HES Uygulamalarında Büyük Yanlışlar Yapılmıştır!

HES Uygulamalarında Büyük Yanlışlar Yapılmıştır!



Değerli Çaykara Gündem okuyucuları; HES?in ne olduğu, nasıl çalıştığı, HES projelerine bakış açıları, avantaj ve dezavantajlarını sizin için araştırdık. 

HES, son dönemde kimi çevreci gruplar tarafından istenmeyen, bazı gruplar tarafından da ülkemizin doğal kaynağının kullanılacak olmasından dolayı gerekliliği tartışılan HES`in ne olduğu, nasıl çalıştığı, HES projelerine bakış açıları, avantaj ve dezavantajları ile ilgili akıllardaki soruları sizin için derledik. 

Hidroloji ve Su yapıları konusunda yüzlerce bilimsel çalışması bulunan, Hidroelektrik enerji santralleri konusunda araştırmalarıyla uzman olan Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı öğretim üyesi Çaykaralı hemşerimiz Prof.Dr. Ömer Yüksek ile HES üzerine konuştuk.ÇAYKARA GÜNDEM: Sayın Yüksek öncelikle HES?in kısaca bir tarifini yapar mısınız? 

YÜKSEK: Suyun yüksek bir yerde biriktirilip hızla aşağıya doğru akıtılmasıyla elde edilen mekanik enerji tribünlerde elektrik enerjisine dönüştürülmektedir. İki çeşit HES var. Bir tanesi barajsız HES?ler, diğeri ise barajlı Hesler. Türkiye?de barajlı HES?lerin yapılması için nerede ise yer kalmadı. Dolayısıyla şu anda sürekli gündeme gelen barajsız HES?ler var. Bunlar suyun potansiyel gücünü boru ile alıp türbün çarkını döndürüp elektrik üretenlerdir. Yanı değirmenlerin çalışma sistemi gibi düşünebilirsiniz. 

ÇAYKARA GÜNDEM: Türkiye?yi su kaynakları açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?  Genel anlamda Ülkemizin HES?lere ihtiyacı var mı? 

YÜKSEK: Evet Ülkemizin HES?lere ihtiyacı var. Türkiye?nin kişi başı tükettiği enerji miktarı yıllık yaklaşık 2000 Kilowat saattir. Gün geçtikçe enerjiye ihtiyaç sayısı artacak. Dolayısıyla Türkiye?nin yaklaşık 350 ? 400 milyar KWh elektrik enerjisine ihtiyaç var. Bunu bir şekilde karşılamamız lazım. Nasıl karşılayacağız? İki türlü kaynak var. Fosil kaynaklar; Petrol, doğalgaz ve kömür gibi yenilenemeyen enerji kaynaklarıdır. Diğeri ise yenilenebilir enerji kaynakları; (HES) Hidroelektrik enerji, Dalga Enerjisi, Gel-Git Enerjisi, Rüzgâr enerjisi, Güneş enerjisi, Jeotermal enerji, Biyokütle enerjisi, Biyogaz enerjisi, Hidrojen enerjisi, gibi. Bunların içindeki en ucuz elde edilen enerji kaynağı ; (HES) Hidroelektrik enerjidir. Şunu öncelikle söylemek istiyorum. Yanlış bilgi üzerine doğru bilgiye varamayız.  Türkiye?deki Hidroelektrik potansiyeli, Türkiye ihtiyacının %25-30?unu karşılayacak potansiyeli var. Ama bu potansiyeli kullanırken iki önemli kavrama çok dikkat etmek lazım.
1-Kullanma,
2-Koruma. 
Bu dengeyi çok iyi kullanmamız lazım. Yani yüce Allahın bize verdiği kaynaklardan yaralanacağız. Ama onlardan yararlanırken diğer canlılara, doğaya veya gelecek nesillere zarar vermeyeceğiz. Şimdi gelelim Türkiye?deki HES uygulamalarına. 2003 yılında bir yasa çıktı. Özellikle nehir tipi santrallerin hizmete açılmasında teorik olarak çok güzel bir yasa idi, ama uygulamaya gelince çok farklı oldu.

