Yılmaz KESKİN


ÇAYKARA SÖZ VARLIĞINDA BİLEŞİK SÖZCÜKLER

---------------------------


Bölgeye gelip yerleşmeye karar veren atalarımız, bu dünyada iki dinli bir kişilik olarak yaşamanın zorluğunu ve de iki dilli bir kişilik olarak yaşamanın daha kolay olacağını düşünerek kendilerine bir yol çizdiler.  Savaşmaktan, at üstünde oradan oraya göç etmekten yorgun düşen atalarımız bu bölgede yerleşik bir hayata geçmek için etkin ve yetkin olan ekini(kültür), kendi değerlerini yadsımadan, mezara koymadan benimsemeye, özellikle dilini öğrenmeye; kısacası öteki ile yan yana yaşamaya karar vermişlerdir. Baskın olan ekinin iyeleri de zorun ve zorunluluğun yöntemlerini kullanmadan kendi ekin değerlerini benimsetmeye, atalarımızın taşıdığı ekin değerlerini ise incitmemeye büyük bir özen gösterdiklerine inanıyorum.   Bu karşılıklı anlayışın aşağıda okuyacağınız bileşik yer adlarında yan yana hala yaşatıldığını görüyorum. Benim de konuşmaktan onur duyduğum ikinci dil, öyle bir benimsenmiş ki; bazı kimseler, alışkanlığa bağlı inançla ana dilin Türkçenin mi, Rumcanın mı olduğu konusunda kararsızlığa düştüklerini açıkça söyleyebiliyorlar. Oysa alışkanlığa dayanarak büyütülen, sahiplenilen inanç, sülfür gazı üreten ceviz ağacı gibidir,  etrafında ve özellikle gölgesinde hiçbir şeyin büyümesine izin vermez.

SARANTAKURÇE

Sarantakurçe sözcüğü, Rumca kırk anlamında olan “saranta” ve Türkçe, kaymağı alınmış sütten kestirilerek elde edilen yağsız peynir “kurç”,  ya da toprak içinde bulunan büyük taş anlamında olan sözcüklerden oluşmaktadır. “sarantakurçe” sözcüğünde geçen “kurç” sözcüğü ayrıca DLT(Divani Lükati-t Türk)  sözlüğünde: Katı (içi dolu ve som) kazma işlemez sert toprak anlamında iki sözcüğün birleşmesinden oluşmuş bileşik bir sözcüktür. Bundan hareketle yerin adı, tahminlerimize göre  “kurç”lara benzetilen kırka yakın katı, kazma işlemez halde olan ve yazın da erimeyen kar yığınlarından söz edilmektedir. Yöremizdeki adı “karakaya” olan soğanlı dağının bölgemizdeki bir diğer adı da Kırklar Dağıdır. “Sarantakurçe” adını büyük bir olasılıkla bu dağın adından aldığı da ayrıca dillendirilmektedir.

ĞAREYASKURÇİN

Ğareyaskurçin de   “ğareyas” Rumca ve Türkçe “kurç” sözcüklerinden oluşan bileşik bir sözcüktür. Anca “ğareyas” ne anlama geldiği henüz öğrenemedik.

TAVŞANKURÇ

Bu yer adı da  “tavşan” ve “kurç” adlı iki ayrı sözcükten oluşmuş birleşik sözcüktür.

HZ: ALİ KURÇİ

Bölgede oluşa “kluç”un Hz. Ali Kılıcı şeklinde olmasından dolayı yerin adına bu ad verilmiştir.

TURATEMEN

Sözcük  “turat” ve “emen” sözcüklerinden oluşan bileşik bir sözcüktür. “Turat” sözcüğü Çuvaş Türkleri bilmecelerinde şöyle geçer:

LÉpÉ-lÉpÉ íunatlÉ, utmÉl ikÏ turatlÉ, hutlÉ-hutlÉ hutaílÉ, urlÉ-pirlÏ kÏpellÏ. (KupÉsta).

Yumuşak kanatlı, atmış iki budaklı, kat kat cepli, buruş buruş gömlekli. (Lahana)

“emen” sözcüğü ise TDK sözlüğünde: Bağ çubuğu, ağaç veya sebze dikmek için açılan çukur anlamındadır.

ŞAHİNOFOLİ

“Şahinofol” yer adı farsça “şahin” ve Rumca “fol” sözcüklerinden türetilmiş bileşik sözcüktür. Anlamı şahın yuvası yerdir.

TRAŞKABAN(TIRAŞKABAN)

Bu yer adı da Farsça “tıraş” ve Ermenice “kaban” sözcüğünden oluşturulan bileşik bir yer adıdır. Kesilmesi gereken tepe ya da tıraşlanmış otsuz tepe anlamındadır.

ĞARİPOKSEYA(GARİPOKSEYA)

Bu yerin adı da Arapçadan dilimize girmiş olan “garip” ve Rumca “okseya” sözcüklerinten türetilmiş olan bileşik bir sözcüktür. Kimsesiz, zavallı ya da yalnız gürgen ağacı yeri anlamındadır.

ĞARİPİMAZİRA(GARİPMEZRA)

Bu sözcükte “garip” ve “mezra” sözcüklerinin birleştirilmesiyle türetilen bir bileşik sözcüktür. Anamı, kimsesiz, zavallı mezradır.

