Zihni AĞIRMAN


SOBAYI YAKAN ÖĞRETMEN


24 Kasım öğretmenler günü nedeniyle lise öğretmenim Mehmet Çevik´ten mesaj aldım.

Zihniciğim her zaman siyasi haberler yazacağına öğretmenler günü dolayısıyla Mehmet Çevik öğretmenine bir yazı yazmak daha anlamlıydı diye düşündüm. Selamlar, sevgiler.

Unutmuş olmama rağmen Mehmet öğretmenim yine şefkatle yaklaştı bana.

Haklısın dedim kendi kendime. Öğretmenler günün kutlu olsun Mehmet öğretmenim.

Önceleri Öğretmenler günü bir daha anlamlı kutlanırdı.

Yılda bir gün hatırlanmakta olsa yine onları mutlu ediyordu.

Önceli her şey daha güzeldi.

Bayramlar gibi, önemli günler gibi.

Öğretmenler günü nedeniyle bir makaleyi kaleme almak çok da zor olmasa gerek.

Hele hele bize okumayı yazmayı öğreten birileri olarak.

Anne baba gibi öğretmenlerin de hakkı ödenmez.

Çünkü en ileri teknolojiden de daha öte insanı yetiştiriyorlar.

Her öğretmenin ayrı bir hikâyesi var.

Sobayı yakan da var, okulu boyayan da

Türkiye´nin dört bir yanında farklı öğretmen hikâyeleri yaşanıyor.

Bunlar arasında köy okullarında öğretmenliğin yanı sıra soba yakıp öğrencilerini bekleyen de var, önce aileleri okula alıştırıp sonra çocukları eğitime kazandıran da var.

Öğretmenlerin fedakârlığı, sabrı, azmi sürekli dile getiriliyor.

Her yıl 24 Kasım Öğretmenler Günü´nde de farklı illerden öğretmen hikâyeleri gündeme geliyor. Bunlar arasında görme engelli olup öğrencisini sesinden tanıyan,

Okulda sobayı yakıp eğitim ortamı hazırlayan,

Aileleri okula alıştıran öğretmenler de bulunuyor.

Muş merkeze bağlı Nadaslık köyünde 2 yıldan beri okul müdürlüğü yapan sınıf öğretmeni Tuğba Harmankaya, okuldaki makam odasından depoya kadar her tarafı öğrencilerin eğitimine açtı. Makam odasında sadece bilgisayarı kullanırken, odasının bir köşesini kitaplık, bir köşesini satranç ve oyun alanı yaptı, masasını da öğrencilerin çalışma alanına çevirdi.

Konya´nın Karapınar ilçesinde 7 yıldır öğretmenlik yapan görme engelli Gazi Baştürk, öğrencilerini

seslerinden tanıyor. Kabartma ders kitapları var. Konuşan bilgisayarı var. Sınav sorularını öğretmen arkadaşının yardımıyla hazırlıyor.

?Dünyaya yeniden gelsem yine öğretmenliği seçerdim" diyor.

Bulgaristan sınırındaki Kırklareli Dereköy´deki okulda 5 yıldır öğretmenlik yapan Şafak Olur, öğrencilerini her sabah kapıda karşılıyor, yaptıkları kısa sohbetin ardından da öğrencileriyle sınıfa geçerek eğitime başlıyor.

Samsun´un Çarşamba ilçesinde fen bilgisi öğretmenliği yapan Ali Sarıbaş, öğrencilerinin sıkıldıklarını hissettiği zaman bağlama çalıp türkü söyleyerek, derse ilgiyi artırmaya çalışıyor.

Nazlı öğretmen.

Manisalı 34 yaşındaki Nazlı Ulutaş, önce Kars´ta sonra da Edirne´de öğretmenlik yaptı. Nazlı öğretmenin bir sonraki görev yeri ise İzmir´in Menderes ilçesine bağlı Sancaklı Ahmetçik İlkokulu adındaki köy okulu oldu.

Hem öğretmen hem de müdür. Yeri gelince hademelik de yapıyor. 4 sınıfın birleşmesiyle 15 öğrenciyi okutuyor. 6 da ana sınıfında öğrencisi var.

Diyarbakır´ın Bismil ilçesi Akbaş Köyü İlkokulu/Ortaokulunda görev yapan 10´u kadın 18 öğretmen, okulu el birliğiyle boyayarak güzel bir görünüme kavuşturdu.

Ve Ayşegül öğretmen

Bitlis´in İçgeçit Köyü İlkokulunda görevli sınıf öğretmeni Ayşegül Havuz, öğrencilerinin üşümemesi için her sabah sobayı yakıyor. 

Sabahın erken saatlerinde kalkarak merkeze yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki okuluna her gün servisle giden Havuz, öğrenciler okula gelmeden önce odun kırarak ve kömür taşıyarak yaktığı sobayla sınıfı ısıtıyor.

Yaklaşık 2 yıl önce Bitlis´e atanan ve daha önce hiç soba yakmayan Ayşegül Havuz, öğrencilerinin üşümemesi için büyük fedakârlık gösteriyor. Okuldan duman tüttüğünü gören çocuklar da okula koşuyor.

İşte benim öğretmenim.