OYUN ÇOCUĞUN DÜNYASIDIR
Pek çok ebeveyn ya da pek çok yetişkin insana şöyle bir soru sorsak ya da kamuoyunda şöyle bir araştırma yapsak acaba nasıl bir sonuç elde ederiz?Araştırmamızın adıı Oyunun çocuğun dünyasındaki yerini biliyor muyuz olsun.Ve de bu soruyu bizler ebeveynler olarak önce birbirimize soralım sonra da çevremizdeki dostlarımız ile,arkadaşlarımız ile paylaşalım.
Bu soruya bir çok ebeveynin dudak büktüğünü ya da bu soruyu gereksiz bir soru olarak algıladığını sanki görür gibiyim.Oyun oynamanın çocuğun yaşantısındaki yerini ve önemini bilen,bunun farkında olan ebeveynleri bu değerlendirmenin dışında bırakarak yazımıza devam edelim.
Evet oyun çocuğumuzun dünyasıdır.Çocuğumuz hayattaki her şeyi oyun oynayarak öğrenir.Bu öğrenme henüz küçükken emekleme döneminde başlar ve de çocuğumuz yetişkin bir insan olana kadar da bu süreç devam eder.
Çocuk Eğitimine duyarlı anne baba ile duyarsız anne baba bu evrede kendini göstermeye başlar.Çocuk Eğitiminde duyarlı olan anne baba çocuğa kazandıracağı bütün davranışları oyunlaştırarak çocuğa kazandırmaya çalışır.Ve de çocuğumuz bir yandan oyun oymayarak en doğal gereksinimini karşılar,diğer taraftan ise kendisine bir ömür boyu gerekli olan bilgi ve tecrübelere sahip olur.
Bardağın bir de diğer tarafına bakalım isterseniz.Çocuğun dünyasında oyunun gereksiz olduğunu düşünen anne babalar çocuğa kazandırmaya çalıştıkları davranışları ya baskı zoru işle zorla kazandırmaya çalışmakta ya da umursamamaktadır.Her iki durumda da çocuğumuz kazanması gereken davranışları kazanamamakta ve de bu kazanamadığı davranışlar ileride yetişkin bir insan olduğunda çocuğumuzu zor durumda bırakmaktadır.
Bir örnek vermeye çalışalım bu duruma.William Stikel Almanya?da bir eğitim uzmanıdır.Ailelere çocuk eğitimi konusunda seminerler vermektedir.Günün birinde bir anne baba 14 yaşlarındaki kız çocukları ile birlikte William Stikel?ın yanına gelirler.Anne başlar sızlanmaya.bu kızım der.Odasını toplamıyor.Ev İşlerinde bana yardım yapmıyor.Mutfağa sokamıyorum? gibilerinden şikayetlerde bulunur.Bunun üzerine William Stikel anneye şu soruyu sorar.
Kızımız 2-3 yaşlarında iken ev işlerinde sana yardım yapmak istemiştir.Örneğin elini bulaşık yıkarken ya da çamaşır yıkarken seleye sokmak istemiştir.Sen evi süpürürken o da evi süpürmek istemiştir.Bu durumda sen neler yaptın?
Anne pişkinlikle cevap verir:-Canım der.3 yaşındaki çocuk bu işlerden ne anlar.Elimin tersi ile ittim.
Bunun üzerine William Stikel gülerek cevap verir.Hanımefendi der.Siz Treni o zaman kaçırdınız.Çocuğunuz bu davranışları 3 yaşında iken oyun oynayarak kazanacaktı.Ama siz çocuğunuzun kazanacağı davranışları elinizin tersi ile itmiş oldunuz.
Biraz da okul yıllarına bakalım isterseniz.Okul yıllarının her kademesinde benim sevgili öğretmen arkadaşlarım çocuklarımıza kazandıracakları bütün davranışları çocuğun oyun dünyasından hareket ederek ve de konuları oyunlaştırarak yavrularımıza kazandırmaya çalışmaktadırlar.
Evet?Sevgili Hatice BATU Öğretmenimiz ve Trabzon?da bulunan Özel Vakıf Üniversitesi Plato Meslek Yüksek Okulundaki Öğrenci Arkadaşlarımız Uzungöl İlkokulumuzu ziyaret ettiler.Ve de Çocuklarımız ile muhteşem bir oyun günü yaşadılar.Bu vesile ile Hem Sevgili Hatice BATU Hocamıza hem de Öğrenci Arkadaşlarımıza teşekkür etmeyi bir borç biliyoruz.
Haber kaynağı:Hilmi Kanık--Çaykara Gündem Gezetesi