Doç. Dr. Necmi Kurt


MÜTEAHHİT DEVLET!


Son 20 senedir Türkiye`de devleti küçültmek ve devletin giderlerini azaltmaya yönelik çalışmalar devam etmektedir. Bu hareketin mimarı ve düşünce kaynağı rahmetli Turgut Özal`la başlamıştır. Özelleştirme ve devleti küçültme çalışmaları devam ederken devletin yerleşim yeri, daireler, yazlıklar yapmaya heveslenmesini anlamak mümkün değildir.. Bin dokuzyüz elliden beri bu ülkede iş başına gelen siyasi iktidarlar hep müteahhitlikle uğraşmışlardır.. Bunu yandaşlarını nemalandırmak yani rant elde etmek için yapmışlardır..ve hala da son sürat bu işe devam ediyorlar...Zihniyet değişmedikçe ve teknoloji üretmedikçe bu işin düzeleceği de yok...

Bugün Türkiye genelinde, özellikle de İstanbul?da ki yapılaşmayı inceleyecek olursanız; asfalt yollar, kavşaklar, köprüler, metrolar, alt ve üst geçitler bir ihtiyaç olduğundan devlet eliyle yapılmaktadır? Aksi taktirde trafik sorunu çözülemez.. Bu düşünce doğru olabilir. Ancak işin ihalesi ve yapılış şekli bizleri üzmektedir.İstanbulun müteahhitlik işleri yaklaşık yirmi yıldır aynı zihniyet ve aynı kişiler tarafından yapılmaktadır..Ne hikmetse bütün ihaleler davetiye usulu ile yapılmaktadır,sanki başka ihale şekli yokmuş gibi..İhaleyle yapılan hizmetlerin yanı sıra ihalesiz yapılan hizmetler, konutlar sadece İstanbul?da değil Türkiyenin dört bir yanında yapılmaktadır.Ancak benim anlamadığım konu; KİPTAŞ ve TOKİ`nin İstanbulda konut yapma isteği ve ısrarıdır.. İstanbul da şu anda konut azlığı değil konut fazlalığı vardır.. Yapılaşmalardaki amaç; bir taşla iki kuş vurmaktır.. İlk akla gelen; maddi olarak rant elde etmek ve bunu siyasi ranta dönüştürmektir. Ne kadar güzel değil mi; adam senin benim paranla iş yapacak yaptığı bu işten para kazanacak ve memnun olan vatandaş yinede oyu onlara vermeye devam edecektir. Bir taraftan devleti küçülteceksin, komik ücretlerle özelleştireceksin, öbür taraftan kendin ev yapıp satacaksın.Yandaşlara Metro,metroray,köprü,kavşak,havaalanı ihalesi vereceksin..Yetmedi, köprü güzergahını 3 sene halktan gizli tutacaksın, ama Ülker ve onun gibi guruplar,yandaşlar köprünün nereden geçeçeceğini öğrenecekler ve o bölgedeki tüm arazileri köylülerden yok pahasına satın alacaklar,önemli bir rant elde edecekler ve bu işin adil olduğunu ima ederek Ülkemizin Sosyal ve Hukuk devleti olduğunu iddia edeceksin.

Son yıllarda,özellikle son 5-10 senedir Türkiyede AVM(Alış Veriş Merkezleri) pek revaçta.Türkiye genelinde 380-400 civarında AVM vardır,bunun 97 tanesi İstanbuldadır.Gelişmiş ülkeler de AVM sayıları bizden çok azdır.Pariste AVM sayısı sadece 15 dir.Bir ülkede Market,Süpermarket ve hipermarketlerin sayısının çok olması o ülkenin gelişmişliğini göstermez.Tam aksine gelişmekte olan,üretim yapamayan,bilim ve teknolojisi olmayan tüketim toplumu olan bir ülkeyi gösterir. AVM lerin planlanma,yapılandırılma ve ruhsatlandırılmalarında çok güzel rant vardır..O nedenle son zamanlarda AVM açma hevesleri çok artmıştır.Öyle artmıştır ki yeşil sahaları yapılaşmaya açma ve altına AVM açma düşünceleri Cami yapma derneklerini faaliyete geçirmiştir..Cami yapma isteğine karşı çıkacak olan var mı? Varsa vay haline.. Cami yapma ve altına AVM açma düşünceleri dini hassas konularla birlikte yürütülmektedir.

