Zihni AĞIRMAN


NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE KİME BATIYOR

-------------------------------------


Türkiye’nin varoluşunu bütünleşmesinin en önemli faktörü İstiklal Marşı’mızdır

İstiklal Marşı Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılışının 100. Yıldönümünü Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde kutluyoruz.

Türkiye’nin dört bir yanından marşımızla ilgili hem mesajlar hem de programlar yapılıyor.

Aslında İstiklal Marşı’nın 10 kıtasını ard arda okuyan kim olursa olsun vatan şuurunu, Türklük şuurunu, millet olma şuurunu bütün benliğiyle birlikte hisseder.

O nedenle giriş bölümünde Mehmet Akif Ersoy’u rahmetle, minnetle ve saygıyla anıyorum.

Bugün kutlayacağımız 18 Mart Çanakkale zaferinden bu yana Türkiye Cumhuriyetine uzanan yolda Mustafa Kemal Atatürk’le birlikte Mehmet Akif Ersoy’un da şiiri ve duruşu çok ama çok önemlidir.

Cumhuriyet yıllarında Vatan olma duygularını daha da pekiştirme, gençleri ve özellikle çocukları bu bilinçle yetiştirmek için her sabah okullarda sınıflara girmeden okuduğumuz ANDIMIZ’da İstiklal Marşı kadar olmasa bile devletimizi, milletimizi çok önemli argümanlarından birisidir.

Unutmadıysanız açılım sürecinden önce Sağlık Bakanlığı’nın tabelalarından sonra da Valiliklerden TC’lerin kaldırılması gündeme gelmişti

Bu bir devlet politikası olmakla birlikte vatandaşlarımız inanılmaz tepki koymuş, sosyal medyada 10 milyona şakın kişi Facebook saygılarının başına TC rumuzunu koymuştu.

Geri adım atıldı

Yapılan haberlerle birlikte apar topar TC’ler yeniden yerlerine takıldı.

Ve gerçekten de çok ama çok önemli bir geri adım oldu.

Türkiye Cumhuriyet Devleti özellikle kendini koruma kollama anlamında vatandaşının da desteğiyle birlikte zor bir süreci aşmış oldu.

Aynı dönemlere denk gelen Andımız’ın da özellikle ülkemizin belli bir yöresindeki Kürt vatandaşlarımızın çocuklarına dayatma olarak algılayarak okutulması yasaklanmıştı.

1933 yılından beri Türkiye ve KKTC’de her sabah ilkokullarda okunan ANDIMIZ, 2013 yılında ne yazık ki demokratik çözüm süreci kapsamında bir yönetmelik değişikliğiyle kaldırılmıştı

Sonrasında Milli Eğitim Bakanlığı bir şekilde andımızı yeniden okutmaya başladı.

Ve yargı süreci de başlamış oldu.

Şimdi Danıştay’ın verdiği karala birlikte okutulmasının zorunlu olmadığı, okutulmamasının da çok şey ifade etmediğini gündeme getiren bir karar verdi.

Özetle andımızın okutulmamasına yasal bir zemin hazırlandı.

Değerli okurlar

Türkiye çok farklı bir coğrafyada yer alıyor.

Çanakkale’den itibaren 7 düvel üzerimize geliyor.

Türkiye’nin üzerindeki Kürtün emperyalizmi ve yozlaştırma çabaları çocuklarımızı milli ve manevi duygulardan uzaklaştırdı.

Hem İstiklal Marşı’mız hem de Andımız hatta buna Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Gençliğe Hitabesi”ni de dâhil ederek ülkenin ve gençliğin çocuklarımızın geleceği açısından vazgeçilmez olduklarını belirtmek istiyorum.

Asla unutamayın

28 Şubat sürecinde darbe heveslileri “Onuncu yıl marşını” ön plana çıkarmış ve İstiklal Marşı’mızı nerede ise kısmak için adımlar atmaya hazırlanmışlardı.

Bunları hep birlikte yaşadık.

Ama ne oldu başarılı olamadılar.

Türk milletini var eden değerleri koruyup kollamak görevimizdir

Eğer koruyup kollamazsak o medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar yine pusudadır.

O nedenle Danıştay’ın kararını andımızla büyüyen birisi olarak kabul etmiyorum ve bir an önce Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulları kaideleri düzeltmeyi yapacak ve her sabah yine okullarımızın önündeki cıvıl cıvıl çocuklarımız andımızı okuyarak büyüyecek ve eğitimlerini sürdüreceklerdir.

Andımızdaki ifadeler asla ayrımcılık değildir.

Bütünleştiriciliktir

Ne Mutlu Türk’üm diyene, demek kime batıyor.

Türk’üm doğruyum, çalışkanım, demek kime batıyor.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun, demek kime katıyor.

3 milyon Türk’ün yaşadığı, Almanya’da Milli Marşı’nın okullarda okutulmasını istememesiyle eşdeğerdir.

İsteyin bakalım.

Andımız’ı geri istiyoruz