Zihni AĞIRMAN


SAĞLIKÇILAR ONORE EDİLMELİ

--------------


Çağın vebası korono virüste 16 aydan beri tüm dünya, hem Türkiye hem de Trabzon olarak büyük mücadeleler veriliyor.

Bu süreçte çok önemli dostlarımızı toprağa verdik.

Korona virüsü yaşayan biri olarak, komşularımızın, akrabalarımızın hastalığa yakalanmalarıyla üzüldük, yoğun bakıma girip entübe olmadan çıkanlarla birlikte moral bulup sevindik.

Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ve sağlık çalışanları bu süreçte inanılmaz bir mücadele verdiler. 

Cumartesi akşamı açıklanan rakamlarla hasta sayısının 700’lere gerilediğini görmek insana ayrı bir moral verdi.

Bu rakam 16 aydır verilen mücadelenin, aşılamalarla birlikte bizlere tünelin ucunu gösterdiği gibi gelen aşılarla birlikte de bundan sonraki sürece de hazırlıklı olduğumuzun moral ve motivasyonunu verdi.

Günlük 64 binlere varan vaka sayısının 7 bin seviyesine, 394 ölüm sayısının 130’lara, günlük hasta sayısının 10 binlerden 600’lere düşürülmesi başlı başına bir mücadelenin başarısıdır. 

Başta Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Türkiye genelinde 1 milyon 160 bin sağlık çalışanının özverili çalışmasının ürünüdür. 

Türkiye’deki bu başarı Trabzon’da da sağlığı yöneten Dr. Hakan Usta, ekibi ve sağlık çalışanlarının üstün gayretleriyle birlikte kentin her sokağına, her mahallesine yansımış oldu.

Bir ay öncesine kadar Trabzon 100 binlik dilimde günlük 550 vakaya çıkmışken alınan önlemler, yapılan fillasyon çalışmaları, gelemeyenlerin ayağına gidilerek, hatta çay bahçelerine girilerek yapılan aşılar ve üstün gayretlerle birlikte vaka sayısı günlük 50’ye kadar geriledi. 

Dün aldığım rakamlarda hastanede yatan sayısının ise yine 50’ye kadar düştüğünü öğrenmek bana ayrı bir keşif verdi.

Daha güvenli bir ortamda yaşadığımızı düşünerek memnun oldum.

Elbette ki hastanede yatan kardeşlerimize de acil şifalar diliyorum.

Sevgili okurlar, 

16 aydır canla başla verilen bir mücadele var. 

1 milyonluk sağlık ordusunun verdiği bir savaş var, 

Seferberlik görev emri gibi bütün çalışanlar varını yoğunu ortaya koydu.

Günlerce evlerine gidemediler, gidenler bebeklerine sarılamadı, aylarca maskesini yüzünden çıkaramayan hemşirenin o yanan yüzünü düşündükçe inanın insanın içi acıyor.

Bütün bunlar yetmezmiş gibi sağlık camiasından bu hastalığa verdiğimiz onlarca kurbanlar var.

Şehit demek lazım. 

Elbette ki bunun bir karşılığı olacak. 

81 ildeki sağlık müdürleri ve onların ekipleri ödüllendirilmeli hatta sağlık çalışanları da terfi ettirilmeli.

Bu onların en doğal hakkı olmalı.

Analarının ak sütü gibi helal olmalı.

Benim önerim şu,

Bütün sağlık çalışanları bir üst göreve terfi ettirilerek onurlandırılmalı.

Bütün bu hizmetler kuşkusuz para ve makam ile ölçülmez ama o insanlar onore edilmeyi beklemek haklarıdır.

Bütün Türk halkının gönlünde ayrı bir yer edinen sağlık çalışanlarının ekonomik yönden de sıkıntı çektiği hepimizin malumudur.

Yoğun bakım hastalarına canını riske ederek nefes veren, en güzel hizmeti sunan, 5 milyon hastayı sağlığına kavuşturan, doktorundan hemşiresine kadar, hasta bakıcısından sekreterine kadar ekonomik olarak ödüllendirilmeli. 

Ve bundan sonraki olası salgınlara karşı hastalıklara karşı “Biz görevimizi yaptık ama devletimiz de bizi ayrıcalıklı kıldı” diyebilsinler ve her daim tetikte beklesinler.

240 milyon aşımızın imzaları atıldı.

17 milyon Biontech aşısı da geldi.

Artık Türkiye daha güvende.

Zaten yarın itibariyle de yeni bir dönem başlıyor.

Söyleyeceğim şu bütün nimetlerden yararlanalım ama en azından yaz bitene kadar da sosyal mesafe, kapalı ve kalabalık alanlarda maske, vücudumuzun her hangi bir noktasıyla birlikte de yapacağımız temaslardan sonra hijyene dikkat edelim. Bir daha ne 60 bin vakaları, ne de 400’lere varan günlük ölümleri yaşayalım.

Hepinize sağlıklı günler diliyorum.