Türkiye çok değişti,çok gelişti deniyor.10-15 senedir Türkiye`de bir fabrika veya üretim yapan büyük kuruluş açıldı mı? İşçi ve teknik eleman istihdamı yapıldı mı? Bir otomobil bile yapamıyoruz.. Uçaklarımızı parçaları bile ABD`den NATO`dan geliyor.. Keza savaş gemilerimiz bile öyle.. Bir cep telefonu yapabiliyor muyuz? İnernet ve İletişim araçlarıyla ilgili bir buluşumuz,bize ait bir programımız var mı?.Hiç bir sorunu çözümlememişiz.. Varsa yoksa inşaat,yapılaşma ve AVM lerle uğraşıyoruz.Şimdi birileri beni ihanetle ve nankörlükle suçlayacaktır..Yaho kardeşim halka ucuz yapılan konutlara karşı mısın? Yapılan bunca hizmetleri görmüyor musun?..Görüyorum kardeşim..Görüyorum da devletin kasasının boşaltılmasını,100 liralık işin 1000 liraya yaptırılışını hazmedemiyorum..yetim hakkı yiyorlar,doymuyorlar..İç ve dış borç toplamı iktidarı aldıkları zaman 220 milyar dolardı,şimdi 750 milyar dolar..Ne zaman elimizde patlayacak çok merak ediyorum..

Türkiye`de yapılaşma rezaleti milli gelirimizi heba etmektedir? Üç tarafı denizlerle çevrili olan bu güzel yurdumuz taş yığını hale getirilmiştir? Yazlık adı altında yılda sadece 10-15 gün bilemedin 1 ay kalınan daireler 11 ay boş kalmaktadır, yani ölü yatırımdır.. Anadolu`nun hangi iline giderseniz gidin TOKİ rezaleti oralarda da var.. Halk memnun bize ev yapıyorlar, borçlanıyorlar.. yapan memnun oradan nemalanıyorlar.. Malzemesiyle, milli emlaktan bedava arsa alarak, işçisiyle müteahhitleriyle herkes yolunu buluyor.. Vatandaş da memnun, umurunda mı kim yiyor,kim devleti zarara uğratıyor,kira öder gibi taksiti öde ev sahibi ol.. Oy zamanı göbekten bağlısın?Aman istikrar bozulmazsın? Ye Allah ye..

Bir saplantımız da büyük ve konforlu daireye sahip olmak..Mümkünse boğazı da görsün...Koltukları komşu Ayşe hanımınkinden güzel ve rahat olsun..Ayağımızı yorganımıza göre uzatmayı bir türlü beceremiyoruz..Becermek istemiyoruz..Japonya gibi gelişmiş ve müreffeh bir ülkede yeni evlenen çiftler için 60 metrekarelik daireler önerilirken bizde 120-150 metrekareden aşağı olamaz..

Bir an önce müteahhit devlet konumundan kurtulmalıyız.. Türkiye eğitim sistemini, özel dershanelerini tekrar gözden geçirerek bilim yapmalıdır, bilim adamı yetiştirmelidir. Bilim ve teknolojiden yoksul bir ülkenin konumunu değiştirmesi de mümkün görünmüyor? Eğitim sistemimizin tamamen değiştirilmesi, ezberciliğin, özel dershane kültürünün bırakılması, bilimin derinliğine inilmesi gerekiyor. Bunu başarabilmek için başlangıçta sevgi ve saygının öğretilmesi, aklımızın doğru kullanılması, okuma ve yazma alışkanlığının kazandırılması kaçınılmaz adım olarak gözükmektedir?Takiben devletin AR-GE(Araştırma ve Geliştirme) laboratuvarlarını bir an önce kurması ve buralarda öğrenim görecek genç beyinleri yetiştirmeye başlaması gerekmektedir.. Dalında becerikli ve zeki en az 5000 öğrencinin bilimsel çalışmalara başlaması kaçınılmaz gözüküyor. Türkiye`nin bilime ve dünya literatürüne katkı yapması ve bilim adamı yetiştirmesi ancak böyle mümkün olacaktır. Bunun bize maliyeti 100 milyar dolardır... Bu gün borcumuz zaten 750 milyar civarındadır. Bunun 850 milyar olmasının ne mahzuru var.. Sadece cep telefonu yapan, teknoloji satan ülkeler bu parayı bir kaç senede geri almaktadır.

Müteahhitlikle, teknoloji satın almakla, bilim taklit etmekle bir yere varamayız.. Müteahhit devlet konumundan derhal kurtulmalıyız? Teknoloji ve bilim satan ülke konumuna geçmeliyiz. Kore örneği hepimizce bilinmektedir? Hyundai gibi beş altı çeşit araba üretirken bizim otomobil sanayimiz bile yok.. Montajla uğraşıyoruz.. Onların ürettiklerini almakla meşgulüz.. Taklit etmekle meşgulüz. Bilimle ve üretimle uğraşmalıyız? Aksi taktirde dünyadaki konumumuz ve dünya devletlerinin bize bakış açıları değişmeyecektir..