Öğretmen Hilmi Kanık´ın "Anne Karnemi Okur Musun?" İsimli Yazısını Sizlerle Paylaşıyoruz
Tüm Ülkemizde olduğu gibi Çaykara İlçemizde de 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılının Birinci yarıyılını tamamlamış oluyoruz. Şimdi Çocuklarımız ve öğretmenlerimiz için iki haftalık bir dinlenme tatili başlıyor. 5 Şubat 2018 Sabahı ders zili tekrar çalacak ve Öğrencilerimiz ile öğretmenlerimiz için yaklaşık 4 ay sürecek olan 2.dönem başlamış olacak.
İşte bizler de bu karne gününde bazı sorular ile kafanızda bazı soru işaretleri oluşturmaya çalışacağız. Daha sonra da bu sorulara yine birlikte cevap bulmaya çalışacağız.
Öncelikle şunu ifade ederek başlayalım.Her anne baba çocuğunun başarılı olmasını ister.Hiç bir anne baba çocuğunun başarısız olmasını istemez.Önce bu doğruda birleşelim.
Çocuğunuz eve iyi va başarılı bir karne ile geldiği zaman sizler anne baba olarak buna seviniyorsunuz.Peki anne baba olarak sizlerin çocuğunuzun bu karnesinde etkiniz var mı?Ya da bu karnenin çocuğunuza değil de anne baba olarak size verilmesini ister miydiniz.
Bardağın bir de boş tarafına bakalım şimdi.Çocuğumuz eve başarısız bir karne ile geldiği zaman sizler anne baba olarak neler hissedersiniz?Ya da az önce sorduğumuz gibi bu başarısızlıkta sizin de anne baba olarak payınız var mı?
Planlı yaşamak nedir?Ya da çocuğunuzun planlı yaşamayı öğrenebilmesi için anne baba olarak neler yaptınız?
4.5 aylık birinci dönem süresince çocuğunuzun öğretmeni ile hangi sıklıkta görüştünüz?Yada Öğretmenin önerdiklerinin ne kadarını çocuğunuzun yaşantısına aktarabildiniz?
Bu sorular uzadıkça uzayıp gider aslında.Ve de bu sorulara vereceğimiz cevaplar anne baba olarak bizim çocuğumuzun eğitimi ile ne kadar alakadar olduğumuzu gösterir.
Şimdi gelin birlikte yukarıdaki soruları cevaplayalım.Eğer çocuğunuz eve başarılı bir karne ile gelmişse çocuğunuzun bu başarısında en az çocuğunuz kadar sizlerin de anne baba olarak mutlaka katkısı vardır.Mutlaka sizler de belki farkında olarak belki de farkında olmadan çocuğunuzun eğitimine katkıda bulunacak doğru davranışlar göstermişsiniz.Ve de bu davranışlarınız çocuğunuzun başarılı olmasını sağlamış oldu.Yani sevinerek göğsünüzü gere gere çocuğunuzun yerine karneyi siz alabilirsiniz.
Öteki durumumuza bakalım şimdi de.Karneler verildi.Ve de çocuğumuz eve başarısız bir karne ile geldi.Bir tarafta anne çocuğu azarlıyor bir tarafta baba.Anne çocuğa başarılı öğrencilerden örnekler gösteriyor,onlar neden başarılı oldu da sen başarısız oldun diyor.Baba ise o klasik kelimeyi kullanıyor.?Senden Adam Olmaz?
Peki o anne babaya ben de şunu sormak isterim.Acaba sizler Ebeveyn olarak ya da anne baba olarak anne baba olmanın gereklerini yerine getirdiniz mi?
-Çocuğunuza Kitap okuma alışkanlığının bir keyif olduğunu,bir eziyet ya da çile olmadığını öğretebildiniz mi?
-Çocuğunuza ders çalışmanın bir keyif olduğunu bir çile olmadığını kavratabildiniz mi?
-Çocuğunuza ders çalış diye baskı yaparken siz neler yaptınız.Televizyon seyretmeye devam mı ettiniz.Yoksa siz de onunla birlikte kitap mı okudunuz.
