Hilal YILDIRIMHAN


TAKIYYE

köşe yazısı


                                                                                                          TAKIYYE

Her ne kadar sosyo psikolojik bağlamda dini referansla olumlu anlam taşısa da günümüzde sıklıkla tarafların birbirini eleştirirken “ Takıyye yapıyor” şeklinde suçlayıcı bir dil ile olumsuz bir kavram olarak kullanılıyor.

Arapça kökenli olan takıyye kelimesi, korumak, gözetmek ve sakınmak. Kendisini ve yakın çevresindeki kişileri koruması ve buna uygun hareket etmesi. Bir müminin can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla dini inancını gizli tutması demektir.(1)

Âl-i İmrân süresi 28. ayette ”Mü'minler, sakın mü'minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesinler. Kim böyle yaparsa, artık onun Allah ile irtibatı tamâmen kopmuş olur. Ancak kâfirlerden gelebilecek tehlikelerden korkarsanız ölçülü bir şekilde onlara dostluk gösterebilirsiniz. Yine de Allah sizi azabından sakındırıyor.” Çünkü islamiyetin ilk yıllarından beri Müslümanlar yaşadığı toplumlarda her zaman egemen güç değillerdi. İşkence, tehdit gibi zorlayıcı tutumlara maruz kalıyorlardı.

Takiyye, psikolojik/ruhsal bir varlık olan insanda oluşan korku  durumunda, korunma amacıyla sadece dili ile inancını gizlemesi kalben onaylamaması şeklinde kullanılacak bir ruhsatır.

“İnancıyla canı ve malını koruma arasında bırakılan bir insanın veya toplumun psikolojik olarak iç dünyasında çatışma yaşaması kaçınılmazdır.” Takıyye yapabilme ruhsatı, “bireyin iç dünyasında yaşaması muhtemel çatışmadan kurtularak ruhsal dengesini korumak içindir.”(3) Zira kuluna asla zulmetmeyen Allah göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilir.

Günümüzde  insanlar inancını, düşüncesini, ideolojisini takiyye yaparak ortaya koyma yolunu seçebilmektedir. Ancak ayetteki sınırların dışına çıkarak sürekli kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak, hem dinen hem ahlaken uygun değildir. Aslında öyle düşünüp yaşamadığı halde çeşitli gruplara yaranmak için, herhangi bir fiziksel tehlike hali olmaksızın bu yolu seçmek takıyye değil yalandır. Toplumda güvensizlik ve şüphe uyandırır.

Ayetin sınırlarının dışına çıkılarak istismar edilen takıyye davranışı ile münafıklık davranışı benzerlik gösterir. Onlar için şahsi çıkarlar her şeyden önemlidir. Münâfık,  “inanmadığı halde kendisini mümin gösteren kimse demektir.”(1) Kur’an-ın ruhsat verdiği takiyye ise müminlerin, kalben inandığı halde can korkusuyla dil ile inkar etmesidir.

Sözün özü kavramları kullanırken de suçlarken de veya eleştirirken neyin ne demek olduğunu bilmelidir. En önemlisi şahsi heva ve hevesler uğruna yaratıcının koyduğu  sınırlarını aşmamaktır.

 

Selam ve saygılarımla.

 

 

(1)https://www.yenisafak.com/takiye-nedir-ne-demek-takiye-tdk-sozluk-anlami-dini-terim-olarak-takiye-kavrami-h-3857579

(2)https://www.researchgate.net/publication/332267619_TAKIYYE_KAVRAMININ_DINI_VE_PSIKOLOJIK_ACIDAN_DEGERLENDIRILMESI

(3)Özdoğan, Berka, (1976), “Birey, Toplum ve Ruh Sağlığı”, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi.