Doç. Dr. Necmi Kurt


Asker Mi Güçlü Olmalı Yoksa Polis Mi?


İlk bakışta size saçma bir soru gibi gelebilir,

?Tabi ki ikisi de kendi görevlerinde güçlü olmalıdır? diyebilirsiniz,

Bir ülkenin askerleri genellikle dış dümanlara karşı ülkeyi savunmakla görevlidirler,

Polis ise Ülkenin iç güvenliğini sağlamada kolluk kuvveti olarak görevlidir,

Bazen polisin omadığı kırsal veya merkezin dışındaki bölgelerde askerler iç güvenliği sağlamada polis gibi görevlendirilebilir.

Polis selahiyet kanununda yapılan değişiklikle polise bazı yetkilerin verilmesini desteklemiş ve geç kalınmış bir girişim olarak bunu değerlendirmiştim. Belediye otobüsünde 17 yaşındaki kızı molotof kokteyl atarak yakan caniler elini kolunu sallayarak aramızda dolaşıyor..Develetin iş makinalarını ,emniyet güçlerinin techizatını, bankaları, kamu mallarınını yakıp-yıkan, parçalayan, taşlayan ve yağmalayan şerefsizler elini kolunu sallayarak bu ülkede paşa paşa yaşamakta ve destek görmektedir. Buna hiç bir vicdan sahibi kişi kayıtsız kalamaz.,kalmamalı da..Amerikada polise karşı gelmenin veya dur ihtarına uymamanın cezası anında ölüm demektir..ABD bunu niçin yapıyor,vatandaşının can ve mal emniyetini sağlamak için yapıyor..Biz niye yapmayalım..

Şimdi gelelim esas meseleye; Bu yetkileri polise verdikten sonra cesaretlendik ve polisimizi askeri techizatla donatma, silahlandırma kararı da çıkarttık..Diyebilirsinizki eeee bunda ne var kardeşim, istediğiniz bu değilm miydi? Hayır, benim istediğim bu değildi..Yani Polisi askeriyenin karşısında daha güçlü hale getirmek doğru bir hareket değildir..Paralel devletten canı yananlar !!! şimdi de ateşle oynuyorlar..Askeriyeye güvenmeyenler Polise destek oluyorlar, askerin karşısında polisi güçlü hale getirmeye çalışıyorlar.

Bir başka bakış açısıyla da polis bu yetki ile sadece bölücü ve terör örgütleriyle mücadele etmeyecek aynı zamanda muhalif kanadı susturmak için de kullanılacaktır..Kullanılacaktır diyorum çünkü bu yetkiyi verenler maalesef bunu da düşünmüşlerdir. İşin acı yanı da bu olsa gerek..Siyasi iktidar yetkiyi devrettiği zaman gelen yeni iktidarlar da bu yetkiyi kullanabilir; antidemokratik yasadır bu yasayı kaldıralım demek istemeyebilir; tıpkı %10 seçim barajında olduğu gibi..Seçim beyanında iktidar olduklarında seçim barajını kaldıracaklarını ilan edenler iktidara gelince ?bu yasayı biz getirmedik, Anavatan Partisi getirmişti ?demeye başladıkları gibi.

Görünen o ki ; ülkede paralel devlet sayıları artmaya devam edecek..PKK paralel devleti, İmam Hatip paralel devleti, Polis paralel devletleri gibi paralel devletlerin sayıları daha da artarsa şaşırmayın.

Polisin kuvvetli olması ,askeri techizatla donatılması sizce kimin işine yarayacak?

Bir beyin cimnastiği yaparsanız hemen bulursunuz..

O askeriye ki hala içinde küllerin alltında sönmemiş közler duruyor,

Kıvılcım çakmaya gerek yok,kendiliğinden ateş yanmaya başlayabilir.

Hala bu kurum şüpheli, daha tam rüştünü ispat edememiş durumda,

O nedenle Polisin güçlü olması ve ülkeyi koruması gerek, yani güvenilmeyen askerin görevi bir nevi polise verilmesi düşünülmektedir.

Dilerim bu ülkede bir daha darbe olmaz,

Millet olarak,ülke olarak darbelerden çok çektik

Devlet büyüklerimiz,siyasi otorite ve hükümetimiz bir an önce ayrımcılığa son vermeli,halkı kucaklamalı, herkese şefkatle yaklaşmalı, hak hukuku bilmeli, herkesin hükümeti olduğunu halka hissettirmeli..Halkıyla bütünleşen yönetimlere karşı darbe kolay kolay olmaz..Halkı arkasına alan yürütme erki daima başarılı olur. Polis gücüne de ihtiyacı olmaz..Korunmaya da muhtaç olmaz..

Bizim Başbakanımız 1550 korumayla korunmaktadır..Avrupa ülkelerinde çoğu başbakanın koruması yoktur, olanlarında bir yada iki koruması vardır..

Bisikletiyle Pazar keyfi çıkaran, yaya yürüyerek halkın içinde dolaşan, suratına ve elbisesine yumurta, boya atarak protesto edilen liderleri çok gördük..Protestocuları tutuklatan, sorgulatan ve içeri attıran lideri ve başbakanı hiç görmedik..

Aklın yolu birdir,en büyük güç halktır, onu kucaklayın polise gereksiniminiz kalmaz

?Efendim %45 halk zaten bizi destekliyor, yarası olan gocunur? demeyin,

Unutmayın %55 i çok dışladınız, %45 den de büyüktür.

Onları hem manevi olarak ezdiniz, hem de maddi olarak yok saydınız ,

Kartel Medyasına muslukları kapadık dediniz, ama yandaşlarınıza ve sizin kartel medyasına muslukları açtınız. Yandaş ve Partili olanlar ihya oldu, Ülkede yeşil saha bırakmadınız...Cami yapma projesi ile bütün parklara ve yeşli alanlara el koydunuz ve Üstü Cami altını AVM yaptırdınız..Karşı çıkanları dinsizlikle, camiye karşı olmakla suçladınız..

Halkı kamplara ayırdınız, bizden olanlar ve olmayanlar diye..

Kin ve nefret tohumları aile içine de yansıdı,

Karı-koca bu çekişme yüzünden boşanma noktasına geldi,

Öz kardeşler birbirine selam vermez oldu..

Evlatlar anne babayı dışlar oldu...

Akrabalar birbirine gidip gelmez oldu...

Bu durum ülkenin en önemli sorunu oldu..

İç barış bitmek üzere; birileri bu işe çok acele el atmalı,

Güçlü polis bu işi düzeltemez, ancak sevgi, saygı,birliktelik,birlikte üretmek ve birlikte paylaşmakla bu sorun çözülebilir..

Emin olun bu dış politikadan da ülke kaynaklarından da daha önemlidir..