İbrahim TUNCER


DİN VE AHLAK

------------------


Din, köken olarak Arapça bir kelime olup Kuranı Kerim’de doksan iki yerde geçmektedir, ayrıca üç ayette de değişik türevleri yer almaktadır. Kısaca açıklaması şöyledir; Bir şeyin cezası, mükâfatı, hükmü ve hesabı olarak açıklanmıştır. Allah’ın elçileri Hz. Âdem’den (AS) itibaren Hz. Muhammed’e (SAV) kadar bütün insanlar, Allah tarafından gönderilen tevhit dininin esaslarını kavrayıp benimseyecek ve hayatlarını bu esaslara göre düzenleyecek seviyede zihni, ruhi ve bedeni kapasiteye sahip kılınmıştır. Ancak tarihin akışı içinde insanlar hak dinden uzaklaşmış ve beşeri zaaf neticesinde yanlış yollara, batıl inanç ve yaşayışlara yönelmişlerdir.

Din, Allah tarafından konulmuş bir kanundur. İnsanlara, dünya üzerinde yaratılış gayesini ve varoluş hikmetini, ahiret mutluluğuna ermenin yollarını gösteren ve Yüce Rablerine karşı ne şekilde ibadette bulunacaklarını öğretir. İyi ve faydalı şeyler yapmaya sevk eder, zararlı işlerden de alıkoyar. Akıl sahibi insanlara yaratılıştaki gayeyi öğreten, böylece kendi iradeleriyle hayırlı ve güzel işlere yönelten, Allah-u Teâlâ’ya nasıl ibadet edileceğini öğreten, peygamberler aracılığı ile insanlara ulaştırılan ilahi kanun ve nizamdır.

Dinin özü, insan nasıl dünya üzerinde bir makama sahip olabilmesi için okuyup sınava hazırlanıyorsa veya bir ustanın yanında çırak olarak çalışıp usta oluyor ve bu çalışmalar sonucu seksen bilemedin yüz yaşına kadar maddi kazanç elde edip rahatlığa kavuştuğunu zannediyor ise ölüme çare bulamayıp dünyadan asıl yaşayacağı dünyaya göç edip orada sınava durulacağını ve o sınav sonucunda kazanacağı mükâfatı almaktır. Din dünya üzerinde sınava hazırlanmayı, öldükten sonra öbür dünyada rahatlığı, keyfi, sefayı vadeder. Din, bireylerin Allah’ın vermiş olduğu kanunlara uymasıdır.

Ahlak kelimesi en dar anlamıyla, bireylerin neyin doğru veya neyin yanlış sayıldığı ile ilgili bir toplumda genel olarak uyulması beklenilen kurallar ve yapılması gereken görevlerin tümüdür. Ahlak kavramı, olumlu manada iyi huylu güzel davranışlı kişiler için ahlaklı insan denir, kötü huylu ve kötü davranışlı kişilere de ahlaksız insan denir. Ahlak, bireyleri birbiriyle kaynaştırıp bir toplum haline getiren davranış biçimidir. Ahlak, insanın bir toplumda oturup kakmasını, saygısını ve seviyesini belirleyen bir sevgi selidir. Ahlaklı kişi ve toplumlar övülmeli, takdir edilmeli ve daima hayırla anılmalıdırlar. Allah ahlaklı kişileri, toplumları çok sever ve yüceltir.

Ahlak, aile eğitiminden başlayıp ölünceye kadar uyulması gereken kurallar bütünüdür. Küçüklere sevgi ile büyüklere saygı ile yaklaşmak, hoşgörülü, iyimser, yardımcı olup yol göstermek, temiz ve örnek insan olmak, verilen sözü tutmak, kötü söz söylememek, karşınızdakini küçük düşürmemek, özür dilemeyi bilmek, alçak gönüllü olmak, nazik şefkatli olmak, toplum kurallarına uymak genel ahlak kurallarından bazılarıdır. Bağırarak konuşmamak, başkalarının mahremiyetine saygı göstermek, her tür şiddetten uzak durmak, insanların ibadetine saygılı davranmak, başkalarının eşyalarına izinsiz dokunmamak, herhangi bir yerde bekleyen yaşlıya, hamile kadına, özürlü insana yardımcı olmak, isteklerinizi kibar bir şekilde dile getirmek vb.

Din, insanın fert olarak yaptığı ibadet biçimlerinin kanunudur, ahlaksa insanların uymak zorunda oldukları birbirine iyilik, güzellik ve doğruluk içeren kaynaşmasını sağlayan, toplumları oluşturup, uyulması geren davranış biçimleri ve bir kuralların oluşumudur. Din bize nasıl düşünmeli ve nasıl inanmalıyızı irdeleyip öğütlerken, ahlaksa nasıl yapmalı, neye meyletmeli, nasıl yaşamalı, nasıl hareket etmeli sorularına cevaplar arar. Din esasen iyi ve doğruya ulaşmak, kötüden korunmak ve uzaklaşmak için bazı kurallar koymuştur. Ahlak, bütün insan ilişkilerinde “iyi” (kötü) ve “doğru” (yanlış) değer yargılarının oluşturduğu bir sistem bütünüdür.