Zihni AĞIRMAN


CENNETE KOMŞU


Vaktiyle padişahlardan biri şehri dolaşmaya çıkmıştı.

Tanınmamak için kıyafetini değiştirmiş, yanına da bir kölesini almıştı.

Halkın kendi yönetimi hakkında neler düşündüğünü öğrenmek istemişti.

Mevsim kıştı.

Soğuk her yeri kasıp kavuruyordu.

Namaz kılmak için bir camiye girmiş.

İki gariban yoksul bir köşede titreyerek oturuyordu.

Gidecek başka yerleri yoktu.

Soğuktan korunmak için camiye sağınmışlar işte.

Onların ne konuştuklarını merak eden padişah yanlarına sokuldu.

Hemen yanı başlarına oturdu.

Fakirlerden şakacı olanı soğuktan şikâyet ediyordu:

? Yarın cennete gittiğimizde bizim padişahı oraya sokmayacağım! Cennetin duvarına yaklaştığını görürsem de, pabucumu çıkarıp kafasına vuracağım.

Öteki merakla sordu:

? Onu niçin cennete sokmayacakmışsın?

? ?Tabii sokmam. Biz burada soğuktan donarken, aç, susuz sefalet içerisinde yaşarken o sarayında keyif sürsün. Bizim halimizden haberdar olmasın. Sonra da kalkıp cennette bana komşu olsun. Ben öyle komşuyu istemem. Etrafındakiler yiyip içecek, har vurup harman savuracak, hatta bıyık altından kıs kıs gülerek kötüleyecek daha da kötüsü kötü sözler söyleyecek. Ama onların her şeyi olacak, biz açlıktan öleceğiz neredeyse. Soğuktan donacağız. Bizim gibi kaç bin tane insan var. Onlar da komşumuz olmasın cennette, padişah da? dedi.

Gülüştüler.

Bunun üzerine Padişah kölesine dönerek mırıldandı:

? Bu camiyi ve adamları unutma dedi.

Saraya dönünce adamlarını o camiye yolladı.

İki fakiri alıp Saray´a getirdiler.

Zavallılar başımıza neler gelecek diye korkuyla bekleşirken onları dayalı, döşeli bir odaya yerleştirdiler.

? Burada yiyip, içip yatacaksınız. Hiçbir iş yapmayacaksınız. Sadece Padişahımıza dua edeceksiniz. Cennette size komşu olmasına karşı çıkmayacaksınız? dediler.

İki fakir gariban birbirine bakarak;

Meğer ne iyi kalpli Padişahımız var, değil mi dediler?

Padişahım sen çok yaşa

xxx

ÜÇ FİLTRE

Bir gün, bir tanıdığı bilgeye rastladı ve: "Arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?" diye sordu.
Bilge: "Bir dakika bekle" diye cevap verdi.

"Bana bir şey söylemeden önce senin küçük bir testten geçmeni istiyorum. Buna Üçlü Filtre Testi deniliyor."
"Üçlü Filtre de ne?" diye sordu adam.
Bilge: "Birincisi, Gerçek Filtresi" dedi.

"Bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin?"
"Hayır" dedi adam. "Aslında bunu sadece duydum ve..."
"Tamam" dedi Bilge;

"Öyleyse sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun. Şimdi ikinci filtreyi deneyelim.

İyilik Filtresini.

Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi bir şey mi?"
"Hayır, tam tersi..."
"Öyleyse" diye devam etti Bilge,

"Onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin, çünkü geriye bir filtre daha kaldı.

Faydalılık Filtresi.

Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?"
"Hayır, gerçekten değil."
"Peki" diye tamamladı Bilge, "Eğer bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse ve de faydalı değilse, bana niye söyleyesin ki?"

Siz siz olun, faydası ve katkısı olmayan hiçbir şeyi paylaşmayın

Sende kalsın.