Dedem Tayyip Zühtü Efendi

Dedem Tayyip Zühtü Efendi

Çaykaralı merhum Müderris Tayyip Zühtü Efendi ve onun talebesi Hasan Rami Yavuz İstanbul´da Düzenlenen törende anıldı.

Çaykaralı merhum Müderris Tayyip Zühtü Efendi ve onun talebesi Hasan Rami Yavuz (Hacı Hasan Efendi) için İstanbul´da anma toplantısı düzenlendi. Program Hacı Hasan Efendi´nin oğlu Prof. Dr. Yunus Vehbi Yavuz tarafından düzenlendi.

Prof.Dr. Vedat Batu tarafından video konferans sistemi ile  ?Dedem Tayyip Zühtü Efendi ve öğrencisi Hacı Hasan Rami Yavuz Efendi? Toplantıda yaptığı konuşma metni aşağıdadır. 

Geçen yılın Ağustos ayında Yunus Vehbi Yavuz Bey´i Mudanya´da ziyaret etmiş ve 40 yılı aşkın bir süre sonra buluşarak hasret gidermiştik. Yunus Vehbi Bey´le akranız ve çocukluk yaşlarımızdan beri birbirimizi biliriz. Bu ziyaretim sırasında, Yunus Vehbi Bey 2018 yılının Nisan ayında, İstanbul´da dedem merhum Tayyip Zühtü Efendi ve öğrencisi pederleri merhum Hacı Hasan Rami Yavuz Efendi hakkında bir anma toplantısı düzenleneceğini ve bu toplantıya konuşmacı olarak katılmamı istediler. O tarihte gelme planımın olmadığını ancak konuşmamın metnini okunmak üzere kendilerine memnuniyetle gönderebileceğimi söyledim. Bana bu olanağı sağlayan Yunus Vehbi Bey´e teşekkür ediyorum. Ayrıca, Tayyip Zühtü Efendi´nin, halen hayatta olan 8 torunu ve onların çocukları adına, böyle bir anma toplantısını düşünmeniz ve gerçekleştirmenizden ötürü hepinize şükranlarımı sunuyorum. 

İlköğrenimimi Çaykara Merkez İlkokulu´nda ve orta öğrenimimi de Çaykara Orta Okulu´nda 1953 ile 1961 yılları arasında tamamladım. Bu sekiz yıllık süre içinde her gün Hacı Hasan Efendi´nin evinin alt katındaki medresesinin önünden geçerek Çaykara´ya gider gelirdim. O yaşlarda annem ve babamdan Hacı Hasan Efendi´nin, dedem Tayyip Zühtü Efendi´nin öğrencisi olduğunu öğrenmiştim. 

Tayyip Zühtü Efendi (1867-1940) büyük din âlimleri merhum Hacı Osman Efendi´nin oğlu ve Veli Mustafa Efendi´nin torunudur. Nitekim kendileri de Babaları Hacı Osman Efendi ve dedeleri Veli Mustafa Efendi gibi din bilgini olmayı düşünmüşlerdi. Esasen bu seçimleri de doğru idi. Parlak bir zekâya sahip olan Tayyip Zühtü Efendi, dededen ve babadan kaynaklanan büyük bir din bilimi alt yapısına sahiptiler. Babası Hacı Osman Efendi´nin yönetiminde dini eğitimine başladı. Okudukları da onun için yabancı değildi. Başarılı bir eğitimden sonra 1895 yılında babası Hacı Osman Efendi 28 yaşındaki gurur kaynağı oğlu Tayyip Zühtü Efendi´ye mezuniyet diplomasını (İcazet belgesini) verdi. Hacı Osman Efendi´nin hangi yılda doğduğu konusunda elimizde kesin bilgi yoktur. Ancak, 1810 ile 1815 yılları arasında doğduğunu tahmin ediyoruz. 