TİKANORMİ

Bu sözcük birleşik bir sözcüktür. “tikan” sözcüğü Doğu Anadolu ağızlarında “diken” anlamındadır. “Ormi” sözcüğü de Rumcada dere anlamındadır. Bu anlatımlardan yola çıkarsak “tikanormi”  birleşik sözcüğü “dikenli dere” anlamına geldiği anlaşılır.

KOFTALİ

Sözcük Rumca “koft”(kesen) ve Türkçe “Ali” sözcüklerinin birleşmesinden oluşan bileşik bir sözcüktür. Koftali: Kesen Ali anlamındadır. Eşkıya Ali’nın genelde bulunduğu yer olduğu için bu yerin adına koftali denmiştir.

SKAMNİKOM

Sözcük,  iskemle gibi küçük davar ağılı anlamındadır. Bugünkü kullanımda “iskemle” olan sözcük  daha önceleri “skamni” olarak kullanıldı bölgemizde. Arkalığı bulunmayan, ayakları ağaç, üstü tahta ya da hasır, açılır kapanır biçimde de olabilen sandalye Rumca  “skamni” sözcüğü ile Türkçe içine davar konulan, çevresi çevrili, davar ağılı “kom” sözcüğünden oluşan bileşik bir sözcüktür.

KREPİYATAĞI

Rumca’da saplı, nacak ağzından daha kısa, baltadan küçük, uzun saplı kesici alet. “Krepi” ile “atak” sözcüğünün “i” halinin birleşmesinden oluşmuş, baltalık ormandan daha ince ağaçlık yere verilen addır “krepiyatağı”

THRİANHANZAR

“Hanzar”, yalnız dış kısmı yanıp kömürleşen kütük.(TDK sözlüğü), Rumca’da “Tria” ya da bizdeki deyişiyle “triyan” üç anlamındadır. “Thrianhanzar”, üç yanmış ağacın yeri anlamındadır.

AYDEKALE

Köhi adlı yerin güneyindeki düzlüğün adıdır. “ayde”, çekil, yıkıl karşımdan, haydi haydi oradan anlamında bir ünlendir. “Kale” sözcüğü ise yöremizde hayvanları çağırmada “ela, na, kale kale” ve onların bulunduğu yerden ötelere gitmesini sağlamak için de  “hoşt kale”-hadi git- anlamında kullanılmaktadır. Buradan hareketle “aydekale” sözcüğü;  tırpanla ot biçen delikanlının taşsız ve pürüzsüz bir yerde  frene basamayacağını duyururcasına “ayde..kale.. ayde..kaleee” şeklinde bağırmasından ortaya çıkmış bileşik bir sözcüktür.

KOPALYATAK

Bu bileşik sözcük Rumca “kopal”(tokmak) ve Türkçe “yatak” sözcüğünden oluşan bileşik sözcüktür. Kopal lakaplı birinin çok uğradığı, konakladığı, ya da dinlendiği bu yere onun lakabından yola çıkarak bu yere kopalın yeri anlamına gelen “kopalyatak” denmiştir.

AŞAĞİHANDODİ

Bileşik sözcük “aşağı dikenlik” anlamındadır.

TOKOKABAN

Yörede “toko” lakaplı kişinin yaylasının, mezrasının ya da çayırının bulunduğu tepenin ya da dik yamacın adıdır. “toko” ve “kaban” sözcüklerinden oluşturulan bileşik bir sözcüktür.

NİYAZRAŞİ

Bu bileşik sözcük de “niyazın dağı” anlamındadır. Aslında Rumcada “raşi” sırt anlamındadır. Dağ: “Vuno” sözcüğü ile ifade edilir. Ancak bizler, bölge insanı olarak her nedense “vuno” sözcüğünü dağ olarak değil de “raşi”sözcüğünü dağ olarak kullanıyoruz. Bunu da dilcilerin dikkate alıp çok iyi analiz etmeleri gerektiği bir durun olarak görüyorum.

KONTARKAMPO

Türk Dil Kurumu sözlüğünde “Kontar” sözcüğü, eşek yavrusu, sıpa anlamındadır. Fransızca’dan dilimize girmiş olan “Kamp” sözcüğü, baraka gibi eğreti barınaklarla oluşturulmuş konaklama yeri,  anlamındadır. Bileşik sözcüğün yani  “kontarkampo”:  sıpalı eşeklerle yolculuk yabanların güvenli bulup özellikle dinlendiği yer, anlamındadır.

KONTOMEŞ

Sözcük Rumca kısa anlamında “konto” ve Türkçe “meş”e anlamında sözcüklerden oluşan bileşik sözcüktür. Burada yakın mesafeli ormandan söz ediliyor. Gerçek meşe ağacından bahsedilmiyor. Bizim buralarda “ormana gitmek” deyiminden daha çok “meşeye gitmek” deyimi kullanılır. Bu da dilcilerin üzerinde durması gereken konulardan biri olması gerek diye düşünüyorum.

FİLARTAŞ

Sözcük Rumca hafif terlik “filar” ile Türkçe “taş” sözcüklerinden oluşan bileşik bir sözcüktür. “Hafif taş” ya da “terlik gibi hafif taş” anlamındadır.