Zihni AĞIRMAN


HAYAT VE SEVMEK NEDİR?


Konfiçyüs?e sormuşlar, insanoğlunda seni en çok şaşırtan şey nedir diye
Bakın ne cevap vermiş;
İnsanoğlu para kazanmak için sıhhatini verir
Sonra sıhhatini kazanması için parasını verir
İstikbali düşünürken insanoğlu yaşadığı günü unutur
Böylece ne bugünü yaşar ne de istikbali,
Aslında ölüm yokmuşçasına yaşarken, yaşamamış gibi ölürler.
Ne kadar doğru söylemiş değil mi?
Şöyle başımızı iki elinizin arasına alıp bir düşünelim,
İnsan ömrünü şöyle bir gözden geçirelim
Dünyaya geldiğimizde ağlayarak başlıyoruz hayata,
Tıp ilmine göre organlarımız çalıştığı için verdiği acıdan ağlıyoruz.
Düşünsenize hayatta ilk nefesimizi alırken acı çekerek ve ağlayarak başlıyoruz koca bir ömür gibi görünen aslında kısacık hayatta.
Anne sütüyle gözlerimizi açıyoruz,
Bize bir dünya tatlısı, Allah?ın bir nimeti gibi bakılıyor. Her gün büyüyor, emeklemeye başlıyoruz. Ağzımızdan ilk çıkan söz ise ?ba ba? sanki bizi 9 ay karnında taşıyan oymuş gibi. Bize sütünü emziren oymuş gibi.
Birkaç yıl sonra ayakta durmaya çalışıyoruz, sendeliyor, sağa sola yaslanıyoruz, popomuzun üstüne düşe kalka büyüyoruz.
Ve tek tek kelimelerle hayata adapte olmaya çalışıyoruz. Üç beş yıl sonra da okul heyecanı sarıyor her yanımızı. İlköğretim derken hayatı tanımaya başlıyoruz.
Okuyacağım iyi bir evlat olacağım.
Babamızı idol alıyor, bir süre sonra beğenmiyor ülkenin zengin işadamlarını idol belirliyoruz.
Çok para kazanmalıyım diyerek üniversite yıllarını geride bırakıyoruz.
Ve bir gün mesleğe adım atıyoruz.
Para kazanmanın derdine düşüyoruz sonra daha çok kazanmanın. Hastalık için kenara üç beş kuruş ayırıyoruz. Ne tuhaf şey değil mi? Allah?ım param var artık hasta olabilirim der gibi.
İnsanoğlunda var olan bu para hırsı ve daha fazlasını kazanma arzusu aslında içten içe kendini yediğini, sağlığımızı alıp götürdüğünün farkında değiliz.
40?lı yaşlar para kazanma dönemi diyerek hiçbir şeyin farkında olmadan adeta gözlerimiz körelmiş gibi daha çok- daha çok diyerek doyumsuzluğumuz aslında her gün bizden bir şeyleri alıp götürdüğünün farkında değiliz.
50?li yaşlarda ise artık teklemeye başlıyor insanoğlu, her gün bir tarafında sancı var.
Artık sağlığını heba ederek kazandığı parayı bu kez sıhhatini kazanmak için harcamaya başlıyor.
Hastanelerde kapı kapı dolaşır oluyoruz.
Ne garip değil mi insanoğlunun yaşadıkları.
İstikbalimizi, geleceğimizi düşünürken hayatı, yaşamayı unutuyoruz.
Ve Konfiçyüs?ün dediği gibi ölüm yokmuşçasına yaşarken, yaşamamış gibi ölüyoruz.
Dünyaya ağlayarak gelip, ağlatarak gidiyoruz.
Boş verin kendinizi bu kadar dünya işleriyle meşgul etmeyi. İçinizi para hırsı bürümeyi.
Sağlığınız yoksa paranız olsa neye yarar.
Ve öyle bir gün gelir ki paranın da para etmediği çaresiz kalırsınız.
O zaman da her şey iş işten geçmiş oluyor. Önce sağlık sonra sevgi.
Yazımı Can Yücel?in bir şiiriyle bitirmek istiyorum. Çünkü içerisinde her şey var.
Senin için yasak dediler
-Yasalar çiğnenmek içindir dedim.
Senin için imkansız dediler
-Önemli olan imkansızı başarmaktır dedim.
Senin için olmaz dediler
-Dünya?da olmayacak şey yok dedim.
Senin için zor dediler
-Kolay olsaydı değeri olmazdı dedim.
Onda bulduğun nedir ki dediler
-Herkeste arayıp bulamadığım dedim.
Senin için O, ne dediler
-Hayattaki gülen yüzüm dedim.
Ona öyle nasıl bağlandın dediler
-Ben değil o ?bağladı? dedim.
O?da senin gibi sevdi mi dediler
-İşte cevap veremediğim tek şey buydu.
Eğer bunu bilmiyorsan vazgeç dediler
Vazgeçecek olsaydım ?sevmezdim? dedim.
Sağlıcakla kalın.