Annem merhume Fatma Batu (1915 ? 2000) Tayyip Zühtü Efendi´nin en küçük çocuğu idi. Sekiz çocuğundan üçü erkek ve beşi de kızdı. Toplam olarak 35 torunundan sadece 8 torunu halen hayattadır. Tayyip Zühtü Efendi Veli Oğulları Sülalesi ´ne mensuptur ve bu isim Hacı Osman Efendi´nin babası Veli Mustafa Efendi´den gelmektedir. Veli Mustafa Efendi´nin mezarı, Of ilçesinin Uğurlu Mahallesi camiinin haziresindedir ve ölüm yılı olarak mezar taşında 1821 yazılıdır. Ve Hacı Hasan Efendi´nin Yavuz sülalesi ile Tayyip Zühtü Efendi´nin Velioğluları sülalesi Veli Mustafa Efendi´de birleşmektedirler. Velioğluları Sülalesinin Tayyip Zühtü Efendi´nin de bulunduğu bazı aileleri 1934 yılında yürürlüğe giren Soyadı Yasası´ndan sonra ?Şahin? soyadını aldılar. Velioğlu Şelalesi´nden gelen aileler arasında ?Arıkan?, ?Uysal?, ve ?Yavuz? soyadlarını alan aileler de vardır. Tayyip Zühtü Efendi´nin kardeşi Müderris Hasan Efendi´nin soyundan gelenlerin bir kısmı, ?Şahin? soyadı yerine ?Uysal? soyadını aldılar. ?Şahin?, ?Arıkan?, ?Uysal?, ve Hacı Hasan Efendi´nin mensup olduğu ?Yavuz? soyadını taşıyan sülaleler Veli Mustafa Efendi´de birleşmektedirler. 

Tayyip Zühtü Efendi, öğrenimini babasının medresesinde tamamlayarak 1895 yılında 28 yaşında icazet aldı. İlk görev yeri Trabzon´un Hayrat ilçesinin Sıraağaç köyü idi. Babasının ölümünden sonra, Akdoğan Köyü Büyük Cami Mahallesi medresesinde müderrislik görevini genç sayılacak bir yaşta üstlendiler. Ve zamanın padişahı tarafından müderrisliği bir beratla teyit edilmiştir. 

Tayyip Zühtü Efendi hayatı boyunca tek evli kalmışlardır. Döneminde birden fazla evliliğe olumlu bakılmasına karşın; kendileri, tek evliliği erkek kadın eşitliği, insan hakları bakımından en uygun yol olarak görmüşlerdi. Tayyip Zühtü Efendi, 1889 yılında Of Müftüsü Mahmut Efendi´nin kızı Emine Hanim (1870-1947) ile evlendiler. Emine Hanım´ın babası Mahmut Efendi Akdoğan Köyünün Demirciler Mahallesi´ndendi. Bu mahalle, Tayyip Zühtü Efendi´nin damadı babam Hacı Mahmut Cemal Batu´nun Beyoğlu Şelalesi´nin de olduğu mahalledir. Evleri mahallenin en aşağı tarafında bulunur ve halen de ?Müftü ´nün Evi? olarak anılır. Tayyip Zühtü Efendi ve Emine Hanım´ın sekiz çocuğu oldu. Doğum sırasına göre adları Ayşe, Arife, Hayriye, Hatice, Mehmet, Yusuf, Salih ve Fatma´dır. Görüldüğü üzere annem Fatma Batu sekiz çocuğunun en küçüğü idi. 

Tayyip Zühtü Efendi´nin ünü daha genç yaşında Of kazası dışına taşmıştı. 1895 ile 1940 yılları arasında Hasan Umur, Çalekli Dursun Efendi, Hasan Rami Yavuz ve Trabzon Merkez Vaizi Kemal Parlak gibi yörenin tanınmış hocaları Tayyip Zühtü Efendi´nin öğrencileri olmuşlar ve medresesinden icazet almışlardı. 

