Hayal etmek, hayal âlemine dalmak ruhun gıdasıdır, sağlığın teminatıdır,
Fakirin ve orta halli kişilerin peynir-ekmeği, kahvaltı sofrasıdır.
Hayalci olmakla, hayal âleminde yaşamakla kıyaslanmamalı, tüm hayatını hayal üzerine kuran hayalcilerden söz etmiyorum.
Hayal ederek bazı bilimsel çalışmaların temelinin atıldığını, çoğu toplumsal sorunların çözüme kavuşturulduğunu unutmamak lazım..
Hayal etmek, hayal âlemine dalmak sessizlik, belki de yalnızlık gerektirir, geçmişi hayal etmek, anımsamak hafızayı tazelemektir. Geleceği hayal etmek yaşamı şekillendirmek, proje yapmak, bilimsel çalışmaları başlatmaktır, belki biraz da duygusal olmayı, geçmişin sentezi ile geleceği hafızamızda yaşamayı sağlar, gelecekte olmasını arzu ettiğimiz olayların düşünsel bazda yaşatılması gerçeğe dönüşebileceği gibi geçekleşmeyebilir de, olmaması halinde kaybedeceğimiz bir şey yoktur..
Bazen geleceği hayal etmek için geçmişin sentezinden yararlanmak gerekebilir..
Çaykaranın köprüsünü, köprü ayağını, hopşera caddesini hatırlamak onun eski haline dönmesini istemenin imkânsız olduğunu bilerek hayal etmek, tekrar eski şeklindeymiş gibi hayal kurmak zor olmasa gerek.
Bizler Türk Milleti olarak eskiyi yıkıp yıkmayı ve eskilerden kurtulmayı çok severiz. Bu anlamda yenilikçiyiz.!!! Devrimciyiz!!!,evelallah hepsinin kökünü kazırız..
Sonra da geriye dönüp bakup ağlaruk, hatırlamaya çalışırız, eskilerimizi koruyarak yenileşmeyi bir türlü yapamıyoruz, unutmayınız ki gerçek anılar fiziksel yapı ve değişmeyen doğayla yaşanırlar. Eski Çaykaranın doğal yapısını bozmadan Kadohora ve Hurmaluğa doğru, Şur köyüne doğru büyüme imkanımız varken maalesef bunu becerememişiz..
Bu vebalin içinde Kadohorlilar da var, Belediye başkanlığını başkasına kaptırmamak uğruna başka yönlere doğru büyümeyi adeta yasakladılar.. Peki ya şimdi ne oldu? Trabzon Büyükşehir oldu ve Çaykara büyümeye başladı, Solaklıyı koruyamadık, onun haşin sesini, gürültüsünü artık baharlarda ve suyun taşkın zamanlarında yaşayamayacağız, HES denilen gereksiz yapılaşmalar bizleri ve Çaykarayı perişan etti..
Soğanlıdan Of denizine uzanan yolculuk solaklıda su olup akmayacak artık. O topraklarda doğup çocukluğunu oralarda geçirenler rüyalarını o topraklarda görürler. Başımı yastığa koyduğumda doğduğum yerleri hayal ederim. Kavalını, kemençesini, vaybenisini, paragaflarını, karakoncilosunu gözlerimin önünden geçiririm. Rüyamda mezirelerde, Sultanmuratta, Limonsuyunda ve Kuşmer yaylasında dolaşırım..
Ebediyete intikal etmiş büyüklerimi hatırlarım..
Bir şerit gibi gözümün önünden geçerler; yaşantıları, kendilerine has özelliklerini bir bir hatırlamaya çalışırım..
Bir anlamda hayalimle sılayı rahim yapmış olurum..
Bizler hayalimizde nasıl bir Çaykara isterdik.?
Peki, bizden sonra yetişen nesil veya onlardan sonraki nesil nasıl bir Çaykara hayal ederlerdi?
