İbrahim TUNCER


Vedalar zordur, Veda etmek daha da zordur

-------------------------------------


İnsanoğlu bir bulut misali buharlaşmaya başlar, damlaya dönüşür, yeryüzüne iner, yeryüzüne inme sırasında ya bir kayanın üzerine düşer kayayı nemlendirmeyle kalır. Veya bir meyve ağacının üzerine düşer ağaç yeşerir, çiçek açar, tomurcuk oluşur, meyveye dönüşür, meyve olgunlaşır, insanoğlu meyvelerden yiyerek hayat bulur ya da yere düşerek çürümeye yüz tutar, heba olur, perişan olur, hayvanlara yem olur.

Bir devrin kapanması gibidir hayat. Çalıştığınız alanlarda değişik işlerle uğraşırken hayata ve insanlığa tatlı dokunuşlar yaparak bırakmış olduğunuz anılarla her daim yad edilirsiniz. Çalıştığım çevrelerde arkadaşlarımı kırmak değil onları kazanmak istedim. Kazanmış olduğum çevreyi üzmek yerine hep sevindirmek istedim. Onlarla dertleşmeyi, sohbet etmeyi diledim. Bir gün sizlere veda etmek aklımdan geçmezdi. Veda etmek, vedalaşmak zordur.

İstanbul Adliyesi Sultanahmet'te olması hasebiyle adliyeye yakın bölge olarak, Eminönü’nü tercih ettik. Eminönü’nde bir ofis kiralayarak açacağımız hukuk bürosunun isminin ne olacağını düşündük ve Ertunç Hukuk olarak kararlaştırdık. Logomuzun diğer hukuk bürolarından farklı olmasını istiyorduk ve iki ucunda terazi olan makas ve ortasında bir parmak ile logomuzu oluşturduk, anlam olarak ise adaletin kestiği parmak acımaz anlayışıyla hizmet vermeye başladık. Eminönü bölgesinde yaklaşık üç yılsonunda ofis küçük gelmeye başlamıştı. Yeni bir arayışın içine girerek ofisi değiştirmeye karar verdik.

               

Aksaray ve Fındıkzade çevresinde ofis aramaya başladık. Fındıkzade Cevdet Sunay Otelinin arkasında Sefa’i Efendi Sokak No: 6 Derya Apt. Kat 2’de daire bulduk. Kiralayarak Ertunç Hukuk olarak buraya taşındık ve bölgede çok güzel yeni çevre oluşturmaya başladık. Komşuluk ilişkileri hayli artmıştı, yaklaşık 10 yıl kalmıştık orada. İstanbul Adalet Sarayı Çağlayan’a taşındıktan sonra biz de bakanlığın almış olduğu karar neticesinde çağlayan çevresinde bir ofis aramaya başladık.

Gürsel Mah. İnşaatı yeni bitmiş satılık bir daire bulduk ve burayı almaya karar verdik. Yeni bir isimle Gürhan Hukuk olarak yola çıktık. Çağlayanda da çalışmalarımıza devam ettik. Ayrıca Fatih bölgesinde ayrı bir ofis tutmaya karar verdim. Çaykara hakkında toplamış olduğum bilgi ve belgeleri kitap haline getirmeyi düşünüyordum. Fatih’te ofisimizi tutarak Çaykara hakkında çalışmalara başladık. Ara sıra çağlayandaki ofise gelip gitmeye de devam ediyordum. Adalet bakanlığı, boşalan hâkim ve savcı kadrolarına beş yılını doldurmuş olan avukatlardan yazılı ve sözlü sınav ile almaya karar verdi. O sırada çalışma arkadaşlarımız bu sınavlara girerek kazandılar ve bakanlığın açmış olduğu kadrolara girmeye hak kazanarak Gürhan hukuktan ayrılmaya karar verdiler. 8 yıllık Gürhan hukuk bürosu olarak çalıştığımız arkadaşları yeni başlayacakları mukaddes göreve uğurladık ve tekrar isim değişikliğine gitmeye karar verdik.Çağlayan Gürsel Mah. İlknur sokakta bulunan Hukuk büromuzun yeni ismini Uz-Er Avukatlık ve Danışmanlık bürosu olarak değiştirip, çalışmalarımıza kalan arkadaşlarla devam etme kararı almıştık. Bir taraftan Fatih'teki ofiste kitap çalışmalarına devam ediyor, ara sıra da çağlayandaki ofise gelerek mola veriyordum. Geçen zaman zarfında çalışma arkadaşlarımıza İstanbul Büyükşehir Belediyesinden avukatlık teklifi geldi ve arkadaşlar gitmeye karar verdi. Bu azalmaların ardından yeniden azalan kadromuza arkadaş bulmaktansa kapatmayı ve hukuk bürosuyla ilişkiyi kesmeyi düşündüm. Çağlayan İlknur sokakta bulunan ofisi devren satmaya ve Fatih’teki ofisimde Çaykara hakkında yazmaya devam edeceğim. Gücümün birçoğunu aldığım sevgili hocam Prof. Dr. İlhan Özay’ı Yüce Allah’ın rahmetiyle anarak, hukuk camiasında ve adalet saraylarındaki arkadaşların başarılarının devamını dilerim, Eminönü Aksaray Fındıkzade ve Çağlayan'da bulunan arkadaşlarımın sağlık huzur içinde yaşamaları ve Fatih’teki ofiste buluşma dileğiyle.

Hukuk camiasına veda zamanı… Her işin aslında kendi içinde ayrı bir serüveni, her serüveninde ayrı bir hikâyesi vardır. Bu hikâyeler bazen öyküye dönüşür kısa sürer, bazen masal olur ömrü tüketir ama masal bitmez ömür biter.