Tayyip Zühtü Efendi mezuniyetten sonra kendilerini dinsel konulara vermişlerdi. Esasen o dönemde yolu olmayan bu ücra köşede dinsel bilgileri ve çalışmaları ile bir güneş gibi parlamışlardı. Ünleri kısa zamanda Of kazası hudutlarını aşarak Trabzon´a ve hatta ötelerine kadar yayılmıştı. Döneminde Of, Osmanlı İmparatorluğu´nun dinî merkezlerinden biri idi. Of kazasında yaklaşık olarak yirmi civarında olan medreselerden biri de Akdoğan köyü Büyük Cami Mahallesi´nde bulunuyordu. Tayyip Zühtü Efendi kısa zamanda yükselerek Büyük Cami Mahallesi´nin müderrisi ve yöneticisi olmuşlardı. 

Annem Fatma Batu (1915-2000) Tayyip Zühtü Efendi´nin en küçük çocuğu idi. Dolayısıyla, annemin üç ablası da annemin doğumundan önce evlenmişlerdi ve annemden yaşça büyük çocukları vardı. Annemin babası hakkında zaman zaman anlattıkları olurdu. Bunları, anımsadıklarıma dayanarak, aşağıda bulacaksınız. 

Akdoğan Köyü´nün Büyük Cami Mahallesi´ndeki medrese zamanla gelişmiş ve ünü o zamanki Of kazasının ve hatta Trabzon Vilayetinin sınırlarını aşmıştı. Tayyip Zühtü Efendi saygın ve dinlenir bir kişiliğe sahipti. Bunların kanıtları, öğrencilerinin ve pek çok kişinin; hakkında, ölümünden sonra söyledikleri ve yazdıklarıdır. 

Tayyip Zühtü Efendi yaz aylarında bir süre Eğrisu Yaylası´ndaki evlerinde kalırlardı. O zamanlar yaylaya yürüyerek gidilirdi. Gidiş, yürüme olarak yaklaşık altı saat alırdı. Çocukluğu ve yetişkinlik zamanları arasında yayla yolunda bazı değişiklikler olmuştu. Bu değişiklikler özellikle Kazankıran Yaylası ile Barma Yaylası arasında olmuştu. Annem bu konuda şunları söylerdi: ?Babam, zaman zaman evimizin bulunduğu Eğrisu Yaylası´na giderken, Kazankıran Yaylası´ndan sonra, eski yoldan gitmemizi işaret ederdi. Babası Hacı Osman Efendi ile çocukluğunda ayni yollarda yürümüştü. O yollarda yürürken pek konuşmazdı. Duygulandığını hissederdim. Ancak, o yolu takip etmekten mutlu olduğu her halinden belli olurdu.? 

Merhum Hacı Hasan Rami Yavuz ve Kemal Parlak hocalar 1930 ile 1940 yılları arasında Tayyip Zühtü Efendi´nin öğrencileri olmuşlar ve medresesinden icazet almışlardı. Bu konuda annem şunları söylemişti: ? Hasan Efendi ile Kemal Efendi´yi babam bizim evde okutmuştu. İkisi de babamın çalışkan ve zeki öğrencileri arasında idiler.?  Ayrıca, annemin teyzesinin oğlu Mustafa Cansız Hoca (1895-1975), diğer adiyle ?Trabzon´un ünlü Cansız Hocası? da Tayyip Zühtü Efendi´den dersler almıştı. Bu konuda annemin ?Mustafa Cansız Hoca´yı zekasından dolayı babam takdir eder ve severdi? dediğini anımsıyorum. 

Tayyip Zühtü Efendi, icazet aldıktan sonra, gençliklerinde cerre gitmişlerdi. Cerre gittikleri yerler konusunda elimizde olan bilgiler çok sınırlıdır. İcazet aldıkları 1895 yılında ilk cerre gittiği yer olarak Of´un Çalık (Sıraağaç) köyüoldugunu biliyoruz. Babam Hacı Mahmut Cemal Batu´dan, babası Beyzade Kadı Hüseyin Hüsnü Efendi´nin 1892 ? 1894 yılları arasında Ordu´daki görevi sırasında Tayyip Zühtü Efendi´yi misafir ettiğini duymuştum. Buradan, Tayyip Zühtü Efendi´nin bu yıllarda Ordu´ya da muhtemelen cerre gittiğini anlıyoruz. Annemden anımsadığıma  göre, Akdoğan Köyü´ndeki müderrisliği sırasında iş gereği zaman zaman Trabzon´a giderlerdi. Ancak bu yolculuğu yürüyerek yaparlardı. Çünkü o zamanın kıvrımlı toprak yollarındaki otomobil yolculuğu kendilerini rahatsız ederdi ve yürümeyi tercih ederlerdi.O zamanlar Çaykara´dan Trabzon´a kadar olan 90 kilometrelik yol 18 saatte gidilirdi.  

