?Alo!.. ? dedi kızım. Sesi öyle halsiz geliyordu ki, ağlamaklı
?Yavrum? dedim, ?rahatsız mısın??
?Baba? dedi, yutkundu, bir müddet durdu. Heyecanlandım, korktum. ?Söyle yavrum? dedim, ?Bir şey mi oldu??
?Bankamatik para vermiyor, limit bitmiş? dedi, devam etti: ?Bana bir 10 milyon gönderebilir misin??
Elim ayağım tutmaz oldu, koltuğa yığıldım. ?Tabii yavrum? dedim, ?yarın gönderirim, sen üzülme?
?Teşekkür ederim babacığım? dedi, telefonu kapadı.
Yüksek okulda okuyordu kızım ve ?Bir 10 milyon gönderebilir misin?? diyordu, sadece 10 milyon. İnsanlığımdan utandım, baba oluşumdan utandım. Elimin tersiyle yanaklarımdan akan gözyaşlarımı sildim, hanımım görmesin diye. 10 milyon lazımdı bana, ama nereden bulacaktım. Yüzümü yıkamak için banyoya girdiğimde, gözüm nişan yüzüğüme takıldı, bir an umutlandım. İşte 10 milyonu bulmuşum. Tanıdığım sarrafa gittim, daha önceden parmağımdan çıkardığım yüzüğü, ihtiyaçtan sattığımı belli etmemek için, gülümsemeye gayret ederek uzattım.
?Parmağıma bol geliyor da? dedim. Sarraf tarttı, ?85 milyon? dedi ?Yenisini mi alacaksın, yoksa bozayım mı?? diye de ilave etti. Ben ?10 milyon? dedim Anladı sarraf, ?Tamam 10 milyon vereyim? Yüzüme öyle bir bakışı vardı ki, bir buçuk milyon sanki sadaka, sanki fitre, sanki yardım içindi.
Hiçbir şey demedim, parayı aldım. Kızım, yavrum geldi gözümün önüne, ?baba? diyordu, ?Bir on milyon gönderebilir misin?? 10 milyon tamamdı da, gönderme işini nasıl yapacaktım? Keşke 11 milyon deseydim, diye düşündüm. Devamlı takıldığım lokale çıktım, çaycı çocuk ortalığı temizliyordu, kimsecikler gelmemişti
?Ahmet? dedim, ?Bir kâğıt, kalem ver? Aldığım kağıda kızımın adını, adresini yazdım. ?PTT?ye git, bu adrese şu 10 milyonu yatır, ücreti ne ise gelince öderim? dedim
Çocuk 10 milyonu ve kâğıdı aldı gitti. Ben de lokalden kaçtım!..
O gece yatakta sabaha kadar döndüm durdum. Bir türlü uyku girmiyordu gözüme. ?Al diyordu? sarraf, ?Sadakam olsun zavallı memur.? Ben 24 yıllık vergi memuruyum. Bakkaldan, kasaptan, kısacası esnaftan borç para alama. Banka kartımın limiti doldu. Fırından o ekmeği alırken, kasada duran arkadaşa ?10 ekmek oldu, 13 ekmek oldu? derken, ne çektiğimi ben bilirim. Bir sigara almak için yanında da iki makarna alırken ne çektiğimi ben bilirim. O on milyonun kızıma kaç gün yeteceğini, o on milyonla kızımın kaç simit alabileceğini ben bilirim. Devletimi çok seviyorum, memleketime canımı veririm, bunlara sahip çıkmamız gerektiğinin bilincindeyim.
Bir fırtına yaşıyoruz, fırtınalar hiçbir zaman denizi sevmemizi engelleyemez. 24 sene dayanmışım, biraz daha dayansam ne çıkar? 10 milyon ne ki, işte buldun ve bütün dertleri bitti.
?Baba bana bir 10 milyon gönderebilir misin?? Gönderirim kızım gönderirim de, ama nişan yüzüğümde yok artık, hem saatim hiç para etmez ki. Beni üzen, kahreden, dairede çalışırken borçlu bulunduğum esnafın para yatırmaya geldiğinde, yanıma uğrayıp ?30 milyon yatıracağım diye üzerime o kadar almışım, 45 milyon çıktı, varsa bana bir 15 milyon verebilir misin, dükkâna gelince veririm? demeleri. Ama ne olursa olsun, gazetelerin yazdığına göre, 2,5 oranında zam varmış, bu da eder 5 milyon. Allah razı olsun, bir kilo eti kurtardık. Belki de kızıma gönderirim, simit alır, bol bol yer. Sayın Başbakanım, bakanım, babalık yapamıyorum, bu beni kahrediyor, içten içe yiyip bitiriyor. Kızım da işin bilincinde, o da orada kahroluyor
Nasıl bir gençlik yetiştiriyoruz? Bu vatanı kimlere teslim edeceğiz, geleceğimiz bitiyor. Siz başbakan ve bakanlardan bir istirhamda bulunmak istiyorum; Allah rızası için, evinizde, koltuğunuzda otururken, çocuğunuzun veya torununuzun yüzüne bir bakın, size elini uzatıp ?Bana bir 10 milyon verebilir misin? dediğini düşünün. Düşünmezsiniz bilirim. Bir de beni düşünün, kızımı düşünün. Yalnızca düşünün yeter!
İsminin neşredilmesini istemeyen bir devlet memurunun ibret veren mektubudur bu.
Bilmem fazla söze gerek var mı?
Taka gazetesi