Zihni AĞIRMAN


MURSİ VE DAVUTOĞLU


Mısır Cumhurbaşkanı Muhammet Mursi, 30 Haziran 2012 seçimlerinde halkın yüzde 52 oyunu alarak Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmuştu.

3 Temmuz 2013 tarihinde de askeri darbe ile devrildi.

Amerika´nın başlattığı Arap Bahar Operasyonuyla yaka paça indirilen devlet adamı.

Sisi´nin askeri darbesi ile görevden indirilen Mursi, Askeri Mahkeme kararıyla da idam cezasını çarptırıldı.

Cezaevi baskınları davasında mahkeme idam kararını onadı.

O dönem Türkiye´de aynı yüzdelik oyla yani yüzde 52 oyla Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan, Mısır´da yaşanan gelişmelere şiddetle karşı çıkmış, halkın yüzde 52 oyuyla seçilen bir Cumhurbaşkanını nasıl darbe ile indirirsiniz diyerek Sisi´ye ve Amerika´ya ateş püskürmüştü.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın tavrı doğruydu, halkın oyuyla seçilen bir cumhurbaşkanının akıbeti asla böyle sonuçlanmamalıydı.

Sisi bugün Mısır´ın Cumhurbaşkanı Mursi´nin akıbeti ne olur bilemeyiz ama Türkiye´de yaşananlar aslında Mısır´dan pek bir farkının olmadığını görüyoruz.

Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı makamına çıktığında başbakanlık görevini bıraktığı Ahmet Davutoğlu için şu ifadeleri kullanmıştı,

21 Ağustos 2014 tarihli konuşmasından

??.Bu yeni sürecin tekrar hayırlı olmasını diliyorum. Ahmet Davutoğlu kardeşimize bu yeni süreçte, başarılar diliyorum. Çalışma arkadaşlarına, partimizde birlikte çalışacağı tüm arkadaşlara başarılar diliyorum. Ülkemize, milletimize tüm insanlığa hayırlı olsun diyorum.?

Aradan 20 aylık bir süreç geçti.

Ülke, iki büyük seçim yaşadı.

AK Parti 7 Haziran seçimlerinde yüzde 41 oy oranıyla birinci parti çıkmasına rağmen tek başına iktidar olmaya yetmedi.

Ardından başlayan koalisyon sürecinde 45 günde sadece 35 saatlik görüşmeler yapılmış ve nihayetinde hükümet kurulamamıştı.

Çünkü amaç ülkeyi tekrar seçime götürmekti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye´yi 1 Kasım´da seçime götürerek AK Parti yüzde 49 oyla yeniden tek başına iktidar oldu.

Ve taşlar aslında o zaman yeniden yerinden oynamaya başladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında başlayan ve başbakanlık koltuğundan edecek kadar yaşanan mücadelenin altında ne yatıyor.

Ne olabilir.

Aslında çok şey var,

Tayyip Erdoğan´ın Özal-Akbulut ve Demirel-Çiller gibi bir Cumhurbaşkanlığı süreci beklentisinin yaşanmaması aslında en büyük etken.

Yani Davutoğlu istediği gibi çıkmadı.

Dört Bakanın Yüce Divana gönderilerek Erdoğan´ın parti içerisindeki gücünün kırılması Davutoğlu´nun mevzi açmasına önemli etkendi.

Davutoğlu´nun başkanlık sistemine sıcak bakmaması,

Ali Babacan, Taner Yıldız ve Ali İhsan Arslan´ı milletvekili seçtirmemekle Erdoğan´ın gücünü kırmaya yönelik olarak algılandı

Davutoğlu´nun Beytullah´ta yaptığı şov,

Genelkurmay Başkanını yanına alarak Suudi Kralının yanında poz vermesi

İngiltere ve Davos ziyaretlerinde Batı´yla çalışmak istiyorum mesajı vermesi

Bülent Arınç´ın başlattığı "öze dönüş" hareketine sessiz kalması.

Davutoğlu´nun Biden ile yaptığı görüşmenin içeriğini paylaşmaması;

Başbakan sıfatıyla yeni bir çözüm süreci başlatması. 
Uluslararası güç çekişmesi. Ki Başbakan Ahmet Davutoğlu´nun önümüzdeki günlerde Barak Obama ile yapacağı görüşmenin iptal ettirilmesi.

Paralel yapıyla mücadele,

AK Parti içerisindeki güç mücadelesi. Parti tüzüğünde MKYK´da olan il ve ilçe başkanlarının atama yetkisini Tayyip Erdoğan´ın genel başkanlığı döneminde ?Genel Başkan´a bırakılması? Ahmet Davutoğlu genel başkalığında ise yeniden MKYK´ya verilmesi var olan güvensizliği had safhaya ulaştırması.

Aslında birçok neden vardır.

Ama önemli olan Türkiye´de olduğunu iddia ettiğimiz demokrasinin uygulanıp uygulanmadığı durumudur.

Demokrasinin olmadığını iddia ettiğimiz Mısır´da, yüzde 52 oyla Cumhurbaşkanlığından darbe ile indirilen Mursi´ye yapılanlar ile yüzde 49 oy ile başbakanlık koltuğundan indirilen Ahmet Davutoğlu´na yapılanlar arasında ne fark var.

?AK Parti´nin Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu´dur ama bu davanın lideri Recep Tayyip Erdoğan´dır? diyenler kazandı.

xxx

Tüm Annelerimizin anneler gününü kutluyorum.