Annemden ilginç bir olay duymuştum. Akdoğan Köyü´nün bitişiğindeki Holo Köyü´nde 1930´lu yıllarda bir vatandaşın arı kovanlarına ayılar bal yemek için dadanmışlardı. Bu vatandaş; çare olarak kovanları, kestane, gürgen ve benzerleri gibi sağlam ağaçlara tırmanarak üst kısımlarına koymakta bulmuştu. Aynı vatandaş, bir sabah kovanları incelemeye gittiğinde, bir arı kovanının yerde parçalanmış olduğunu ve hemen yanında da ayının ölü haldeki cesedini görmüştü. Annem bu olay için şöyle demişti: ?Babam bu olay için ?Zavallı ayı bal yiyecekti, ne hal başına geldi !´ der ve zaman zaman bunu anlatırdı?.    

Babam Hacı Mahmut Cemal Batu´nun, kayınpederi Tayyip Zühtü Efendi´ye karşı sevgi ve saygısı büyüktü. Onu hep saygı ile anardı. Tayyip Zühtü Efendi´den bahsederken yeri geldiğinde hep ?Efendi? dediğini anımsıyorum. ?Rahmetli Efendi derdi ki ? ? diye söze başlar ve onunla ilgili hatıralarını aktarırdı. Bu konuyu 2002 yılında dayim merhum Mehmet Şahin´in oğlu merhum Tayyip Zeki Şahin´le bir telefon görüşmesinde konuşmuştuk. Babamın; kayınpederi Tayyip Zühtü Efendi ile ilgili söylediklerime karşılık olarak, Tayyip Zeki Şahin bana ?Baban, Dedemi çok sever ve onu her zaman saygıyla anardı. Buna ben de çok kereler şahit oldum.? demişti. 

Tayyip Zühtü Efendi´nin oldukça zengin bir kitaplığı vardı ve kitaplarına gözü gibi bakarlardı. Babamdan duyduğuma göre, kitaplarını asla kitaplığından çıkartmazdı.  Odasındaki kitaplık yüzyılların içinde oluşmuştu. Bu sözde kesinlikle abartı yoktur. Çünkü kitapları arasında 500 yıl önce elle yazılmış kitaplar da vardı. Bu kitapların raflarda dizi dizi durduğunu çocukluğumdan çok iyi anımsıyorum. 

Daha önce söylediğim gibi, Hasan Umur (1880 ? 1977) da Tayyip Zühtü Efendi´nin öğrencisi olmuştu. Hasan Umur; din, öğretim ve ticaret üzerinde olan uğraşları arasında, 1935 -1936 yıllarında Samsun Belediye Başkanlığı görevinde de bulunmuştu. Hasan Umur, Of ilçesinin Köprüköyü´nde doğdu ve 1906 yılında 26 yaşında iken Tayyip Zühtü Efendi´den icazet aldı. O zaman okutulan dini derslerden ayrı olarak edebiyat, matematik, tarih, coğrafya ve Farsça konularında Of´ta dersler verdi. 

