Sevdiklerinizin Kıymetini İyi Bilin

Sevdiklerinizin Kıymetini İyi Bilin

Öğretmen Hilmi Kanık´ın "Sevdiklerinizin Kıymetini İyi Bilin" İsimli Yazısını Sizlerle Paylaşıyoruz

Şunu çok iyi biliyorum Sevgili Çaykara Gündem Dostları.Yazının başlığını okuduğunuz zaman hepiniz aynı şeyi söyleyeceksiniz.Bizler hepimiz Sevdiklerimizin  değerini çok iyi biliyoruz.Peki ne kadar biliyoruz şimdi hep birlikte sorgulamaya çalışacağız.Şimdi gelin hep birlikte bu duygusal yazımıza başlayalım.

Çok sevdiğimiz bir yakınımızı ya da en çok değer verdiğimiz arkadaşımızı kaybettiğimizde mezarı başında her şeyi unuturuz.Üç günlük dünya deriz kendi kendimize.Hayatta hiçbir şey üzülmeye değmez deriz.Bir daha hiçbir şeye üzülmemek gerekir deriz ama bu düşüncemiz nedense sadece mezar başında kalır.Mezardan eve dönünce yeniden kendimizi hayatın koşuşturması içerisinde buluruz ve de bir türlü elimizdeki değerlerin farkına varamayız.

Elimizdeki değerlerin ancak ne zaman farkına varabiliyoruz biliyor musunuz Sevgili Çaykara Gündem Dostları.Elimizdeki değerler elimizin altından kayıp gittikten sonra farkına varabiliyoruz.Ondan sonra farkına varmak da çok büyük bir anlam ifade etmiyor aslında.

Osmanlı imparatorluğunun en önemli Padişahlarından Kanuni Sultan Süleymanın çok güzel bir sözü vardır.Bu Sözü hepimiz çok iyi biliriz de bu sözü bir türlü yaşam felsefemiz haline getirmeyi başaramayız.Der Ki Kanuni; ?Halk içinde muteber bir nesne yok Devlet gibi.Olmaya Devlet Cihanda Bir Nefes Sıhhat Gibi?

Bir bakıyorsunuz hepimiz mutsuzuz.Ondan mutsuzuz.Bundan mutsuzuz.Şundan mutsuzuz.Mutsuzluklarımızın sebeplerine baktığımız zaman ise gerçekte bizleri mutsuz eden her şeyin bomboş ve de gereksiz şeyler olduklarının asla ve asla farkına varamayız.

Oysa mutluluk insanın içinde yüreğinde Sevgili Çaykara Gündem Dostları?Elindeki değerlerin farkına varabilen,elindeki değerler ile mutlu olabilen insan bana göre dünyadaki en mutlu insandır.

Güzel bir öykü paylaşmak isterim sizlerle Sevgili Çaykara Gündem Dostları.Bu öykü aslında insan olarak hepimize mutluluğun anahtarını verecek olan bir öyküdür.

Benim Baldızım Osmaniye´de evlidir Sevgili Dostlar.Bundan 25 sene önce Osmaniye´de evlendi.Eşini tanımıyordu  evlenirken.Evlendikten sonra öğrendi eşinin rahatsızlığını.Bacanağım çok küçükken Traktörden düşmüş ve de beyni  zedelenmişti Sevgili Dostlar.Bir ömür boyu ilaca mahküm yaşamak zorundaydı bacanağım.

Bir evi tek başına çekip çevirmek zorundaydı baldızım.Mevla ona nur topu gibi iki erkek evlat vermişti.Büyüğü Abdullah Küçüğü Salih´ti evlatlarının.Kalacak yerleri yoktu.Kirada yaşamaya başladılar ilk olarak.

Baldız Kışın Osmaniye´de bir okulda Temizlik Görevlisi olarak çalışıyor yazın ise Salih ve Abdullah ile birlikte Uzungöl´e geliyordu.Çünkü yazın da çalışmak zorundaydı Baldız.Başka geçim kaynağı yoktu.

2000´li yılların başında bir umut ışığı belirmişti Baldız için.TOKİ Osmaniye´de ev veriyordu.Sağolsunlar Uzungöllü İş Adamlarımızın katkıları ile evin peşinatını topladık.Taksitlerini de senelerdir Uzungöl´den bir gönül dostumuz ödüyor.İsmi mezara kadar sadece bende saklı kalacak.

Rahatlamıştı Baldız.Artık başlarını sokacakları bir evleri vardı.Daha bir istek ile çalışmaya başlamıştı Baldız.Salih ve Abdullah büyümüşlerdi.Abdullah 22 yaşındaydı artık.2 sene önce Abdullah Uzman Er olarak askeriyeye girmişti.Baldızın sevinci ikiye katlanmıştı.Artık büyük oğlunu topluma kazandırmıştı Baldız.

Önce Abdullah´ın maaşının bir bölümünü kredi olarak göstererek Abdullah´a Osmaniye Merkez´de bir Daire daha aldı Baldız.Artık iki tane daireleri vardı.Ve de yavaş yavaş Abdullah için düğün hazırlıklarına başlamıştı Baldız.

Ama dedik ya Kader ağlarını örmeye devam ediyordu.Takvimler 06 Kasım 2017´yi gösteriyordu.Abdullah İzindeydi.Osmaniye´de anne ve babasının yanındaydı Abdullah.İzin süresi dolmuştu.Valizini hazırlamıştı Abdullah.Sabaha yolcuydu.

Cep telefonunu bile evde bırakmıştı Abdullah.Amcasının Oğlu Eyüp ile birlikte evden çıkmışlardı.Annesine biraz dolaşıp geleceğiz demişti Abdullah.

Sonra motorsiklet ile dolaşmaya çıkmışlardı Eyüp ve Abdullah.Ve de sorumsuz bir delikanlı özel aracı ile şehir merkezinde 170 km hız yaparak iki gencin bindiği motorsiklete çarpmış ve de gençlerimizi  30 metre ileriye fırlatmıştı.

Hayaller darmadağındı.19 yaşındaki Eyüp ve de 22 Yaşındaki Abdullah kaza yerinde son nefeslerini vermişlerdi.

Dünyamız yıkıldı Sevgili Çaykara Gündem Dostları?Ve de Bacanağımın söylediği bir söz beynimin ortasına kazındı durdu.Bir dakika bile aklımdan çıkmıyor.

Biliyor musun Bacanak dedi bana.Keşke Dünyada hiçbir şeyim olmasaydı.Keşke dünyada yiyecek bir kuru ekmeğim dahi olmasaydı,Osmaniye sokaklarında çalışarak çocuklarıma ekmek getirseydim de bu acı başımıza gelmeseydi.

Evet hayat böyle Sevgili Çaykara Gündem Dostları.Benden yakın bir dost nasihati.Siz siz olun ne olur.Sevdiklerinizin kıymetini iyi bilin?Sevdikleriniz ile mutlu olmayı öğrenin.Hayat bu bir dakika sonra kimin karşısına ne çıkaracağını hiç birimiz bilemeyiz.



İlginizi Çekebilir