Zihni AĞIRMAN


BENİM ADIM TAKA


2002 yılında dünyaya geldim.

19 Ağustos sabahının ilk ışıklarında, şafak sökerken gözlerimi dünyaya açtım.

Karşımda 8 kişiyi gördüm.

Onlar karşıladı beni.

Yani beni dünyaya getiren annem-babam ve doğmama katkı sağlayan ekip.

Önce ellerine aldılar beni gözleri faltaşı gibi açılarak doyasıya baktılar bana.

Kucakladılar beni, kundakladılar

Çok sevdiler beni.

Kokladılar.

Eeee bende boş gelmedim yani.

Mesajlarla gelmiştim.

İçim dopdoluydu.

Hatta ilk sözüm ?Zigana tren yolunu yapın? demekmiş.

Çok şükür bugün o noktaya geldik.

Sonra beni alıp arabaya bindirip şehrin muhtelif yerlerinde insanlarla buluşturdular.

Trabzon´un, Rize´nin, Gümüşhane´nin, Giresun´un ve Artvin´in her noktasında sevenlerimle buluşturdular beni.

Çok mutlu olmuştum.

Bu kadar sevenim olduğunu bilmiyordum.

Güzel bir bebektim ama?.

Beslediler beni, her gün tıkabasa doyurdular.

Sonra emeklemeye başladım,

Bir-iki yaşıma gelince de doğruldum, diklendim yani.

Artık düşmüyorum, dik yürüyorum.

Bir kere diklendim ya bir daha asla eğilmedim, bükülmedim.

Dimdik ayaktayım işte.

Erken yaşlarda gurbete çıktım. Benim dünyaya gelmemde büyük emeği olan babam Ahmet Sancak, beni Almanya´ya istek etti, aldı beni.

Gittim.

Seve seve

?Bak oğul dedi. Büyüdün kocaman adam oldun. Artık senin de bazı görevlerin olacak. Bundan böyle memleketten aldığın havadisleri buradaki Türklere, hemşehrilerine ulaştıracaksın. Tamam mı yavrum? dedi.

Tabi dedim baba.

Hatta sadece Almanya değil, Belçika, Hollanda, Fransa´ya bile gideceksin dedi.

Bu görevi layıkıyla yerine getirdim, sonra baktım ki hemşehrilerim benim kıymetimi bilemedi, küstüm, memlekete kesin dönüş yaptım.

Büyüdüm ya kocaman adam oldum. Duramazdım yerimde.

Dedim ki beni Marmara Bölgesi´ne hatta Ankara´ya gönderin orada insanlığa hizmet edeyim dedim.

Sağ olsunlar kırmadılar bedi.

Salih abi, Zeki abi, Zihni Abi, Yusuf abi, masraflı olmasına rağmen beni her gün İstanbul´a gönderdiler.

Hiç gözümü kırpmadım, korkmadım bile.

Hala gidip geliyorum, haberleri taşıyorum.

Erol abi sık sık ayar çekti bana, Tuncay abi boş gitme dur şu reklamı da al sırtına dedi.

Harun abi renk kattı bana,

Dilek, Suzan abla, Osman abi her gün makyaj yaptılar bana, güzel git oğul dediler.

Birol abi, Atakan, Sonay, Furkan, Yahya, Ali Osman, Tahsincan, Ali Osman Ergün abi, Aleyna ve Gizem abla sürekli içimi doldurdular. Tıka basa doyurdular beni. Aç gitme oğul dediler.

Yahya abi sürekli hesaba tuttu beni, fazla yeme, masraf çıkarma oğul dedi.

Fatmagül, Derya abla her sabah uyandığımda ilk onların güzel yüzüyle karşılaştım.

Tuncay abi sırtında taşıdı, Şenol abi yıkadı temizledi beni.

O kadar çok güzel insan hepsi benim için çalıştı, bana çok iyi baktılar.

Beni daha iyi büyütmek için ellerinden geleni yaptılar.

Emeğinize sağlık.

Ve bugün 17 yaşıma ayakbastım.

Artık delikanlı oldum.

Hani dünyaya gözümü açtığımda ilk sözüm vardı ya ?Trabzon-Erzincan tren yolunu yapın? diye.

Bugün yani 17 yıl sonra o sözümün yerine geliyor olmasını görmek beni daha da mutlu ediyor.

Bu şehirde güzel işler yaptığıma inanıyorum.

Trafikte, asayişte, sanatta, sporda hep katkılarım olmuştur.

Sözümün dinlenmesi beni daha da ateşlendi ve daha güzel işler yapmaya mecbur bırakıyor.

Söz? Yapacağım?

Daha güzel işler yapacağım.

Sıladakilerle gurbettekileri birleştireceğim, birbirlerinden haberdar edeceğim.

Trabzon´un, bölgenin, Türkiye´nin güçlenip gelişmesi için daha çok çalışacağım.

Yılmayacağım, korkmayacağım, eğilip-bükülmeyeceğim, sözü dinlenen bir delikanlı gibi dimdik ayakta duracağım.

Bugünlere gelmeme vesile olan çok değerli büyüğüm.

Aslan baba Sen çok yaşa.

Dünyaya gözümü açtığımda beni kucaklayan bugün aramızda olmayan Salih abiye Allahtan rahmet diliyorum, birlikte yola çıktığımız ancak şartlar gereği yollarımızı ayırdıklarımıza da sağlık ve mutluluklar diliyorum.

Kaç dakikadır konuşuyorum yahu kendimi bile tanıtmadım.

Ben kimim biliyor musunuz?

Benim adım Taka

Taka, sen çok yaşa