Bizden sonraki nesil nasıl bir Çaykara ister cevabını bulmak çok zor, sanırım iletişim çağının nimetlerinin olduğu yeni bir Çaykara hayal ederlerdi. Geçmiş kültürümüzü yaşamayan,o topraklarda doğmayan yeni nesillerden bir şey beklemiyorum..
Bizler hala eski yer obalarının olduğu, paragafların yaşandığı, vaybenilerin söylendiği, eski ağaç evlerin olduğu bir Çaykara isterdim. Eski Çaykaranın tüm evlerinin ve sokaklarının korunduğu, ama başka yönlere doğru yapılaşmış, gelişmiş bir Çaykara olsun isterdim?
Behram Kurşunoğlu, Osman Turan gibi bilim adamlarının yetişeceği, bilimde ve teknolojide söz sahibi bir Çaykara isterdim..
Osman Turan ve Ali Rıza Uzuner gibi Şahsiyetli politikacıların yetiştirileceği bir Çaykara isterdim.
Ahlaklı, büyüklerine saygılı, küçüklerine kol kanat geren gençlerin yetiştiği Çaykara isterdim..
Dinine örf ve adetlerine saygılı gerçek Müslüman gençliği olan bir Çaykara isterdim.
Türklüğü ile gurur duyan, aşağılanmayan, çalışkan, iyi karakterli, yardım sever, üreten ve paylaşmacı gençliği olan bir Çaykara isterdim..
Ülkesi ve Çaykarası için Siyaset yapan, fikir üreten ama takım tutar gibi particilik yapmayan aydın kişilerin olduğu bir Çaykara isterdim?
Kısaca; Bilim ve teknoloji ile uğraşan Ülkeye damgasını vuran Çaykaralıların olduğu bir Çaykara, Kültürü ile geçmişi yaşatan, geçmişi özletmeyen bir Çaykara, Yapılaşması ile eskiyi bozmayan bizlere eski anılarımızı yaşatan ve çocuklarımıza bizi anlatan bir Çaykara hayal ederdim.
Fakirin ve orta halli kişilerin peynir-ekmeği, kahvaltı sofrasıdır.
Hayalci olmakla, hayal âleminde yaşamakla kıyaslanmamalı, tüm hayatını hayal üzerine kuran hayalcilerden söz etmiyorum.
Hayal ederek bazı bilimsel çalışmaların temelinin atıldığını, çoğu toplumsal sorunların çözüme kavuşturulduğunu unutmamak lazım..
Hayal etmek, hayal âlemine dalmak sessizlik, belki de yalnızlık gerektirir, geçmişi hayal etmek, anımsamak hafızayı tazelemektir. Geleceği hayal etmek yaşamı şekillendirmek, proje yapmak, bilimsel çalışmaları başlatmaktır, belki biraz da duygusal olmayı, geçmişin sentezi ile geleceği hafızamızda yaşamayı sağlar, gelecekte olmasını arzu ettiğimiz olayların düşünsel bazda yaşatılması gerçeğe dönüşebileceği gibi geçekleşmeyebilir de, olmaması halinde kaybedeceğimiz bir şey yoktur..
Bazen geleceği hayal etmek için geçmişin sentezinden yararlanmak gerekebilir..
Çaykaranın köprüsünü, köprü ayağını, hopşera caddesini hatırlamak onun eski haline dönmesini istemenin imkânsız olduğunu bilerek hayal etmek, tekrar eski şeklindeymiş gibi hayal kurmak zor olmasa gerek.
Bizler Türk Milleti olarak eskiyi yıkıp yıkmayı ve eskilerden kurtulmayı çok severiz. Bu anlamda yenilikçiyiz.!!! Devrimciyiz!!!,evelallah hepsinin kökünü kazırız..
