Zihni AĞIRMAN


MUHTEŞEM REZALET..!


Kanûnî Sultan Süleyman 27 Nisan 1495 Pazartesi günü Trabzon?da doğdu.

Babası Yavuz Sultan Selim, annesi Hafsa Hatun?dur. Yani öz be öz Trabzonludur. Yuvarlak yüzlü, ela gözlü, geniş alınlı, uzun boylu ve seyrek sakallıydı.

Kanûnî Sultan Süleyman devri, Türk hakimiyetinin doruk noktasına ulaştığı altın bir dönem olmuştur. Babası Yavuz Sultan Selim, onu küçük yaştan itibaren çok titiz bir şekilde büyüttü. Benzeri görülmemiş bir terbiye ve tahsil gördü. İlk eğitimini annesinden ve ninesi Gülbahar Hatun?dan aldı. 7 yaşına gelince tahsil için İstanbul?a, dedesi Sultan İkinci Bayezid?in yanına gönderildi.

Şarki Karahisar, Bolu, Kefe sancakbeyliğine tayin edilen Şehzade Süleyman babası Yavuz Sultan Selim?in ölümü üzerine, 30 Eylül 1520?de henüz 25 yaşındayken Osmanlı tahtına geçti.

Çok ciddi ve kendinden emin bir padişah olan Kanûnî Sultan Süleyman, azim ve irade sahibiydi. Yapacağı işlerde hiç acele etmez, gayet geniş düşünür ve verdiği emirden asla geri dönmezdi. Kendisine ?Kanûnî? denmesi, yeni kanunlar icad etmesinden değil, mevcut kanunları yazdırtıp çok sıkı bir şekilde tatbik etmesinden dolayıdır. Adaleti seven bir padişahtı.

Kanuni Sultan Süleyman, tahta çıktığı sırada Osmanlı, dünyanın en zengin ve en güçlü devleti konumundaydı. Babasının ölümü ve kendisinin padişah olması, ?Arslan öldü, yerine kuzu geçti? diye düşünen Avrupalıları sevindiriyordu. Ancak Avrupalılar, çok geçmeden hayal kırıklığına uğradılar.

İç isyanları bastıran, Belgrad?ı fetheden. Almanya?nın esir aldığı Fransa Kralı Fransuva?yı kurtaran, Macaristan Mohaç savaşını iki saatte kazanan Budapeş?teyi alan, Viyana?yı kuşatan, Zigeatvar Kalesini ele geçiren bir hükümdardı.

Kanûnî Sultan Süleyman Avrupa?da başarılar kazanırken, Anadolu?da iç isyanlar baş göstermiş, Osmanlı İmparatorluğu için ciddi tehlike oluşturan İran?a seferler yaptı. Tebriz, Azerbaycan ve Hamedan istila etti. Irakeyn seferiyle Bağdat aldı.

Rodos, Kıbrıs, Girit?i fetheden Kanuni Sultan Süleyman Ceyazir?i Osmanlı topraklarına kattı. Preveze Deniz Savaşını kazanarak Akdeniz?i Türk gölü haline getirdi. Trablusgarp, Bingazi ve Cebre Osmanlı?nın oldu.

Sultan Süleyman dört kez Hint deniz seferi düzenledi. İkinci Hint Seferinden sonra Yemen, Eritre, Sudan sahilleri ve Habeşistan?la Arap yarımadası tamamen Osmanlı denetimine girdi.

Kanûnî Sultan Süleyman 46 yıl saltanatta kaldı. Babası Yavuz Sultan Selim?den 6 milyon 557 bin kilometre kare olarak devraldığı Osmanlı topraklarını 14 milyon 893 bin kilometre kareye çıkardı. Zigetvar kuşatmasını idare ederken, 7 Eylül 1566 yılında 71 yaşında vefat etti.
Kanuni Sultan Süleyman üç kıtaya hükmeden bir hükümdardı. Osmanlı İmparatorluğu?nun en parlak dönemini yaşatan padişahtı. Osmanlı?yı Çin Seddi?nden-Adriyatik Denizine kadar yayan bir hükümdardı.

Sanırım bütün bunları hala bilmeyenler var. Güya o büyük hükümdarı televizyon ekranlarına taşımışlar. Adına da Muhteşem Yüzyıl demişler. Yüzlerine, gözlerine bulaştırdılar. Sorsan Osmanlı?yı anlatıyorlar. Muhteşem yüzyılı değil, muhteşem rezalet ortaya çıktı.

Dünyaya hükmetmiş bir padişahın mahrumiyetini ekranlara taşımak hangi akla hizmet. Devlet işini bir tarafa bırakmış, sadece saraydaki özel hayatıyla gündeme getirilen Kanuni, sanki o başarıları kendi değil, bir başkası yapmış. Kanuni bu mudur?

Kralları ve ülkelerini dize getirmiş, savaş meydanlarında askerleri ile birlikte göğüs göğüse cesaretle savaşmış, dinleri ve devletleri için can almış, can vermiş Kanuni Sultan Süleyman?ı uçkuruna hakim olamayan biri olarak göstermek ayıbın daniskasıdır. Kimse çıkıp da tarihi anlatıyorlar demesin. Bu kadar çarpıtılmış bir tarih yoktur. Olmadı, olamaz da. Elinizde 600 yıl dünyaya hüküm sürmüş bir devlet var. Savaşları var, barışları var. Ama siz çıkıp sadece padişahın harem muhabbetini anlatacaksınız. Kah Hürrem?e, kah Mahidevran?a kah Prensees İsabella?ya. İbrahim Paşa?nın Nigar?ı da cabası.
Devlet-i Ali?ye bir yerde yok. Yapılan savaşlar, bastırılan isyanlar bir yerde yok. Sadece bilgisayardan uyarlanmış uyduruk sahneler. Osmanlı?yı böyle çirkin göstermezsiniz.

Milletler kendi tarihiyle övünür. Övmek için de türlü türlü filmi çeker. Bizimkiler karalamak için yırtınıyor. Amerika yüz binlerce insanı öldürdüğü Vietnam için, Atom bombası atarak otun bile bitmediği Japonya için binlerce kahramanlık filmi, dizileri çekiyor.
Ama biz övüneceğimiz gurur duyacağımız tarihimizle alay ediyoruz. Ayıp ayıp.