Zihni AĞIRMAN


BAYRAM TURİZM VE KORONA

--------------


Dünyayı kasıp kavuran korona virüs en fazla turizmi etkilemişti.

İnsanlarımızı kaybettik bunun yanında da özellikle turizme bağlı ayakta kalan esnaflarımızı da can çekişir halde bıraktı

İki sezon hem esnaflar ve de turizm merkezlerindeki otelleri ve yeme içme yerleri kapalı kaldı

Yüzlerce insan iki yılı işsiz geçerdi.

Devletin yaptığı katkılarla birlikte ayakta kalanlar olmadı değil ama oteller kapandı, mobilyaların üzerinde toz bulutları yükseldi ve arkada telafisi zor sıkıntılar bıraktı.

Türk insanının orantısı yoktur

Çok sevinir, çok üzülür

Bu noktada da bakıldığında turizm kayıplarına çok üzüldü ama geri geldiğinde de çok sevinip mutlu olup adeta korona virüsü unuttular.

Ve bu bayramda yaşanan güzelliğe buradan başlamak istiyorum.

Özellikle Trabzon ve turizm merkezlerini takip ettim.

Bütün otellerde yüzde 100 doluluk var.

Dönüşümden geçmiş Türkiye’nin en güzel meydanı haline gelmiş 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda lokantalarda tek boş bir sandalye yok.

Garsonlar yine ellerine tabelaları alıp Körfez ülkelerinden gelen turistleri davet ediyorlar.

Aslında hak teslimi yapalım yerli turistler de azımsanmayacak kadar fazlaydı.

Özetle öylesine bir 10 gün yaşadık ki bir aile Trabzon’da 3,5 saat taksilerle, Vakfıkebir dahil otellerde kalacak tek bir oda bulamadı. Sonunda gidip havalimanında sabahladı.

Bunlara şükretmek lazım.

Fakat süreç içerisinde, ne işletmeler, ne vatandaşlar hiç kimse tıpkı Akdeniz ve Ege sahillerinde olduğu gibi korona virüse dikkat etmedi.

Vaka sayısı 4 bin 400’lere düşmüşken önceki akşam 11 bini devirmesi asla tesadüf değildir.

Gün gün yükseliyor ve bu sorumsuzluk devam ettiği sürece daha da yükselmeye devam edecek.

Kısıtlamalar gelecek, eski günlere geri döneceğiz.

Bu bayramda şunu gördük. Körfez turizmi bu bölgenin can damarı ve Ağustos ayı itibariyle birlikte Suudi Arabistan’ın Türkiye seyahatine 6 ay süreyle izin vereceği düşürüldüğünde ekonomisi daha iyi Araplar gelecek ki bu da belki Aralık ve Ocak aylarında yaşanabilecek yeni bir kapanma öncesi esnafın dönüşmesi için heybesinde kalacak kaynağı da getirecektir.

Mahallemle Uzungöl arasında 10 kilometre mesafe var. Ve iki yıldır mahzun olan Uzungöl öylesine yoğunlaşmış ki araç kuyruğu Taşkıran’a kadar uzanmış ve insanlar gidebilmek için saatlerce hatta gece karanlığını bekler hale gelmişti.

Ama Uzungöl böyle güzel

Yerli, yabancı turistiyle Körfez ülkelerinden gelen kardeşlerimizle birlikte bambaşka bir çehreye bürünmüş.

Allah fiziki olarak görülmemiş öyle güzel bir mekân ikram etti ki doyumsuz. İnan kardeşler ile başlayan turizm bugün binlerce yatağa dönüşmüş.

Fakat bir şeyi unutmamak lazım. Bu güzellikler Türkiye Cumhuriyeti Devletinin güzellikleridir.

Türkiye Cumhuriyeti Devletini var edenler şehitlerimizdir. Şehitlerimizin kanı da Türk bayrağını ay yıldızla oluşturan en önemli değerimizdir.

Üç kuruş kazanacağım diye Türk Bayrağının üzerine diğer ülkelerden gelen insanları mutlu etmek için onların bayraklarını asmak asla kabullenilemez.

Bu beni üzdü. Keşke bu bayramda Uzungöl’e çıkmasaydım da o otelin önündeki Türk bayrağının üzerindeki yabancı bayrağı görmeseydim.

Yazımı bitirirken şunu tekrarlamak istiyorum.

Büyük bir mücadele verildi. Korona virüsün tam belini bükerken yeniden hortladı. Her şey elimizde ama bugünden itibaren yeni bir savaş başlatalım.

Maskeye, mesafeye, hijyene ve kurallara dikkat edelim.

Yoksa kapanacağımız günler çok uzak değil.