ÇAYKARA GÜNDEM: Solaklı Vadisinde 36?ya yakın HES?lerin olduğu konuşuluyor.  Şu ana kadar 9 tanesi bitmek üzere. Bu vadinin Turizm bölgesi olduğu göz önüne bulundurursak bu kadar HES?in burada projelendirilmesi sizce normal mi? 

YÜKSEK: Solaklı Vadisi birkaç yüz kilometre kare bir vadi. Burada 36 tane HES projesi olur mu? Mantar biter gibi kontrolsüz bir şekilde HES uygulamaları yapılıyor. Burada Devlet kurumlarıyla birlikte, üniversiteler sınıfta kaldık.  Niye? Son derece kontrolsüz bir şekilde EPDK ya yapılan başvurular var. Devletin başka bir kurumunun verdiği izinlerle EPDK lisans veriyor. Sonra verilen HES lisanları uygulamaya başlayınca bir sürü problemlerle karşılanıyor. Bunlar İnşaat aşamasında, doğa katliamları, yol tahribatları, Orman katliamları gibi. Hayati önem taşıyan can suyu problemi gibi. Daha can suyunun ne olması gerektiği hala tartışma konusu. Diyelim ki %10?a karar verdik. Ama uygulamada böyle mi? Kesinlikle su bırakılmıyor. Bu sefer ne oluyor? O regülâtörün bulunduğu derenin aşağı kısımları kuruyor. Kuruyor da ne oluyor. Herkesin aklına sadece orada bulunan balıklar ölüyor diye düşünülüyor. Hâlbuki sadece balıklar değil, orada bulunan doğal dengeyi sağlayan tüm canlılar ölüyor.  HES?lerin bunun gibi uygulamalarında çok büyük yanlışları var. Bakın Uzungöl?ün hemen girişinde bir HES yapılacaktı. Burada Kamu yararı diye bir konu var. Acaba bu bölgenin turizmi mi Kamu yararına daha çok yararlı, yoksa HES?ler mi?  Açık ara Turizm önde gelir. Uzungöl ve o yörenin turizmini engellemek çok yanlış. Uzungöl Allahın bize verdiği bir lütuftur. Bunu HES?lerle feda etmek ne akılcı, nede ekonomiktir.  Bakın solaklı vadisinde bilimsel çalışma yapılarak tahmini söylüyorum en fazla 5 tane HES yapılabilirdi. Hiçbir bilimsel çalışma yapmadan 36 tane HES?e kim karar verdi. O yörenin taşıyabileceği potansiyel ne kadardır? Nerelerde yapılmadır? Bunlar çok önemli. Vatandaşın yerleşim alanında HES?ler yaptınız, vatandaşın içme suyunu aldınız. Birinci öncelik içme suyudur. Enerjisiz yaşayabiliriz ama susuz yaşayamayız. 

ÇAYKARA GÜNDEM: Bilimsel araştırmalar yapmadan Türkiye?de bu kadar HES?e nasıl müsaade edildi? 

YÜKSEK: Bakın ilgili kuruluşları suçlamak istemiyorum ama hiçbir bilimsel araştırma yapmadan su üzerinde başkasının bir kullanımı yoksa ona izin veriliyor. Bugün ülkemizde yanlış planlanan HES?leri ancak hukuk yolu ile iptal edebilirsiniz. Sonuçta bölgemizde yapılan yararlı yatırımlara niye karşı çıkalım ki?  2003 tarihinde çıkan HES kanununu hovardaca kullanmışlar. Ön hazırlık yapılmadan HES açılımı yapıldı. Bu hiç hoş değildir. Bunlara mutlaka bir denetim getirmek lazım. 

ÇAYKARA GÜNDEM: Solaklı Vadisinde Projelendirilen 36 HES?in 9 tanesi tamamlandı. Bundan sonraki süreçte zararları en aza indirmek için neler yapmalıyız? 

