" RESULLAH Sünneti'dir içiniz sıkıldı mı gökyüzüne bakın"..baktığımızda ise gökyüzü sakin, ne çığlıklar var orada lakin, kara bulutlar var. Bu heva yağacak haberi, Önce önce bir şiddetin gürlemesi,sonra ayak sesleri, ayak sesleri şiddeti şimşek çakması,yıldırım düşerse yakması,şimşek çakması ışıklar ışıklar,korkar yer yüzün'de yeni aşıklar, ne fırtına etti "EBA" ÂLLAH verdi yıldırım düşmedi,oy emrune kurban olduğum sözü..Kulaklar'da unutulmayan ses izi tazelenir, Ey mümin kardeşim, emrune kurban olduğum RABBİM dedik ya, o emirlere hakiki uy yaşa,emir yaşanmaz ise neler gelir o başa, yemek ağu pişer kazan'da aşa,ak saçtan başlar beyaz olur düşer kaşa,..Sevgili okurlarım Gül'den olan gül kokan cise'den hepinize serperek ikram ediyorum..Buyurun ! Eğer'ki yâşam HÂK üzere ise,fırtına'dan sonra bir güneş açar, bir bakış baktık ki ne görelim, güneş ,yağmur, gökkuşağı, bir arada renk'ten ahenke bürünmüş, büyükler gökkuşağı çıktığın'da "FADİME anamızın kuşağıdır" ne büyük sır'dır altın'dan geçecek kadar yakın hissedersin,ama bir türlü ulaşılmaz, gökyüzü ağlar,yere inen yağmur olur, toprakta nem olur topraktan yeşerir, çiftçi onu eşerir, çay olur çıkar dem olur,çay demine gelen sen olur ben olur, konuklar,misafirler, hemdem olur,semaver kaynar yan semaver dön semaver gelen demlendi mi ? Demini aldı mı? Diye sorar. herkes çayı içmeye dost arkadaş kardaş arar,çaylar ben'den zevk sefa ile söylenir,benden mi ? Senden mi? Çaylar, çay yudumlanırken seyredilir istasyon raylar,eski sohbetler,muhabbetler,dadaşlıktan şimdi oldu her hareket kardaşlıktan yar'daşlıktan...Sevgili okurlarım,fırtına bitti o zaman sonu "ANZER" balına bağlandı..sabra sarılıp kazanmak böyle büyük sefa olsa gerek....durum ile durumum bu...
