azda olsa bir  teselli veriyor.. Haldizen'i hüzne boğan  Haldizen' ın Ebe annesi, Yorgancı yengesi, Bayan Cenaze yıkayıcı hocası,, Abanoz Ailesinin misafirperver ve çilekeş Safiye annesi.Allah rahmetiyle muamele eylesin..2 kez  Hac, 4 kez Ümre yaparak ziyaret etme şansı bulduğun Mekke ve Medine' yi Münevverede yatmakta olan  başta  Peygamberimiz Muhammt Mustafa (s.a)  olmak üzere cennetle müjdelenen ashabımıza  ve Fatma anamıza  seni komşu eylesin.Okuyuculardan onda hakkı olan varsa lütfen helal etsin. Ne mutlu Annesi sağ olanlara  ve onun duasını alabilenlere.Sözün bittiği yer derler ya. Benim içi de öyle oldu. Annemin ölümünden   40 gün sonraki  yazdığım en zor  yazı oldu.Herkesin geçmişlerine rahmet diliyorum.

SAFIYE ANAYA AĞIT
Kimine önder kimine rehber,
Kimine kol du Safiye Ana,
Kim dara  düşerse olur seferber,
Ekmeği boldu Safiye Ana.
xx
Osman efendi gitti Tahir hocaya görücü,
Her ikiside asker arkadaş Köylerinde bir öncü,
Onaltı yaşında pırlanta inci,
Bir gelin oldu Safiye Ana.
xx
xx
Elti Binnaz gibi bol idi aşı,
Binnaz elti değil sanki kardaşı .
Gururlu vakurlu , dik durdu başı,
Eşi Vehbi için doğdu Safiye Ana.
xx
Kulak verirdi ilahi sese,
Yardımcı olurdu köyde herkese,
Hem  CENAZE işi, hem de güvenilir bir EBE,
Millete yol oldu Safiye Ana.
xx
Arapça Türkçe dersler verirdi.
Her zorluğun üstesinden gelirdi.
Genç kızlara çeyizde, YORGAN da dikerdi.
Hizmetlerle doldu Safiye Ana.
xx
Cocukları doğdu örnek insanlar.
Hizmet aşkıyla onlar da yanar,
Oğlu Ömer Hoca, kızı Hafız Ayşe, onu rahmetle anar.
Herkese idol oldu Safiye Ana.
xx
Seksen öncesi siyasi dönem ,
Herkese insanca verirdi önem,
Kimi ninem der di kimi de ebem,
Hem sağ, Hem soldu Safiye Ana.
xx
Biz kullar yolcuyuz hayat bir gemi,
Buldu seni illet Covit -pandemi,
Nurlar içinde uyu sen emi ,
Sanmayın ki soldu Safiye Ana.
xx
Tanıdığım kadar aldım kaleme,
Duyurmak istedim seni âleme.
Devamlı  şükrederdin kendi haline,
Bahçecik yeni mekânın oldu Safiye ana,
xx
Saf temiz berraktır o adı gibi,
Çok şeyi bilirdi bir Kadı gibi,
Kendisi bir şeker -bal tadı gibi,
Hizmete emroldu Safiye Ana.
xx
Vilayet idi  kapı  komşusu,
Zaguda(Dağ soğanı) toplarken kayadan düştü.
Vilayet yengenin Cemile kızı.
Reşat, Neşat, Yalçın hepsinde sızı.
"Nokta"idi adı beşikteki en küçük kızı.
Onada ağıtlar-destanlar  yazdı Safiye Ana.
xx
Nebahat Şahin idi sırdaş ablası.
Kuzey derede odun yapmak idi bütün çabası,
Hacer, Emin,Ayşe İsmail,Ahmet,Nizam kalan hatırası.
Üzüntüsünden ona da ağıtlar-destanlar  yazdı Safiye Ana.                                                ××
Mehmet Dündar  derki  bende tanırım.
Onun nasihatini dinler alırım.

Ömür tamam dedi O Yüce Tanrım.                                       

Emine,yi, Osman'ı tüm akrabayı Hüzüne boğdun Safiye Ana..   

Mehmet Savaş Dündar

HACI SAFİYE
On altı yaşında kurmuştum düzen
Gösterdim bunca yıl itina özen
Gidiyorum artık dönmem Haldızen
Fani dünya sana olsun elveda

Künyem hacı bekin Hacı Safiye
Eş oldum abanoz Hacı Vehbi’ye
Yeter zannederim bu kadar künye
Fani dünya sana olsun elveda

Nefesim daraldı bitti zamanım
Zalim hastalıktan çok yandı canım
Her şeyim emanet sana Osman’ım
Evlatlarım size olsun elveda

Herkeste hüzün var bunu bilirim
Boynu bükük ağlar durur Ömer’im
Bir çaresi olsa hemen dönerim
Evlatlarım size olsun elveda

Azrail geldi ve dedi yolcusun
Bu yolda ne ilksin ne sonuncusun
Hafız Ayşe’m her gün bana okusun
Evlatlarım size olsun elveda

Yaz başı kapalı kalmasın hanem
Gelen misafire verilsin önem
Deyin, beni aratmasın Eminem
Evlatlarım size olsun elveda

Neler gördüm neler seksen bir sene
Nice sevdiğimi sardım kefene
Ömrüm bitti bende uydum düzene
Fani dünya sana olsun elveda

Nice bebekleri sardım ilk beze
Yıkadım yıllarca onca cenaze
İlahi ferman bu yazıldı bize
Fani dünya sana olsun elveda

Nice meşakkate hep göğüs gerdim
Onca sevdiğimi toprağa verdim
Şimdi bende yolun sonuna geldim
Fani dünya sana olsun elveda

Bu sene içimde var derin merak
Yüreğime çökmüş hüzünlü firak
Bahçecikte kabrim oldu son durak
Fani dünya sana olsun elveda

Yapıştı yakama zalim korona
Tükendi nefesler dayandım sona
Bende katılmışım dönmez kervana
Fani dünya sana olsun elveda

Seksen bir yıl ömür aktı ve geçti
Zaman kuru yaprak misali uçtu
Bir Safiye vardı dünyadan göçtü
Fani dünya sana olsun elveda

Ahh dünya kimseye sen yar olmadın
Sultan Süleyman’a dahi kalmadın
Elimi kolumu erken bağladın
Fani dünya sana olsun elveda

Erken oldu bu göç der Güven zade
Misafir olmuştum güzel hanende
Hanedanlığına şahidim bende
İkramını rabbim sunsun mizanda



Anahtar Kelimeler: Safiye Abanoz' ardından

İlginizi Çekebilir