Zihni AĞIRMAN


ENFES BİR MANİFESTO


Çok sevdiğim iki değerli insandan bayramda iki önemli mesaj aldım.

Biri Türkiye´yi şantiyeye dönüştüren, yaptığı hizmetlerle ülkenin dört bir yanına imzası olan Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar´dan.

Ve diğeri Trabzon Akyazı Stadı´nın fikir babası bu şehrin değerli evladı Faruk Kanca´dan.

Çok etkilendim.

Ve herkesin okuması gerektiğini düşünerek sizlerle paylaşmak istedim.

Türkiye´yi yeniden inşa eden bir gecede şehir kuran ve her zaman onun hizmetlerine her zaman hasret kalacağımız, ona her zaman ihtiyaç duyacağımız eski bakan Erdoğan Bayraktar´ın enfes bir manifestosu olan ve beni çok etkileyen o mesajını birlikte okuyalım.

?..

Dünyaca ünlü tenisçi Arthur Ashe hastalandığında dünyanın her köşesindeki hayranlarından gelen mektuplardan bir tanesi şöyle soruyordu:

"Neden Allah böylesine kötü bir hastalık için seni seçti?"

 Arthur Ashe buna şu cevabı verdi:

"Tüm dünyada 50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar, 5 milyonu tenis oynamayı öğrenir, 500 bini profesyonel tenisi öğrenir, 50 bini yarışmalara girer, 5 bini büyük turnuvalara erişir, 50´si Wimbledon´a kadar gelir, 4´ü yarı finale, 2´si finale kalır. Elimde şampiyonluk kupasını tutarken Allah´a ´Neden ben?´ diye hiç sormadım. Ve bugün sancı çekerken, Allah´a ´Niye ben?´ mi demeliyim??

Mutluluk insanı tatlı yapar. Zorluklar güçlü yapar. Hüzün ise insan yapar. Yenilgi mütevazı yapar. Başarı insanı ışıldatır. Ama yalnız Allah, yolumuza devam etmemizi sağlar. Allah´a asla ´Niye ben?´ diye sormayın... Ne olacaksa olacak. O´nun kendine has usulleri vardır. Her şey kendi iyiliğiniz için olur. İnancınızı koruyun...

Tüm dünyaya ve insanlığı ders veren enfes bir manifesto.

Ne olduğumuz değil, ne olacağımız

xxx

BATILI BEYAZ ADAM

Diğer mesaj İnşaat mühendisi, siyasetçi ve Akyazı Stadı Arena´nın fikir babası Faruk Kanca´dan.

O da etkileyici.

"Osmanlı´nın artığısınız dediklerinde kahroluyorum" diyen Kerküklü ninenin;

"Bizi kimlere bırakıp gidiyorsunuz?" diye haykıran Şamlı dedenin;

Türkiye için dua etmeden seccademi kaldırmam" diyen Bosnalı teyzenin;

"İki patik ördüm, köyüme ilk gelen Türk askerlerine vereceğim" diyen Ahıskalı gelinin;

Ordumuza katılmak için ceketini satan Pakistanlı gencin;

Şahadet parmağını İsrailli askerlere uzatarak, "Bir gün gelecekler" diye ağlayan Gazzeli çocuğun...

Baykal´ın, Hazar´ın,  Tuna´nın, Fırat´ın ve Nil´in...

Aras nehrinin, Ağrı Dağının, Türkmen dağının, Apşeron´un, Elbruz´un ve Erciyes...

Erbil´in, Halep´ın, Ahlat´ın, Urumçi´nin, Fergana´nın ve Tebriz´in...

Velhasıl-ı kelam...

Yürek bohçasında bize dair ağıt ve umut taşıyan her yerin, her sesin, herkesin... "

Kısacası tüm İslam coğrafyasının kan gölüne döndüğü bir süreçteyiz.

Hak ile batılın mücadelesinin verildiği bir dönemdeyiz.

İslam coğrafyası yanıyor.

Ve Katili tanıyoruz.

Batılı Beyaz Adam./resimler/2017-6/28/2118200168125.jpg