YÜKSEK: Solaklı Vadisinde olması gereken şu idi. Burada ne kadar bir HES yapılabilirdi. Bu planlama yapılmadı. Burada yapılacak olan HES?lerle ilgili kümülatif dediğimiz o havzanın taşıyabileceği kapasiteyi hesaplayarak belirlenmesi lazım.  Doğa canlı bir organizmadır. Buna bu kadar zarar veremezsiniz bu şekilde. Bu günden yarına olacak bilisel çalışma ile değil, gerçek bilimsel verilerle HES çalışmaları belirlenmeli. Sadece bu tek başına yeterli değil. HES?lerin devreye girmesinden sonra?da çok iyi bir denetim yapmak lazım. Kurulan HES?ler bile bence yetersiz olan %10 can suyunu bile bırakmıyor.  Bu şu demek? Suyun en az olduğu zamanda bile bu suyu bırakmanız gerekmektedir. Bakın başka en önemli bir konudan bahsetmek istiyorum. Balık geçitleri diye bir konu var. Normalde mevsimlik olarak balıkların tamamı yukarıya, daha sonra tekrar aşağıya göçleri var. Bu hareketlerin HES ile kesilmemesi lazım. İşte bunlar muhakkak denetlenmesi lazım.ÇAYKARA GÜNDEM: HES?ler yapılırken çevreye, doğaya vereceği zararlar hesaplanmış mıdır? 

YÜKSEK: HES?lerin kurulu gücü 10 MW?den yukarı olanlar. Bir diğeri de 10 MW?den aşağıda olanlar. CED raporu diye bir şey var. Yasada şöyle bir hüküm var.10 MW?den düşük kapasiteli HES?ler için CED raporuna gerek yok diye. Bu çok yanlış bir şey. Sadece proje tanıtım dosyası hazırlanıyor. Bu dosya çok basit bir raporla hazırlanıyor. CED ise bir taahhüttür. Yapan kişi taahhütte bulunuyor. Şunları, şunları yapacağım diye.  Bu tür raporlar hazırlanıyor. İşte örneğin 1.7 MW gibi bir HES?in CED raporuna gerek yok diyorlar. Proje tanıtım dosyası son derece bilisel değerlerden uzak, elemanlar düzeyde hazırlanmış bir rapordur. Kesinlikle her HES için CED raporu hazırlanmalı. Demek ki Çevresel boyutlu çalışmalar yapılmadığı için günümüzde bu sorunlarla karşılaşıyoruz. 

ÇAYKARA GÜNDEM: Ülkemizde yapılan HES?lerin en düşük kapasiteleri ne olmalı sizce? 

YÜKSEK: 1-2 MW lik bir HES?in yılda üreteceği elektrik  3 milyon kilovat saattır. Bu hiç bir şey değildir. Çok düşük bir rakam. Bu tip projelere ben olsam izin vermezdim. Bakın çevreye sıfır zarar diye bir şey olmaz. Ben bunu öğrencilerime hep söylüyorum. Çimene bir çubuk soksak orada birçok canlıya zarar veririz. Özellikle şu çok önemli. Kullanma, Koruma dengesi. Yani oradan yararlanalım ama aynı zamanda koruyalım. 25 ve daha yukarı MW gücü olan HES?ler yapılabilir. Önlemlerini ve iyi bir yer seçme şartı ile olur. Gelip yerleşim birimine veya turizm alanına kurarsanız bu olmaz. Bakın solaklı vadisine çevreye çok zarar vermeyen HES?ler de vardır.  

ÇAYKARA GÜNDEM: HES projesini yapan firmalar HES?i kurduğu yerdeki dere suyunu kiralıyorlar. Diyelim ki kiralanan su havzasında o yerleşim yerinde içme su ihtiyacı oldu. Bunu nasıl karşılayacağız. 