Hasan Umur, yazdığı birkaç kitaptan biri olan ve 1949 yılında yayınlanan ?Of ve Of Muharebeleri? başlıklı kitabında (sayfa 36 ? 37) hocası Tayyip Zühtü Efendi hakkında şöyle demektedir: ?Tahsilini ? Of´ta büyük şöhreti olan ve on üç defa büyük icazet, on sekiz defa feraiz icazeti vermeğe muvaffak olan ? pederleri Hacı Osman Efendi´den yapmıştır. İcazet aldığı zaman 28 yaşındaydı. İlk müderrisliği Çalık koyündedir. Dört sene kadar mezkür köyde tedriste bulunduktan sonra, Kondi köyünde, sonra da kendi köyü olan Hopşera köyünde ? pederlerinin ihtiyarligi dolayisiyla ? müderris olmuştur. Köyünde müderris iken zamanın padişahı tarafından müderrisliği bir beratla teyit edilmiştir. Çalık (Sıraağaç) Köyü´nde müderris bulunduğu senelerde yalnız bu köyde değil, bütün Baltacı deresinde sevimli bir şöhret kazanmıştır. Yüzü kadar ahlâkı da güzel olan merhum, talebelerine karşı gayet şefkatli idi. 1314 (1898) senesinde bazı gecelerde, yatsı namazından sonra müteaddit defalar huzuruna girer, halledemediğim noktaları sorardım. Kendilerini iz´âc  edecek derecedeki bu hareketime karşı, iğbirar göstermez, bilâkis memnuniyet izhar ederdi. Oturuşlarında ve gezişlerinde, vecih, vakur görünürdüyse de haddi zatinde son derece mütevazı idi. Ders okuturken ince meseleler karşısında başını sağ omuzuna doğru çevirir, güya birisiyle konuşacak gibi sevimli bir duruşuyla biraz düşündükten sonra ifadesine devam ederdi.? 

Yine ?Of ve Of Muharebeleri? başlıklı kitabında (sayfa 90), hocası Tayyip Zühtü Efendi´nin feraiz konusundaki katkıları icin Hasan Umur şöyle diyor:  ?321 (1905) senesinin Temmuz ayında şerikim merhum Mustafa Efendi ile (Feraiz) ilmini tahsil etmek üzere Hopşera köyüne ? hocamız merhum Tayyip Zühtü Efendinin yanına ? varmıştık. Hocamızın yüksek himmetiyle yirmi gün zarfında uşbu ilmi ? tam ve kâmil olarak ? tahsil ederek, şerikim merhum köyüne dönmüş, ben de Bayburt´ta merhum dayım Hacı Salih Efendiyi ziyaret etmek üzere hocamın yanından ayrılmıştım.? 

Hasan Umur, ?Of Tarihine Ek? başlıklı 1956 yılında yayınlanan bir diğer kitabında (sayfa 97) hocasının babası Hacı Osman Efendi ve hocası Tayyip Zühtü Efendi için sunları söylüyor: ?Uzun seneler hocam merhum Tayyip Zühtü efendiye, gerek tahsil ve gerek ziyaret için gittiğim zamanlarda babası merhum Büyük Hoca´yi da ziyaret eder ve duasını almaya çalışırdım. Naçiz şahsıma karşı teveccühlerinden deruni haz duyardım.? 

Hasan Umur, yine ?Of Tarihine Ek? başlıklı kitabının ?Hayatımdan Safhalar? (sayfa 192) bölümünde ders aldığı hocalarının adlarını saydıktan sonra hocası Tayyip Zühtü Efendi için şunları söylüyor: ?Bunlarin arasında naçiz dimağımın inkişafinda bilhassa hocam Tayyip Zühtü Efendi´nin yüksek himmetlerini kayd ediyorum.? 

Yine ?Of ve Of Muharebeleri? başlıklı kitabında (sayfa 37), Tayyip Zühtü Efendi´nin pozitif bilimlerle olan ilgisi için, Hasan Umur söyle diyor:  ?Cisimlerin mürekkep olduğu (cüz-ü lâyetecezzâ) bölünmez cüzü´lerden bahsederken (herhangi cismi meydana getiren bölünmez cüzüler, etraflarındaki diğer cüzülere temas etmeden dönmektedirler.) dediğine göre, (atom) hakkındaki nazariye ile merhum hocamızın meşgul olduğu anlaşılıyor.? 

