Zihni AĞIRMAN


M. ALİ YILMAZ’IN ELİNİ ÖPÜN

---------------------------


Yıl 1982, henüz 14 yaşındayım. Dünya Kupası Şampiyonası İspanya’da oynanıyor.

Köyümüzde sadece bir evde olduğu için gece oynanan maçları ancak radyodan dinleyebiliyorum.

İlk maç Belçika ile Arjantin arasında.

Belçika 63. dakikada Erwin Vandenbergh’in golüyle maçı 1-0 kazanıyor yer yerinden oynuyor.

Kalede Jan Marie Pfaff.

Spikerin adını tam hatırlayamıyorum ama Maradonalı, Kempesli, Ardilesli Arjantin’in sağlı sollu baskısına Belçika kalecisi Jan Marie Pfaff dur diyordu.

Kaleci Pfaff’ın adını ilk o zaman radyodaki maçtan duymuştum.

Aradan geçen 6 sene sonra 1988 yılında Karadeniz Gazetesi’nde muhabirliğe başladım.

İki sene sonra yıllar önce radyodan adını duyduğum ve hayran kaldığım kaleci Jan Marie Pfaff’ı gazetede karşımda gördüm.

Ziyaretimize gelmişti.

Hayal mi görüyorum dedim.

İnsanın hiç aklına gelir miydi yıllar önce radyodan adını duyduğun dünyaca ünlü bir futbolcuyla karşı karşıya gelmek.

Evet, o dünyaca ünlü kaleciyi Trabzon’a, Trabzonspor’a getiren isim o günkü Trabzonspor Başkanı Mehmet Ali Yılmaz’dı.

Bugünkü onursal başkanımız.

32 yaşında genç bir delikanlı iken Trabzonspor gibi büyük bir kulübün başına gelmek, kolay bir iş değildi.

Maddi külfeti bir tarafa bırakın, milyonlarca taraftarı olan Trabzonspor’a başkan olmak bir cesaret işiydi.

Ve o Mehmet Ali Yılmaz 1983-84 sezonunda Trabzonspor’u şampiyon yaparken yılların hasretine son veren isim oldu.

Türk futbolunun kanunu çıkarın spor bakanıdır.

Trabzonspor Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’ni kuran, Türkiye’nin her şehrine spor tesisi inşa eden bir devlet adamıdır.

Trabzonspor’un bir tane onursal Başkanı vardır, o da Mehmet Ali Yılmaz’dır.

Mehmet Ali Yılmaz gibi bir ismin değerini belirlemeye kimsenin gücü yetmez.

O zaten en değerli yerdedir.

Trabzonspor’un borçtan batma noktasına geldiği dönem 38 milyar liralık çeki merhum Divan Kurulu Başkanı Ali Özbak’a teslim eden isimdir Mehmet Ali Yılmaz.

Başbakan Turgut Özal’ın 200 milyon lira bağışladığı Trabzonspor’a 1 milyon 200 milyon lirayı bağışlayan isimdir Mehmet Ali Yılmaz.

Trabzonspor’da bir limon parasına ihtiyaç duyulduğunda bile yanına gidilen isimdi Mehmet Ali Yılmaz.

Elbette kimse Trabzonspor’dan üstün değildir ama Trabzonspor gibi bir değerin çokta altında değildir Mehmet Ali Yılmaz.

Buraya kadar her şey normal.

Şimdi gelelim asıl meseleye.

Trabzonspor 38 yıl sonra yani Onursal Başkan Mehmet Ali Yılmaz’dan sonra ilk resmi galibiyetini geçen sezon aldı.

Başkan Ahmet Ağaoğlu, As Başkan Ertuğrul Doğan ve tüm yönetim kurulu ile Teknik Direktör Abdullah Avcı ve tüm futbolculara ve her şartta ve koşulda takımını yalnız bırakmayan taraftara binlerce kez teşekkür ederiz.

Hepsini ayakta alkışladık.

Yaptığı kutlama etkinlikleriyle Trabzon’u bir kez daha tüm dünyaya tanıtan Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu’na bir kez daha teşekkür ediyoruz.

Trabzonspor 55 yaşında. Benden bir yaş büyük.

Kutlama etkinliklerinde Trabzonspor’a her şeyini veren, para deseniz para, değer deseniz değer, tesis deseniz tesis, şampiyonluk deseniz şampiyonluk gibi muhteşem katkıları olan Onursal Başkan Mehmet Ali Yılmaz’ın adının kulübün 55. Kuruluş yıldönümü açıklamasında adının zikredilememesi kabul edilir bir durum değildir.

Bunun hiçbir mazereti olmaz, olamaz.

Şampiyonluktan sonra ebediyete intikal olan yönetici, futbolcu ve taraftarın kabirlerinin ziyaret edilmesi, Trabzon’da yaşayan başkanların elinin öpülmesi fevkalade bir davranıştır.

Ama Onursal Başkan Mehmet Ali Yılmaz’ın adının anılmaması saygısızlıktır, ayıptır.

Trabzonspor Kulübü Başkanı Sayın Ahmet Ağaoğlu yönetim ve takım kaptanı Trabzonspor’a her türlü desteği veren Mehmet Ali Yılmaz’a ve 6 yıl üst üste şampiyonluk yaşatan Bodrum’da yaşayan Şamil Ekinci’ye de gidip teşekkür edip elleri öpülmelidir.

Başkan Ahmet Ağaoğlu işine geldiği gibi davranmamalı.

Geçmişte bu kulübe maddi ve manevi katkıda bulunan isimlere hepimiz gibi minnettar olması gerekirken unuttum ayağına yatmamalı.

Gelişi güzel yerde eleştirmemeli.

Hiç kimse Trabzonspor’dan daha üstün değildir.

Bırakın geride yaşananları, bırakıp geriye dönüp bakmayı.

Daima ileri, daima ileri.

Ama değerlerimizi yitirmeden, yüreklerini zedelemeden.

Güzel bir uygulama başlattığınıza göre ve geçmişle geleceği birleştirmek istiyorsanız, Mustafa Günaydın’a da gidin, Faruk Nafiz Özak’a da gidin, Atay Aktuğ’a da gidin, Nuri Albayrak’a, Sadri Şener’e, İbrahim Hacıosmanoğlu’na, Muharrem Usta’ya da gidin.

Trabzonspor böyle büyür.