Yerel seçimlere doğru geri sayım başladı.
31 Aralık 2019 tarihinde Türk seçmeni yeniden sandık başına gidecek.
İktidara giden yolun geçtiği mahalli seçimlerde AK Parti ile MHP arasında yapılan ittifak Devlet Bahçeli´nin sert çıkışıyla sonlanmasının arkasındaki gerçek bana göre üçlü muhalefetin karşı direnciydi.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, ?Adaylarımızla seçime gireceğiz? derken, AK Parti kanadı biraz daha temkinli davranıyor.
Bahçeli´nin ?İstanbul´da aday çıkarmayabiliriz? açıklamasından sonra Cumhur İttifakını oluşturan, CHP-İyi Parti-HDP´nin İstanbul´da ittifakta birleşmesi AK Parti-MHP ortaklığının bozulmasında en büyük etken olduğunu düşünüyorum.
Şöyle ki;
Gerek milletvekilli ve gerekse yerel seçimlerde büyükşehirler her zaman önde tutulmuş, hep gözde olmuştur.
İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana gibi büyük kentlerdeki duruma göre Anadolu dizayn edilmiştir.
Bu şehirler her zaman öncelikli olmuştur.
İstanbul´u alan Türkiye´yi alır mantığı ve düşüncesi doğrudur. Diğer büyük şehirler için de durum aynıdır.
Bunun en net örneğini 24 Haziran seçimlerinde gördük.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Süleyman Soylu, Berat Albayrak, Numan Kurtulmuş, Nurettin Canikli, Fatma Betül Sayan Kaya, Mehmet Muş, Akif Çağatay Kılıç gibi siyasetin hep önünde olan bakanları İstanbul´dan boşu boşuna liste başı yapmamıştı.
Ankara´da Tuğrul Türkeş, Yalçın Akdoğan, Mustafa Destici, Lütfiye Selma Çam, Emrullah İşler, Mehmet Naci Bostancı, İzmir de Binali Yıldırım, Adana´da Julide Sarıeroğlu gibi isimleri de listenin başına koymasının sebebi budur.
Demek ki büyükşehirler her zaman Anadolu´nun önünde yer alır.
İkili ittifakın, Trabzon, Rize, Artvin, Gümüşhane, Giresun, Ordu ve Anadolu´daki bütün şehirlerinde AK Parti´nin lehine olmayacak mıydı?
Kesinlikle
Demek ki AK Parti-MHP ittifakında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tehlikeli görülmüş olacak ki, bu iş ittifakın yıkılmasına kadar gitti.
Ankara, İzmir ve Adana´da da durum farklı değildir.
AK Parti-MHP ittifakına karşılık CHP-İYİ Parti-HDP´nin ittifakı AK Parti için daha riskli görüldü.
Anadolu´daki tüm şehirlerdeki AK Parti-MHP ittifakı AK Parti´nin lehinde olmasına karşın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı´nın riske edilmesinin gerisinde kaldı.
Yani AK Parti şunu düşünmüştür.
Benim önceliğim İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana.
Anadolu sonra gelir.
Veya zaten Anadolu´da güçlüyüm düşüncesi.
AK Parti´de aday adaylığı başvurusu bugün itibariyle başladı.
Seçim stardı resmen verildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın il başkanları toplantısından sonra dün tüm Türkiye´de genişletilmiş İl Danışma Kurulu toplantıları yapıldı.
Şu bir gerçek.
Aday adayı enflasyonunun en fazla yaşanacağı parti yine AK Parti´dir.
Hem Büyükşehir hem de ilçe belediye başkan aday adaylığı için yoğun bir ilginin olacağı muhakkak.
Üç dönem kuralının devam edip etmeyeceği henüz kesinlik kazanmasa da bu sınırda olan üç belediye başkan adayının da henüz bu iş bitmedi şeklinde düşündüğünü biliyoruz.
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkan aday adaylığı için çok sayıda ismin hazırlığını tamamladığını ve birkaç güne adaylık başvurularını yapacağını da biliyoruz.
İlçelerde de durum aynı.
Ancak, AK Parti veya herhangi bir partide adaylık belirlemede tabanın sesine kulak vermez, teşkilatın önerilerini dikkate almaz, bildiğini okursa sadıkta sıkıntı yaşar.
O´nun adamı, bunun yakını, dayısı olan tercih edilirse sonuç yine hüsrandır.
Liyakata önem verilirse, hizmet etme yeterliliğe ve donanıma özen gösterilirse, partiden değil partiye güç katacaksa, oy oranını artıracaksa adayınız doğru isimdir demektir.
