Zihni AĞIRMAN


TRABZONSPOR NASIL TOPARLANIR?

-----------------------


Üç ay önce şampiyonluğa oynayan bir takıma ne oluyor da birkaç ay sonra ters yüz olabiliyor.

Kangren oluyor, felç geçirmiş bir hale giriyor.

Tanınmaz hale bürünüyor.

Geçen sezon yani birkaç ay önce şampiyonluğu son anda elinden kaçıran Trabzonspor’a ne oldu da tarihinin en kötü günlerini yaşıyor.

Özkan Sümer’in başkanlığında dahi bu kadar kötü duruma düşmemişti.

Fikstüre bir bakın.

Birçok neden var ama önemli olan yeni bir çıkış noktasının yeniden bulunmasıdır.

Aslında şampiyonluğa oynayan bir takımı bozmak mevcut çöküşün kıvılcımıdır.

Sosa ve Novak’ın elde tutulamaması, Shorlöt’ün para uğruna satılması sonun başlangıcıdır.

1983 yılından bu yana bir bakın, Trabzonspor’un zirveye oynadığı ve son anda kaçırdığı şampiyonluklara bir daha seneler sonra ulaşabilmiş.

1995-96, 2004-2006, 2010-2011 ve 2019-2020 sezonlarını düşünün.

Trabzonspor şampiyonluğu ne zaman kaçırdıysa bir daha aynı şansı 10 yıl sonra yakalayabildi.

Bugünkü duruma bakılırsa tarih yine tekerrürden ibaret olacak gibi

Trabzonspor’un bugünkü duruma gelmesinde birçok sebep sıralanabilir.

Ünal Karaman ve Hüseyin Çimşir’in gönderilmesi en önemli etkenlerdir.

Karaman gitti yardımcısı Cimşir getirildi.

Çimşir gönderildi yardımcısı Newton getirildi.

Sosa, Novak, Shörlot gitti.

Newton da gönderildi, kim bilmiyorum ama sanırım onun yardımcısı getirilmez.

İki hafta önce oynanan ve Fenerbahçe mağlubiyetinden sonraki Pazartesi günü toplanan yönetim kurulu Eddie Newton’un görevine son verilip yerine Abdullah Avcı’nın getirilmesini 17’ye karşı 2 oyla kabul etmesine rağmen son sözü Başkan Ahmet Ağaoğlu söylemiş ve Newton’la devam kararı almıştı.

Bir hafta boyunca Abdullah Avcı ismi gidip gelmiş, Mustafa Reşit Akçay araya girmiş olmadı, Şota gündem olmuş o da olmadı Tamer Tuna denmiş Başkan Ağaoğlu, Newton’la devam demiş

Kasımpaşa hezimetine kadar

Bir anlamda mağlubiyetin de hazırlayıcısı oldu.

Newton’la da yollar ayrıldı.   

Şu anki mevcut takımın başına kimi getirirseniz getirin, dünyanın en iyi hocasını da getirseniz toparlanması en az bir yılı alır.

Moriunho’yu getirin, Zinedine Zidane’yi getirin, Giardiola’yı getirin yaşanan tahribatın düzeltilmesi en az bir sezonu bulur.

Peki, ne olacak?

Başkan, Başkanlığını yapacak, yönetici yöneticiliğini

Teknik adam teknik direktörlüğünü yapacak, futbolcu futbolculuğunu. Aşçı aşçılığını, bekçi bekçiliğini.

Yani herkes işini yapacak.

Başkan, teknik direktörlüğe, futbolcu da teknik adamlığa soyunursa, başkanlığı kim yapacak, teknik direktörlüğü kim yapacak, futbolu kim oynayacak.

Şunun altını çizmekte fayda var.

Trabzonspor’da bugün yaşanan sıkıntı yetki karmaşasıdır.

Başkan, sürekli antrenmanlarda varsa, kampta varsa, tesislerde varsa, deplasmanda varsa, futbolcular ile teknik adamın arasına girerse, kısacası her yerde varsa bu durum hocanın itibarsızlaştırılmasına neden oluyorsa ki bugünkü durum odur, işte asıl sorun buradadır.

Hocanın takım üzerindeki otoritesi bozuluyorsa sıkıntı buradadır. Son durum da budur.

Başkan takımı sevmesi gayet doğaldır ama bu onun her yerde olmasını gerektirmiyor.

Futbolcu, başkana kolay ulaşmamalı ki hoca arada preslenmesin.

Başkan camiayı temsil eder. Sahaya atlamaz, idmanlarda derbi maçları öncesi 10 dakika görünür.

2’ye karşı 17 evet’e rağmen Abdullah Avcı’nın takımın başına getirilmemesinin altındaki sebep de budur.

Çünkü Abdullah Avcı otoriterdir bu tür davranışlara müsaade etmez, müsamaha göstermez. Takımın hocası da, kralı da benim der. Disiplinlidir. Ne başkanın, ne yöneticinin futbolcularla iç içe ve haşır-neşir olmasını istemez.

Tek yetkili ve sorumlu kendini görür.

Trabzonspor’un kısa sürede toparlanabilmesi için futbolcular üzerindeki metal yorgunluğun acilen atılması ve psikolojik desteğin sağlanması için girişimlerin başlatılması lazım.

Saha içerisindeki görev futbolcularındır. Başarı da başarısızlıkta onlarındır. İnanmadıkları oyun sisteminde zorlanmamalı ki Newton’un yaptığı en büyük hatalardan biri de buydu. İnandıkları ve istedikleri oyun sisteminde, her futbolcu kendi mevkiinde oynatılmalı.

Kariyerli ve kaliteli, rüştünü ispatlamış bir hoca ile anlaşmaya varılmalı. Gelecek olan hocaya da süre tanınmalı. Elinde sihirli değneğin olmadığı düşünülerek acilen çözüm beklenmemeli.

Çünkü bu iş bugünün veya yarının işi değil.

Herkes kendine çeki-düzen vermeli.

xxx

ACI DOLU BİR HAFTA

Ebediyete intikal eden eski Başbakanlarımızdan Ahmet Mesut Yılmaz’a, Trabzonlu işadamı Mehmet Çelik ile Sebahattin Ahıskalı’ya, İzmir depreminde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza yüce Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı dilerim.