Umudunuzu Hiç Kaybetmeyin!

Umudunuzu Hiç Kaybetmeyin!

Gazetemizin köşe yazarı, Taka Gazetesi Genel Müdürü hemşehrimiz Zihni Ağırman'ın kaleme aldığı "UMUDUNUZU HİÇ KAYBETMEYİN" adlı makaleyi siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz..

Erma Bombeck

Amerikalı kadın yazar

21 Şubat 1927 tarihinde Amerika’nın Ohio eyaletinde doğdu.

22 Nisan 1996 da Kalifornia’da öldü.

Henüz 69 yaşındaki iken halatını kaybeden Erma, kanserden ölmeden önceki son yazısında hayata dair öyle cümleler bırakmış ki adeta ders verir nitelikte.

O son yazısında hayat üzerine kurduğu 12 tokat gibi cümlesini sizinle paylaşmak istedim.

40 yaşındaki ablasını kansere kurban veren, bir diğer ablası aynı hastalıkla mücadele veren biri olarak.

Kanserin acısını içinde yaşayan biri olarak.

Hayatınızı daha yaşamaya değer kılmaya katkı sağlamak için.

Her gününüzü daha iyi değerlendirmeye faydası olacağını düşündüğüm için.

Evet, hayat su gibi akıp geçiyor.

Hiç birimizin istemediği ama hayatın bir gerçeği olduğunu bildiğimiz için.

Evet, zaman su gibi akıp geçiyor ne yazık ki,

Dünyanın en can sıkıcı ama en gerçek cümlesi.

Belki her güne bir sıkıntıyla uyanıyoruz ve güne öyle başlıyoruz;

Belki güzel bir sözle veya güzel haberle

Sıkıntısız, acısız,

Acılar da bitmiyor, sıkıntılar da… Zaman zaman hafifliyor, bir süre kendini unutturuyor belki ama en olmadık bir zamanda da çıkıveriyor ortaya yine.

Yaşarken bitmesin istediğimiz, sırf bu yüzden uykudan kaçtığımız geceler de bitiyor; tüm sıkıntıları unutturacak güzellikteki güneşli günler de.

Ve ne yazık ki hiç bir “an”, hiçbir zaman geri gelmiyor işte.

Sahi size bugün biri şöyle bir şey söyleseydi ne yapardınız.

“Bugün hayatınızın son günü” diye.

Veya ömrünüzden geriye kalan bir ün, bir hafta, bir ay veya bir yıl kaldı deseydi.

Son günleriniz,

Sahi ne yapardınız.

Kimse bu soruyu düşünmek bile istemiyor,

Ama bir gerçek var, tek bir gerçek

O da bir gün gerçekten yaşamakta olduğunuz hayatın sona ereceği.

İşte o gün gelmeden, “an”ın kıymetini bilmek; kötü zamanlar gelmeden de yaşadığımız “an”a şükredebilmek dileğiyle.

İşte Amerikalı kadın köşe yazarı Erma Bomcbek’in de hiç keyifli bir hayatı yokmuş; erken yaşta babasını kaybetmiş, fakirlik içinde büyümüş, hayatı boyunca da böbrek rahatsızlığıyla uğraşmış. Ama o, hiçbir zaman “hayatını vücudunun yönetmesine” izin vermemiş. Evlendi, anne oldu. İşsiz kaldığı zamanlarda umudunu kaybetmedi.

Ve Erma Bombeck, kanserden ölmeden bir süre önce bir yazı kaleme aldığı 12 cümlelik yazısında hayatı boyunca umudunu kaybetmeyen bir kadının son cümleleri bile pişmanlık doluydu.

İşte Erma Bombeck’in kendi hayatınızdan çok fazla şey bulabileceğiniz o tüyler ürperten yazısı.

-Hayatımı yeniden yaşayabilseydim eğer; hastayken yatağa girer dinlenirdim. Ben olmadığım zaman her şey kötüye gidecek diye düşünmezdim.

-Gül şeklindeki pembe mumu saklamaz yakardım.

-Daha az konuşur ama daha çok dinlerdim. Yerler kirlense, masa örtüm lekelense bile daha çok arkadaşımı akşam yemeğine davet ederdim.

-Oturma odasında TV seyrederken patlamış mısır yer; yerler leke olacak diye korkmazdım…

-Bana gençliğini anlatmaya çalışan dedeme daha çok vakit ayırırdım. Kocamın sorumluluklarını daha çok paylaşırdım.

-Saçım bozulmasın diye, arabanın camının açılmasını önlemezdim.

-Eteğimin lekelenmesine aldırmadan çimlere otururdum. TV seyrederken daha az, hayata bakarken daha çok ağlar ve gülerdim. Ömür boyu garantilidir denilen hiçbir şeyi satın almazdım.

-Hamileliğimin bir an önce sona erip doğum yapmayı dilemek yerine; hamile olduğum her anın tadını çıkarır ve içimde bir canlı yaratmanın ne kadar harika olduğunu fark ederdim.

-Bu o kadar nadir bir olay ki; mucize gibi bir şey…. Çocuklarım beni öpmek istediklerinde, asla “Önce git ellerini yüzünü yıka” demezdim. Onlara daha çok “Seni seviyorum”; ondan da daha çok “Özür dilerim” derdim.

-Ama başka bir hayat verilseydi en çok yapacağım şey, her dakikasını değerlendirmek olurdu.

-Dikkatle bak, gerçekten gör… Yaşa; vazgeçme. Küçük şeyler için şikâyet etmekten vazgeç.

Bana benzemeyenler, benden daha çok şeye sahip olanlar ve kimin ne yaptığı beni ilgilendirmezdi.

-Bunun yerine, ilişkilerimi güçlendirmeye çalışırdım. Sahip olduğunuz ruhsal, fiziksel ve duygusal her şey için şükredin…

-Tek bir hayatınız var ve bir gün sona eriyor. Umarım, her gününüzü değerlendirirsiniz.

Evet, siz siz olun, hiçbir zaman umudunuzu yitirmeyin ve her gününüzü yarın çok geç olmadan sevdiklerinizle geçirin.



Anahtar Kelimeler: Umudunuzu Kaybetmeyin!

İlginizi Çekebilir