Tayyip Zühtü Efendi´nin bilim ve teknolojinin tarihsel gelişimine karşı olan ilgisi için Hasan Umur, 1951 yılında yayınlanan ?Of Tarihi: Vesikalar ve Fermanlar? başlıklı kitabinin önsözünde (sayfa 3) şöyle demektedir: ?Bu tarihten 42 sene evvel hocam merhum demişti ki: Yunan hukemasından meşhur Aristo, demiştir ki: ?Bu tarihten (Aristo´nun yaşadığı tarih, Milattan evvel 331) yirmi asır sonra, küçük bir aralıktan dünyaya bir bakabilsem, neler görürdüm, neler görürdüm.´? 

Babam Hacı Mahmut Cemal Batu´nun 29 Ekim 1933 günü Cumhuriyet´in ilanının 10. yılı dolayısıyla yapılan kutlama töreni için kayın pederi Tayyip Zühtü Efendi hakkında şunları söylediğini anımsıyorum: ?Çaykara´da 1933 yılında Türkiye Cumhuriyeti´nin 10. Kuruluş Yıldönümü dolayısıyle kutlama törenleri yapılırken Tayyip Zühtü Efendi´den de bir konuşma yapması istenmişti. Bu istek üzerine, Tayyip Zühtü Efendi Cumhuriyet´in erdemlerini öven güzel bir konuşma yapmışlardı. 

Tayyip Zühtü Efendi´nin 1935 yılında sağlığı giderek bozulmaya başlamış, midesinden rahatsız olduğunu söylemeleri üzerine Trabzon´da yapılan sağlık kontrolünde mide kanseri tanılaması konmuştu. İstanbul´da damatlarından Holo Köyü´nden Hacı Dursun oğlu Hacı Ahmet Ergin´in yanında birçok doktor tarafından tedavisine çalışılmış, ancak amansız hastalığına çare bulunamamasından ötürü Çaykara´ya dönmüşlerdi. Ve 13 Mayıs 1940 tarihinde, 73 yaşında ebediyete intikal etmişlerdi. 

Öğrencisi Hasan Umur ?Of ve Of Muharebeleri? başlıklı 1949 yılında yayınlanan kitabında (sayfa 38), hocası Tayyip Zühtü Efendi´nin hastalığına değindikten sonra, hocasına yazdığı mektuba karşılık olarak hocasının kendilerine gönderdikleri ?Tayyip Zühtü Şahin? imzalı 17 Şubat 1940 tarihli mektupta şunları söylüyor: ?Hasan Hilmi Efendiye: Mektubumuza cevap olarak yazdığınız muhabbetname yeddi acizaneme vasıl oldu. Derecesiz memnun oldum. İstanbul´dan haneme salimen geldikten sonra, inkıbazlık defoldu. Ve bir derece çarpıntı ve gıdıklanmak azaldıysa da, bir müddet sonra yaylaya gittim, kezalik kudret ve takatsizliğim çoğaldı. Şol dereceye geldim ki, at üzerinde durmaya kudretim kalmadığından sal ile köye inmeye karar verdimse de, çar naçar üç kişi tutarak yine at ile biinayetillah köye geldim ve köye geldikten sonra yemek yemeğe arzu ve iştah kalmadığı gibi, kıyam ve kuude kadir olamayacak derecede vücudumda zafiyet vardır. Binaenaleyh ehibbaya selam, hukukumuzu helal ettik, siz de hukukunuzu helal ediniz. Elveda, elfirak günleri geldi. Baki, mahdumunuz Celal Beye ve sair mahdumlarınıza ve cümle tevabiinize selam mahsus dualar eylerim. Of Hopşeralı Tayyip Zühtü Şahin?. 

Tayyip Zühtü Efendi´nin mezarı Büyük Cami Mahallesi´nde doğduğu evin hemen yakınında, uzun yıllar ders verdiği medresesinin de bulunduğu mahalle camiinin hemen altındaki Velioğluları Sülalesi ?ne ait mezarlıktadır. Mezarı, babası Hacı Osman Efendi´nin mezarı ile yan yana bulunmaktadır. Kendilerini rahmetle anıyor ve hatıraları önünde bütün aile bireyleri adına saygı ile eğiliyorum. Ruhları şad olsun. 

