Hilal YILDIRIMHAN


GÖRMENİN ALTI ŞEKLİ

--------------


Göz, görmeyi sağlayan bir organımızdır. Görme yetisi sayesinde çevremizdeki varlıkları şekline, rengine, fiziksel yapılarına göre ayırt edebiliriz. Genellikle görmek için bakmanın yeterli olduğu düşünülür. Oysa bakmak sadece fonksiyonel bir göz hareketiyken, görmek bilinçli bir faaliyettir. Bilim insanlarına göre “göz bakar ama beyin görür”

Bakmakla görmek arasındaki  farkın Kur'an-ı Kerimde izahı şöyle. "Siz onları doğru yola çağıracak olsanız da duymazlar. Onların sana baktıklarını görürsün, bakarlar, ama görmezler." Araf suresi 198.ayet,  görmek için sadece göz organının dışında başka organ ve duyuları geliştirmenin önemine vurgu yapar.. 

İnsanın bakmakla kalmayıp gerçek anlamda görmesi altı kavramla açıklanabilir.

1. Gözle görmek "Rü’yet": Bakmak, akıl ile müşahede ederek, göz ile veya kalp gözü ile tefekkür ederek düşünmek, araştırmak.

2. Düşünce,  fikirle görmek "Nazar": Nazar değmesi, imrenmenin ötesinde düşüncedeki kötü bakışı ifade eder. Toplumda genellikle olumsuz manada kullanılır.

3. Kalple görmek" Basiret": Hakikati kalple hissedip anlama feraset.

4.Ruhla görmek "Sevgi": İnsanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu.

5.Anlayarak görmek "İdrak": Anlayarak kavrayarak akıl erdirmek, zihnen kavrayış (1).

6. Tüm benlikle görmek, "Kulluk": Bu anlamıyla  yaratıcıya karşı sevgi, saygı ve sonsuz itaat bilinci ile kulluk duyarlılığı göstermek. Allah’ın emri gereği olan her türlü güzel ahlak kurallarına göre yaşamak, her türlü güzel, yararlı iş yapmak, kulluk etmek. Tüm yaratılmışları yaratıcıya atıfla kalp ve gözle görmek. Basiret sahibi olup hakikati kalple hissetmek, Aklı kullanarak idrak etmek ve düşünceye olumlu bakış, görüş katarak fikrî -nazar eyleyip suphanallah (Allah bütün eksikliklerden beridir) demek. Sevmek ve sadece yaratıcıya kul olmak.

Tüm bu görme şekillerini bütüncül kullanabilen insanı yaratıcı Ali imran 191.ayette şöyle tanımlar; “Onlar ayakta, oturarak ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler: "Rabbimiz (derler), bunu boş yere yaratmadın, sen yücesin, bizi ateşin azabından koru!"

Toplumsal hayatta gerek özel hayatta olay ve olgulara gerçek anlamda görmek ve öylece değerlendirmek yaratıcıya olan saygı ve kulluk gereğidir.

Selam ve saygılarımla.

 (1)  Arapça -Türkçe lügat.