Zihni AĞIRMAN


FARABİ´DE YÜREK ACITAN DURUM


KTÜ Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi´nde kanser tedavisi gören hastaya gün verilir.

Çaykara´nın en yüksek köylerinden birinden sabahın erken saatlerinde bin bir güçlüklerle hastaneye ulaşır.

Saat sabahın 08.00´i

Onkoloji sekreterliğine müracaat eder

?Bana bu gün için gün verildi. Kontrolüm var? der.

Bankodaki hanımefendi bir dakika bakıyorum diyerek müsaade ister.

-Aaaa hasta sayımız, kontenjanımız doldu alamayız gidin daha sonra gelin

-Biz Çaykara´nın bir köyünden sabahın sabah sekizinde buraya geldik. Sıra ne zaman dolmuş ki. Üstelik bugün çağırdınız. Nasıl olur. Kimim kimsemiz yok. Çocuklar evde yalnız. Ahırda inekleri bırakıp geldik. Nasıl yaparız. Nereye gideriz

Bankodaki hanımefendi

-Ben bilemem.

Zaten kanser tedavisi gören hastanın fevri döner. Morali sıfıra düşer. Ki kanser hastalarının en önemli tedavisi malum moraldir.

Hasta kara kara düşünürken yol yordam arar. İşin içinden çıkamaz.

Bankodaki sekreter hanım seslenir.

-Bayan bakar mısınız, isterseniz ücretli muayene girişi yapabilirim.

Paranız var mı yok mu sormadan

Hasta ne yapsın. Sanki yeniden doğdu. Allaha sığınmaktan başka ne çaresi kalmadı.

-Olsun. Kaç lira.

- 112 lira.

Yanındaki eşine sorar. Var mı o kadar para yanında.

Var cevabını alınca olsun tamam der

-O zaman gidin şu karşıdaki vezneye paranızı yatırıp gelin.

Hasta parayı ödeyip gelince o dolmuş olan hasta kontenjanı bir anda boşalmış ve hastanın girişi yapılmış.

İşler artık tıkır tıkır işliyor.

Anında kan alınıyor, tahliller yapılıyor, filmler çekiliyor.

Hasta bir anda doktoru karşısında görür.

-Oooo buyurun, buyurun hoş geldiniz. Eveeeetttt sonuçlarınıza bakalım. Iıııııı. Gayet iyisiniz. Allah nazardan saklasın. Mııııı, eveeetttt, buna da bakalım. Tamam. Sorun yok. Altı ay sonra tekrar bekliyoruz.

Hasta sevinçle köyünün yolunu tutmuş,

Yalnız kalan çocuklarına yemek vermek, ahırındaki ineklerini sağmak için aynı eziyeti çekerek köyünün yolunu tutmuş.

Güle güle hiçbir şeyin farkında olmayan güzel anam.

Sağlıkla kal, sağlıcakla kal. Kendi saf, yüreği temiz köylü kadınım.

Ya yüreği şefkatle dolu (!) doktorlar,

Allah sizlerden razı olsun.

Allah tuttuğunuzu altın etsin.

Siz olmasanız biz ne yapardık.

Allah sizi başımızdan eksik etmesin, elinize de düşürmesin.

Bu bir hikâye değil, yaşanmış bir hadise, maalesef hayatın acı gerçeği.

Hastanın 112 lirası olmasaydı muayene olamayacaktı ve onun ruh durumunu düşünebiliyor musunuz?

Psikolojisinin ne hale düşeceğini düşünebiliyor musunuz?

Köyüne geri döndüğünde çocuklarına ne diyecekti.

-Paramız olmadığı için muayene olamadan geri döndük mü diyecekti.

O çocukların psikolojisinin ne olacağını düşünebiliyor musunuz?

Ve asıl işin en acı tarafı ne biliyor musunuz?

Bir doktorun, kanser tedavisi gören ve ne kadar yaşayacağı belli olmayan bir hastanın 112 lirasına muhtaç bırakılmasıdır.

Sağlıklı günler diliyorum.