Yılmaz KESKİN


ÇAYKARA’DA YEŞİLALAN VE BALTACILI MAHALLELERİNDE BAZI YER ADLARI

-----------------------


Halk Bilimi(folklor), bir ülkede veya bölgede yaşayan halkın kültür ürünlerini, sözlü edebiyatını, geleneklerini, törelerini, inançlarını, mutfağını, müziğini, oyunlarını, halk hekimliğini inceleyerek bunların birbirleriyle ilişkilerini belirten, kaynak, evrim, yayılım, değişim, etkileşim vb. sorunlarını çözmeye, sonuç, kural, kuram ve yasaları bulmaya çalışan bilim dalıdır.

Bu yazımda, öğretmen emeklisi ve gönüllü Halk Bilimcisi olarak ele aldığım “yer adlarını” bu bağlamda Çaykara Halk Bilimine katkı yapacağı için çok önemsiyorum. Burada gördüğünüz yer adları, etkin, yetkin ve baskın olan “Rum Ekini” içerisinde vücut bulup günümüze kadar gelmiş olmasını, bu sözcüklerin hangi döneme ve kimlere ait olduklarını bizlere açık bir şekilde göstermiş olmasını ayrıca önemsiyorum. 

KAÇIBEK

Kırkızistan’da “Sarıbagış” ve “Bugur” boyları çatışmaya karar verirler. Bugur boyu lideri Kaçıbek kendi gücüne güvenemeyince Ruslardan yardım alır ve hakim olduğu Kuzey Kırkızistan’ı Rusya’nın yönetimine terk eder 1855 yılında.

Büyük bir olasılıkla aynı mahalleli arasında ya da iki ayrı mahalle arasındaki anlaşmazlıkta böyle bir olay yaşandığı için söz konusu yere diğer gruba anlaşmalı tek edildiği için “KAÇIBEK” denmiştir.

KAÇAT

Kırkız atasözünden yola çıkarsak “kaçat” sözcüğü kaçma anlamanda olduğunu anlarız. Kırkız atasözü şöyle: “At toygon cerine kaçat, azamat tuulgan cerine kaçat”

At doyduğu yere kaçar, babayiğit doğduğu yere kaçar”..

Mahallelerdeki atların genellikle bu yerde otlayıp doydukları  için yerin adına kaçat” denmiştir kanısındayız.

TİKANORMİ

Bu sözcük, “tikan” ve “ormi” sözcüklerinden oluşmuş bileşik sözcüktür. “Tikan” sözcüğü Doğu Anadolu ağızlarında “diken” anlamındadır. “Ormi” sözcüğü de Rumcada dere anlamındadır. Bu anlatımlardan yola çıkarsak “tikanormi”  birleşik sözcüğü “dikenli dere” anlamına geldiği anlaşılır.

Burada Türkçe sözcüklerin, baskın ekin diline –Rumca’ya nasıl taviz verilerek, hoş görünerek yaşatılmaya çalışıldığı görülmektedir.

[1] Gül Banu Duman, Yrd. Doç. Dr.,Bülent Ecevit Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, 19. Yüzyıl Kırgız Şiiri ve Dönemin Sosyal ve Siyasi Gelişmelerinin Şiirdeki Yansımaları, Ulaşılan Adres: http://static.dergipark.org.tr:8080/article-download/c208/db88/b9a1/imp-JA75MD49GJ-0.pdf?

[2] Beytullah BEKAR, Yrd. Doç. Dr., Kırklareli Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, KIRGIZ ATASÖZLERİNDE GEÇEN HAYVAN ADLARI ÜZERİNE BİR İNCELEME, Ulaşılan Adres: http://static.dergipark.org.tr:8080/article-download/imported/5000181851/5000164454.pdf?,25.04.2020

KUBER

“Kuber” Oğur Türk komutanının adıdır. “Kuberadı Yukarı Kumlu Mahallemizde de geçmektedir. Yukarı Kumlu Mahallesi’nden olanlara “Kuberler”, yerleşim yerine de kuberli” denir. Yaptığım araştırmada “kuber” hakkında ilgili makalenin özetinde şu bilgilere yer verilmektedir:

“Güneybatı Sibirya'da dağınık bir boylar topluluğu halinde yaşayan Oğur Türkleri, başka bir Türk boyunun, Sabirlerin baskısıyla yurtlarını terk etmişler ve İdil'i geçerek Avrupa'ya girmişlerdir. Onların bu göçü, Batı Hun Devleti'nin yıkılış yıllarına rastlar. Böylece Doğu Avrupa'da Hunlardan kalan boşluğu onlar doldurmuştur. 7, yy' ın ilk yarısında kendilerini yöneten doğudaki Göktürk ve batıdaki Ayarlardan kurtularak, Kafkasya ve Karadeniz'in kuzeyinde ilk devletleri olan Büyük Bulgar Devleti'ni kurmuşlardır. Ancak bu devletin ömrü kısa sürmüş, yıkılışı aynı zamanda Oğur boylarının değişik yerlere dağılmasını neticelendirmiştir. Dağılan topluluklardan biri Balkanlar'da gelip Bulgaristan'ı, birisi Fin müttefikleriyle birlikte Macaristan'ı, birisi de İdil Bulgar Hanlığı' nı kurmuştur. Kafkasya'da kaldığı belirtilen bir başka topluluk muhtemelen bugünkü Balkarların atalarıdır. Tuna boylarındaki Avarlara sığınan, Kuber Han yönetimindeki bir başka topluluk ise. Bir süre sonra, Avar teb' ası olan ve Doğu Almanya'dan gelen Sorp adlı İslavlarla birlikte başkaldırmış, kaçarak Bizans arazisine girmişler ve Selanik yakınlarına yerleşmişlerdir. Buradan memnun kalmayan Türk ve Sorblar (Sırp) geri dönmek isterken yolda Bizanslılar tarafından durdurulmuş ve bugünkü Sırbistan'ın tam ortasına yerleştirilmişlerdir. Bizans'la genellikle iyi ilişkide olmakla birlikte, bu topluluk ayrı ve bağımsız bir siyasi kimlik geliştirmiş, Kuber Han ve avenesinin yönetiminde ilk Sırp devleti kurulmuştur. Bu Türkler bir süre sonra Sırplar ve bölgeye daha önce gelen İslavlar arasında eriyerek kimliklerini kaybetmişlerdir. Böylece ilk Sırp devletini kuran ve uzun süre yönetenler Türklerdir.” 


[3] Osman KARATAY, KUBER HAN'IN GÖÇÜ VE  TÜRK İSİMLİ SIRP KRALLARI , Ulaşılan Adres: file:///C:/Users/Dell/Desktop/KUBER.pdf,20.04.2020