Sonra da geriye dönüp bakup ağlaruk, hatırlamaya çalışırız, eskilerimizi koruyarak yenileşmeyi bir türlü yapamıyoruz, unutmayınız ki gerçek anılar fiziksel yapı ve değişmeyen doğayla yaşanırlar. Eski Çaykaranın doğal yapısını bozmadan Kadohora ve Hurmaluğa doğru, Şur köyüne doğru büyüme imkanımız varken maalesef bunu becerememişiz..
Bu vebalin içinde Kadohorlilar da var, Belediye başkanlığını başkasına kaptırmamak uğruna başka yönlere doğru büyümeyi adeta yasakladılar.. Peki ya şimdi ne oldu? Trabzon Büyükşehir oldu ve Çaykara büyümeye başladı, Solaklıyı koruyamadık, onun haşin sesini, gürültüsünü artık baharlarda ve suyun taşkın zamanlarında yaşayamayacağız, HES denilen gereksiz yapılaşmalar bizleri ve Çaykarayı perişan etti..
Soğanlıdan Of denizine uzanan yolculuk solaklıda su olup akmayacak artık. O topraklarda doğup çocukluğunu oralarda geçirenler rüyalarını o topraklarda görürler. Başımı yastığa koyduğumda doğduğum yerleri hayal ederim. Kavalını, kemençesini, vaybenisini, paragaflarını, karakoncilosunu gözlerimin önünden geçiririm. Rüyamda mezirelerde, Sultanmuratta, Limonsuyunda ve Kuşmer yaylasında dolaşırım..
Ebediyete intikal etmiş büyüklerimi hatırlarım..
Bir şerit gibi gözümün önünden geçerler; yaşantıları, kendilerine has özelliklerini bir bir hatırlamaya çalışırım..
Bir anlamda hayalimle sılayı rahim yapmış olurum..
Bizler hayalimizde nasıl bir Çaykara isterdik.?
Peki, bizden sonra yetişen nesil veya onlardan sonraki nesil nasıl bir Çaykara hayal ederlerdi?
Bizden sonraki nesil nasıl bir Çaykara ister cevabını bulmak çok zor, sanırım iletişim çağının nimetlerinin olduğu yeni bir Çaykara hayal ederlerdi. Geçmiş kültürümüzü yaşamayan,o topraklarda doğmayan yeni nesillerden bir şey beklemiyorum..
Bizler hala eski yer obalarının olduğu, paragafların yaşandığı, vaybenilerin söylendiği, eski ağaç evlerin olduğu bir Çaykara isterdim. Eski Çaykaranın tüm evlerinin ve sokaklarının korunduğu, ama başka yönlere doğru yapılaşmış, gelişmiş bir Çaykara olsun isterdim?
Behram Kurşunoğlu, Osman Turan gibi bilim adamlarının yetişeceği, bilimde ve teknolojide söz sahibi bir Çaykara isterdim..
Osman Turan ve Ali Rıza Uzuner gibi Şahsiyetli politikacıların yetiştirileceği bir Çaykara isterdim.
Ahlaklı, büyüklerine saygılı, küçüklerine kol kanat geren gençlerin yetiştiği Çaykara isterdim..
Dinine örf ve adetlerine saygılı gerçek Müslüman gençliği olan bir Çaykara isterdim.
Türklüğü ile gurur duyan, aşağılanmayan, çalışkan, iyi karakterli, yardım sever, üreten ve paylaşmacı gençliği olan bir Çaykara isterdim..
Ülkesi ve Çaykarası için Siyaset yapan, fikir üreten ama takım tutar gibi particilik yapmayan aydın kişilerin olduğu bir Çaykara isterdim?
Kısaca; Bilim ve teknoloji ile uğraşan Ülkeye damgasını vuran Çaykaralıların olduğu bir Çaykara, Kültürü ile geçmişi yaşatan, geçmişi özletmeyen bir Çaykara, Yapılaşması ile eskiyi bozmayan bizlere eski anılarımızı yaşatan ve çocuklarımıza bizi anlatan bir Çaykara hayal ederdim.