Prof. Dr. Vedat Batu 

(Kisa Ozgecmis)  

Prof. Dr. Vedat Batu 1969 yilinda Istanbul Teknik Universitesi Insaat Fakultesi´ni Insaat Yuksek Muhendisi olarak su dalinda bitirdi. Ayni yil Karadeniz Teknik Universitesi (KTU) Insaat Muhendisligi Bolumu hidrolik bilim dalinda asistan olarak atandi. Doktorasini hidrolik bilim dalinda 1974 yilinda Istanbul Teknik Universitesites´inde tamamladi. Docentlik tezini A.B.D. Wisconsin Universitesi´nde 1976-1977 yillarinda kaldigi bir yillik sure icinde  hazirladi ve docentlik tezinin kabulu dahil gerekli butun sinav kosullarini saglayarak 1979 haziraninda KTU Insaat Muhendisligi Hidrolik Bilim Dalinda docent olarak tayin edildi. KTU deki ogretim uyeligi gorevine 1982 yilinin sonuna kadar devam etti. Son olarak Insaat Muhendisligi Bolum Baskanligi gorevini yurutuyordu. 1982 yilinin sonunda gorevinden kendi istegi ile ayrilarak ABD ne gitti. ABD Auburn Universitesinde iki yil kadar ogretim uyeligi yaptiktan sonra ozel sektore gecti. Turkiye ve ABD de lisans ve lisans ustu programlarinda akiskanlar mekanigi, hidrolik, acik kanallar hidrologi, hidroloji, ve yeralti suyu hidroligi konularinda 10 yil kadar bir sureyle dersler verdi. Halen ABD nin Chicago sehrinde ozel sektorde uzmanlik alanlari ile ilgili projelerde calsmalarini surdurmektedir. Doktora derecesini aldigi 1974 yilindan bu yana Ground Water, Journal of Hydrology, Journal of Hydraulic Engineering, Journal of Irrigation and Drainage Engineering, Soil Science Society of America Journal, ve Water Resources Research adli  uluslararasi duzeyde taninmis dergilerde pek cok makaleleri yayinlandi. Bu makaleler, doygun ve doygun olmayan ortamlarla ilgili yeralti suyu hidrologinde yeni kavramlar ve yeralti suyu ve eriyiklerin akimi ile ilgili cesitli matematik modellerle ilgili calismalari icermektedir. Gelistirdigi bu modeller halen yeralti suyu hidroligi uygulamalarinda yaygin olarak kullanilmaktadir. Bunlardan ayri olarak son on yil icinde Aquifer Hydraulics: A Comprehensive Guide to Hydrogeologic Data Analysis (John Wiley and Sons, New York, A.B.D., 727 sayfa, 1998) ve Applied Flow and Solute Transport Modeling in Aquifers: Fundamental Principles and Analytical and Numerical Methods (CRC Press, Boca Raton, Florida, A.B.D., 667 sayfa, 2006) baslikli iki kitabi yayinlandi. Bu kitaplarin iceriklerini ve kitaplar hakkinda yazilan arastirici ve uygulamada calisanlarin inceleme yazilarini www.amazon.com dan gormek olanaklidir (Yazar adina secim yaptirarak). Bu makale ve kitaplar pek cok arastirici ve uygulayici tarafindan kullanilmakta ve bunlarla ilgili atiflarda bulunulmaktadir. Bunlari http://scholar.google.com adli siteden gormek olanaklidir (Yazar adina secim yaptirarak). Bu kitaplar pratikte calisanlardan ayri olarak, Kuzey Amerika, Avrupa, Uzak Dogu ve diger bazi ulkelerde ders kitabi olarak kullanilmaktadir. Vedat Batu, agustos 2008 de Yeditepe Universitesi´nin Insaat Muhendisligi Bolumu Hidrolik Bilim Dalina professor olarak tayin edilmistir.  

www.caykaragundem.com 



Anahtar Kelimeler: Dedem Tayyip Zühtü Efendi

İlginizi Çekebilir