YÜKSEK: Eğer kurulan HES?in havzasında alacağınız su, firmanın suyunda azalmaya neden olacaksa alamazsınız. Evet, bu da ilerde büyük problemler yaratacak. Bakın bir örnek vereyim. Geçen Maçka?ya gittim. Bir arkadaşla tanıştım. Adam diyor ki; ?Ben burada bir balık çiftliği sahibiyim. Devletten teşvik kredisi alarak balık çiftliği kurdum.  Adam geldi yukarda HES kurdu. Suyu kuruttu. Bir taraftan devlet beni teşvik etti, balık üretimi için, şimdi de HES?i teşvik etti bana zararı var, diye?. Bakın bunlar çok önemli konular. Sonuçta ikisi de özel teşebbüs. HES ?in yanında turizme daha fazla katkı sağlıyor. İlerde bu tip çok sorunlar çıkacak. Her havza için bir planlama yapılmalıydı. Sonra ruhsat verilmeliydi. Bunların hiç biri yapılmadı. Zararın neresinden dönersek kardır diyerek bundan sonrasını kurtarmaya çalışmalıyız. İnşallah bir şekilde bu yanlışları birileri görecektir. Bilimsel olarak bize tanışılırsa biz söyleriz, görüşümüzü bildiririz. Bunun dışında yapacak bir şey yok.  

ÇAYKARA GÜNDEM: Doğaya zarar vermeyen HES?lere karşı çıkmayacağız ama özellikle yöremizde bazı HES?lerin verdiği zararları ortaya koymak için ne yapmamız lazım? 

YÜKSEK: HES bölgelerinde bulunan yerel yönetimleri, sivil toplum örgütleri, yöre halkı muhakkak bir şekilde bunları denetlemeli. Ülkemiz hukuk devletidir. Yanlış HES?lere karşı hukuk mücadelesi başlatılmalı. Ebetteki kamuoyu oluşturulsun. Protestolar yapılsın. Başka çaremiz yok. Kırma ile dökme ile bu işler olmaz. 

ÇAYKARA GÜNDEM: Bir bilim adamı olarak size sormak istiyorum. Solaklı Vadisini biz HES olarak mı, yoksa Turizm bölgesi olarak mı kullanmalıyız. 

YÜKSEK: Bakın Kamu yararı diye bir kavram var. Mahkemelerde hüküm verirken, Kamu yararını dikkate alır. Ben Çaykara yöresinin bir insanı olarak görüşüm turizm olmalı. Çünkü Uzungöl gibi çok büyük bir turizm potansiyelimiz var. Çok hoşuma giden bir laf var. ?Bülbül, eti için kesilmez? bülbülün başka bir görevleri var. ?Turizm bizim için altın yumurtlayan tavuktur?. Tekrar söylüyorum HES yapılmalıdır. Ama bilimsel verilere dayanarak, doğaya en az zarar verecek şekilde olmalı. Ama ne yazık ki HES uygulamalarında inanılmaz yanlışlar yapılıyor. Bunlara bir şekilde dur dememiz gerekiyor. Bunların çareleri bellidir. 2003?de çıkan HES kanunuyla birlikte doğaya karşı kontrolsüz bir şekilde hoyratça davrandık. Zaman aleyhimize çalışıyor. Çok geç kalmadan bir frene basmak lazım. Her geçen gün yeni santraller kuruluyor. Her geçen gün çok daha büyük tahribatlar oluyor. Tamamen HES?e karşı çıkanlara da şunu söylemek istiyorum. HES?e alternatifiniz ne? Diye. 

ÇAYKARA GÜNDEM: Hocam biraz konumuzun dışına çıkalım. Çaykara?da Yüksekokul açılması ile ilgili düşünceleriniz nedir? 

YÜKSEK: Bir Çaykaralı olarak buna hayır diyemem. Yüksekokul şudur. Fakülte ile Lise arasında bir okul. Biz önceliklerimizi hangi elemana ihtiyacımızın olduğunu araştırmamız lazım. Bakın birçok mühendislik bölümlerinde öğrenci kadrosu dolmadı. Çaykara?da öncelikle istihdam edilebilecek bölümlerin açılması lazım. Bu turizm olabilir. Yöremize de katkısı olur. Başka bölümler açarsınız, beklersiniz bin öğrenci gelecek, bakarsınız ki 100 öğrenci geldi. Şu anda Fakültelerin kontenjanları boş kalıyor. Çaykara ekonomisine kesinlikle katkı sağlar. Bence Çaykara?da bir yüksekokul yapılmalı. 

ÇAYKARA GÜNDEM: Uzungöl ile ilgili neler söylemek istersiniz? Turizmi başka alanlara yaymak için neler yapılmalı? 

