Trabzon´un ve aynı zamanda Çaykara´nın önemli bir değeri olan Orhan Tekeoğlu, Taka Gazetesi´nin sorularını yanıtladı. Çektiği belgeseller ve filmlerle birlikte önemli işlere imza attı ve çok sayıda ödül aldı. İşte Tekeoğlu´nun söyleşisi.Orhan Tekeoğlu kimdir?
1994, Trabzon Çaykara doğumlu. 1983 Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-Tv.mezunu. Anadolu Ajansı,Liberal Bakış ve Milliyet´te muhabir, şeflik ve yazarlık yaptı.
Doğu Karadeniz kadınlarının doğaya karşı verdikleri mücadeleyi anlatan İfakat Belgeseli´ni çekmek için 2007´de Milliyet´ten ayrıldı. 2010 yılında belgeseli çekti.
İfakat, TRT Belgesel Yarışması´ndan jüri özel ödülü aldı ve birçok uluslararası film festivallerinde en iyi belgesel ödülü aldı. 2013 yılında ilk uzun metrajlı sinema filmi Öyle Sevdim Ki Seni´yi çekti.
Film, Kiev ve Moskova Film festivalleri resmi programlarına seçildi. Kanada Film Festivali´nden ve İngiltere Portobello Film Festivali´nden en iyi yabancı film ödüllerini aldı. Film, 30´a yakın uluslararası film festivallerinde gösterildi.
2014´de Türk Sinemasında Nataşalar Belgeseli´ni yaptı ve yüksek lisans yaptığı Beykent Üniversitesi´ne tez olarak sundu.
Halen Beykent Üniversitesi´nde sinema dalında doktorasına devam etmekte ve SIRA DIŞI İNSANLAR Belgeseli üzerine çalışmaktadır.
Nişantaşı Üniversitesi´nde öğretim görevlisi olarak görev yapan Tekeoğlu´nun Doğan Yayıncılık´tan çıkardığı İpler Manipülatörde Kuklalar Borsada isimli bir kitabı bulunmaktadır.TAKA: ?Öyle sevdim ki seni´ ve ?İfakat´ gibi önemli projelere de imza attınız. Bu yola çıkmaya nasıl karar verdiniz?
Ben Detaycıyım Eşim Daha Pratik
TEKEOĞLU: Araştırmacı gazeteciliğin avantajları. Karadeniz bölgesinde onlarca hikaye, film ve belgesel olmayı bekliyor. Her iki proje yaşanmış gerçek hikayeler.
Birini belgesel diğerini film tadında yaptık. Ben çok detaycıyım. Eşim Nurdan Tümbek Tekeoğlu daha pratik ve daha eyleme dönük düşünen bir insan.
Ben bir proje üstünde fikirlerimi açıklarken, eşim projeyi hayata geçirmenin planlarını yapar. Ben sadece işin kreatif tarafındayım. Bütün zorlu işler eşimin üzerinde.
TAKA: Bu aralar ?Sıra Dışı İnsanlar´ isimli belgeseli hazırlıyorsunuz.
Karadenizlilerin zeka ve becerilerini kullanarak yaratıcı çözümler üretmelerini ve bunlara eşlik edenlerin hikayelerini anlatıyorsunuz. Bu belgeseli yapmaya nasıl karar verdiniz?
İç Dünyalarına Giriyoruz
TEKEOĞLU: Karadenizlilerin pratik zekalı, inatçı, hırslı, mücadeleci , çalışkan ve gözü kara insanlar olduğunu herkes biliyor. Karadeniz, dağlık bir bölge. Yaşam koşulları zordur. Tabiat ve iklim, yöre insanının karakterini oluşturuyor.
Aynı zamanda onların çalışma hayatlarında daha üretken ve daha pratik düşünmelerine neden oluyor. İlginç yaşamları olan ve ilginç projeleri hayata geçiren insanları dünyaya tanıtmak istiyoruz.
Onların iç dünyalarına giriyoruz.TAKA: Karadeniz sizin için neyi ifade ediyor?
Özgürlükler İçindeki Huzur
TEKEOĞLU: Karadeniz bölgesini iki mavi arasına yerleşmiş yeşil bir dünya olarak görüyorum. Bunun metaforik anlamı da özgürlükler içindeki huzur olsa gerek.
TAKA: Bu belgeselin ardından bir projeniz var mı?
TEKEOĞLU: Şimdilik bu belgesele odaklanmış durumdayız.
TAKA: Belgesel film çekmek isteyenlere tavsiyeleriniz nelerdir? Nasıl bir yol izlemelerini önerirsiniz? Nereden başlamalılar?
Belsegele Aşık Olmak Gerekir
TEKEOĞLU: Önce bir temayı belirlemeleri gerekiyor.
Bu temayı neden çekmek istediklerini kendi içlerinde yanıtlaması gerekiyor.
Sonrası kolay. Artık teknoloji çok gelişti.
Cep telefonuyla bile birçok şeyi çekebiliyorsunuz.
Önce sosyal paylaşım sitelerinde arkadaşların beğenisine sunsunlar.
Sonrası çorap söküğü gibi gelir. Ancak en büyük şart, belgesel çekmeyi sevmek hatta belgesele aşık olmaktır.
Kaynak:Taka