Zihni AĞIRMAN


MASA BAŞI OYUNLARI

------------------------


Trabzonspor’un bunca uğradığı haksızlıklara, masa başı oyunlarına, şikelere, teşviklere rağmen yine de her yıl şampiyonluğun en güçlü adaylarından biridir

Futbolda Anadolu ihtilalini yaratan, İstanbul saltanatına son veren, üç büyüklere kafa tutan, bayrak açan, Türkiye’nin efendisidir.

Tarlasında mısır, fındık ve çay, sokaklarında futbolcu ve adam yetişen şehirdir Trabzon.

Vatanına, milletine, bayrağına yürekten bağlı, gerektiğinde canını sakınmayan veren bir Anadolu şehridir Trabzon.

Bu şehrin insanlarının ve hassasiyetlerini bilenler bir takım çevreler, çoğu zaman kaşımıştır, sinir uçlarıyla uğraşmıştır bu şehrin.

Ama her zaman verilmesi gereken cevabı en sert şekilde verirken abi rolünü de üstlenmiştir.

Siyasette, sporda, iş dünyasında, aklınıza hangi sektör geliyorsa gelsin hep başarılı değerler yetiştirmiştir.

Başarısızlık bizim lügatimizde yoktur.

Edebimizle, adabımızla, namusumuzla, insana ve manevi değerlere sahip ve saygımızla hiçbir zaman kusur etmedik, etmeyiz de

Ama bu şehri hep kusura teşvik ettiler.

Kışkırttılar.

Hakkımızı yediler, hukuku gasp ettiler.

Film, fırıldak ve entrikalar oynadılar bu şehrin üzerinde.

Sabır çektik,

Yine sinir uçlarımıza dokunuyorlar.

Yine haksızlığa uğruyoruz.

Bakın, Trabzonspor en son 1983-84 sezonunda şampiyon olmuştur.

Akabinde 1995-96 sezonunda aynı şansı yakaladı

Yani 11 yıl sonra

Ama o sezon da teşvik ve şikelerle şampiyonluğumuzu çaldılar, yine damarımıza bastılar.

Ardından 10 yıl geçti yine şampiyonluk şansını yakaladık.

Hem de alnımızın akıyla.

2004-2005 sezonunda

Fakat aynı dinozorlar gene devreye girdi.

Futbolun baronları yine şampiyonluğumuzu çaldı.

Ve en son

2010-2011 sezonunda yani 5 yıl sonra kazandığımız şampiyonluğu yine aynı baronlar resmen hırsızlık yaparak çaldılar.

Yine damarımıza bastılar.

Bir kez daha ya sabır dedik, içimize çektik

Adalet bekledik.

Gecikti, gelecek.

Aradan bir 10 yıl daha geçti

Bu sezon şampiyonluğa koşarken yine önümüze takoz oldular, barikat ördüler.

Geçmişte sahada oynanan oyunları bu sefer masa başında oynuyorlar.

Şampiyonluğumuz dirhem dirhem çalınıyor.

Aytemiz (!) Alanya maçını bir kaza olarak değerlendirdik, küme düşmesi nerede ise kesinleşen Ankaragücü maçında babası Galip Bitigen’den çektiğimizi şimdi de oğlu Abdulkadir Bitigen’den çekiyoruz.

Türkiye’de hakemlik babadan oğula geçiyor, padişahlık sistemi gibi.

Talat Tokat- Metin tokat

Muzaffer Sarvan- Oğuz Sarvan

Sadık Deda- Cem Deda

Şahin Taşkınsoy-  Burak ve Buğra Taşkınsoy

Serdar Çakır- Cüneyt Çakır

Galip Bitigen- Abdulkadir Bitigen

Selami Şimşek- Bahattin Şimşek

Hasan Ceylan- Hakan Ceylan

Fahir Ersoy- Kerem Ersoy

Adnan Şeker- Burak Şeker

Oğuz Uğurlu- Oğuzhan Uğurlu

Ezel meral- İlker Meral

Zihni Aksoy- Alkım Aksoy

Münir Takpak- İlker Takpak

Yılmaz Çakman- Serdar Çakman.

Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir şey yok.

Ankaragücü maçında rezil bir yönetim sergileyen Abdulkadir Bitigen de saltanatın veliahtlarından biri, işi bitirdi.

Trabzonspor’un kazandığı penaltıyı incelemek için VAR’ı giden bir adam, pozisyonda hiçbir etkisi olmayan Şörloth’un ofsayt pozisyonuyla dönmesi art niyetten başka bir şey değildir.

Haftaya bakın hangi maça verilecek.

Trabzonspor sadece rakiplerini değil, hakemleri de yenecek, TFF’yi MHK’yi ve VAR’ı da yenecek.

Masa başında oynanan oyunları da kazanacak.

Yumruğunu o masaya sert vuracak.

Baba-oğul hakem saltanatına kurban edilmeyecek, gerekirse FİFA’ya, UEFA’ya, AİHM’ye gidecek.

O sene bu sene beyler.

Bu işin şakası yok.

Maç öncesi Trabzonspor taraftarlarının takımını Akyazı Arena’ya uğurlama seremonisinin içine bende girdim.

Yok, böyle bir atmosfer, ambiyans

Yok, böyle bir destek, yok böyle bir sahiplenme, gözlerim doldu.

Bu cefakâr taraftar şampiyonluğa inandı, herkes inanacak,

Hakemler de, oyuncular da, yönetim de, TFF’de, MHK’de.

Bir 10 yıl daha mı bekleyeceğiz.

Benim gibi kaç kişinin 10 sene daha yaşayacağı ne malum.

Hakkımızı yedirmeyiz.