YÜKSEK: Uzungöl ile ilgili, Avrupa birliği bazında proje yaparak her alanda gelişmesini sağlamamız lazım. Çünkü Uzungöl?e çok büyük bir talep var. Orada son derece kontrolsüz bir yapılaşma var. Sayın Belediye başkanı Hanefi Tok?a  Uzungöl için hazırlanacak bir projeyi TÜBİTAK veya Avrupa birliğine sunulabilir dedim. Uzungöl?ü Ekonomisinden, çevresine, inşaatlarına kadar her boyutunu ele alacak bir entegre proje yapılarak çok geç kalmadan mercek altına almak lazım. Başka Uzungöl?ümüz yok. Türkiye?de böyle bir yer yok. Çok geniş kapsamlı bir çalışma ile kamuoyu oluşturulup, bilimsel bazda mercek altına alınıp gelecekle ilgili neler yapılabilir. Çünkü Uzungöl buna değer bir yer. İnşallah bizde zaman ayırarak Uzungöl ile ilgili proje hazırlayarak bu konuda katkı sağlamış oluruz.  Turizmi o yörede her yere yaymak lazım. Özellikle yaylalara. Sultanmurat yaylasına bir küllüye inşa ediliyor. Oranın çehresini değiştirecek. Ayrıca TOKİ?nin dönüşüm projesi var. Bu çok önemli bir konu. Diğer taraftan yaylaların betonlaşmasına müdahale etmemiz lazım.  Yöre ile ilgili iyi bir planlama yapmak lazım. Yapılacak entegre bir proje ile Uzungöl, Solaklı Vadisi, Yaylaları da içine almak lazım. Özellikle yöremiz Arap turistler açısından çok iyi bir potansiyele sahip. Bunu çok iyi değerlendirmemiz lazım. 

ÇAYKARA GÜNDEM: Son yıllarda yöremiz iki şekilde ön plana çıkmış. Biri turizm, diğeri ise eğitim. Turizmi konuştuk. Çaykara?da eğitim ile ilgili görüşleriniz nedir? 

YÜKSEK: Çaykara?da Zeki bilge ilköğretimle başlayıp diğer okullarımıza sıçrayan başarı oranları bizleri gururlandırıyor.  Ahmet Çamurali?nin çok güzel çalışmalarıyla başarılar elde edilmiştir. Eğitimin kalıcı olması için kişilere endeksli olmamalı. Eğitim Kurumsal olmalı. Türkiye?de yaptıkları derecelerle gururlanmamak elde değil. Bunun süreklilik kazanması için Çaykara?ya kaliteli öğretmenler getirmek lazım. Okullarımızı daha güzel modernize etmek lazım. Okulların sportif ve sosyal alanların olması lazım. Türkiye?de en çok okuyan potansiyellerden biridir Çaykara. Devletin milli eğitime ayırdığı imkânlar kısıtlı, yöremizin hayırsever işadamlarımızı harekete geçirmek lazım.    

PROF.DR. ÖMER YÜKSEK KİMDİR?
Çaykara?da doğdu.  Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı öğretim üyesi.

Bilim Dalı, Hidrolik.
Uzmanlık Alanları:
1-Kıyı ve Liman Mühendisliği
2-Hidroloji
3-Su yapıları
Doktora, Karadeniz Teknik üniversitesi
Yürüttüğü Araştırma Projeleri:
1-Hopa Limanı Liman İçi Çalkantısının Önlenmesi ve Dalgakıran Onarım Kesiti
2-Doğu Karadeniz?de Deniz Erozyonuna Karşı Koruma ve Yapay Plajlar İçin Kıyıya Dik Yapıların Etüdü Araştırma Raporu
3-Doğu Karadeniz Kıyı Çizgisi Değişiminin İncelenmesi Sonuç Raporu
4-Kıyı Bölgesinde Dalga Parametrelerinin Sayısal Yöntemlerle Belirlenmesi Sonuç Raporu
5-Ünye Limanı Ek İnşaatı Uygulama Projesi Sonuç Raporu

RÖPORTAJ: Kemal ÇUMAN/Çaykara Gündem Gazetesi 



Anahtar Kelimeler:

İlginizi Çekebilir