Evet Sevgili anne babalar.Eğer çocuğunuza bunları öğretememiş iseniz hiç kusura bakmayın ama karne çocuğunuzun karnesi değildir.O karne anne baba olarak sizlerin çocuğunuzun eğitimine ne kadar önem verdiğinizin karnesidir.Çünkü çocuğumuza kitap okuma alışkanlığını zorlayarak değil bu işi keyif hakline getirerek kavratmamız gerekiyor.Eğer siz televizyon seyrediyorsanız ve çocuğunuza ders çalış diye baskı yapıyorsanız kendinizi boş yere yormayın ne olur.O çocuk asla ders çalışmaz,çalışsa da verimli olmaz.Televizyonu kapatacaksınız siz de çocuğunuz ile birlikte olacaksınız hem fiziksel olarak hem de zihinsel olarak.
Biraz da planlı yaşamaktan söz edelim.Planlı yaşamak nedir?Planlı yaşamak çocuğumuzun gün içinde gerçekleştireceği bütün etkinlikleri planlaması ve bu plana göre hareket etmesidir.Bu planlı yaşamının içinde oyun da olacak,televizyon da olacak,aile sohbetleri de olacak,kitap okuma da olacak ders çalışma da.
Şimdi bazı anne babaların sorduğu soruyu duyar gibi oluyorum.Benim çocuğum bunların hepsini birden yapabilir mi?Yapar efendim yapar.Hepsini yapar.Yeter ki sizler anne baba olarak onun elinden tutun.Çocuğunuza planlı yaşamayı öğretin.Göreceksiniz çok kısa bir süre sonra çocuğunuzun yaşantısında pek çok şey birden değişecek.
ÖĞRETMENE GÜVEN EN ÖNEMLİ DAVRANIŞ
Çoğu anne babanın şunu yaptığına meslek hayatım boyunca defalarca tanıklık ettim.Okula gittiği zaman öğretmen arkadaşımıza Hocam Çocuğumun her şeyi sensin.Çocuğumun hayatını sen değiştireceksin der anne babamız.
Sonra evde üstelik de çocuğunun yanında Öğretmenimizi eleştirmeye başlar ebeveynimiz.Öğretmenimizin kimi zaman kıyafetini kimi zaman davranışlarını çoğu zaman da öğretmenliğini eleştirmeye başlar.
Altını kalın çizgiler ile çizerek yazıyorum.Eğer sizler anne baba olarak çocuğunuzun öğretmenini çocuğunuzun yanında eleştiriyorsanız sizin çocuğunuzun öğretmeninden öğrenebileceği hiç bir şey yoktur.Çünkü sizler Ebeveyn olarak Öğretymeniniz ile çonuzuncuğunuz arasındaki Gönül kapısını kendi eliniz ile kapatmış oldunuz.
Neden mi?Çünkü çocuğumuz için öğretmen modeldir.Çocuğumuz Öğretmen arkadaşımızın her davranışını örnek olarak kabul eder.Sizler o modele güvenmez ve de eleştirirseniz kendi çocuğunuzun dünyasını kendi eliniz ile yıkmış olursunuz ki çocuğunuzun o saatten sonra öğretmeninden alabileceği çok fazla bir şey kalmamıştır.
Güveneceksiniz,güveneceksiniz,güveneceksiniz.Her durumda ve de her şartta çocuğunuzun öğretmenine güveneceksiniz.
İki canlı örnek anlatmak isterim.Uzungöl´de Yöneticilik Dönemimde öğretmen arkadaşlarım ile birlikte mahalle ziyaretleri yapıyoruz.Mahallemizin birinde bir annemiz soru yağmuruna tuttu.Hem beni hem öğretmen arkadaşlarımı.
-Matematik öğreytmeni sınıfta çocuğumu dinlemiyor.Çocuğum soru soruyor.Matematik Öğretmeni çocuğumun sorduğu soruya cevap vermiyor.Ben Matematik öğretmeninden şikayetçiyim.
Terslik bu ya.O gün de Matematik öğretmenimiz aramızda yok.
-Benim okulumda öyle bir öğretmenim yok dedim annemize.Ancak yarın sabah ilk işim durumu değerlendirip size döneceğim.
Dediğim gibi yaptım.Ertesi gün sabah kızımızı yanıma çağırdım.Sekizinci sınıfta okuyor kızımız.
-Kızım dedim Matematik öğretmenin sorduğun sorulara cevap vermiyor mu?
Gülüyor kızımız.
-Hocam dedi.Annem mi söyledi.Matematik sınavından 17 aldım.Biliyordum.Annem bana kızacaktı.Ben de anneme yalan söyledim.
Ne oldu şimdi.Biz anne olarak hem çocuğumuza yalan konuşmayı öğretmiş olduk hem de öğretmeni ile olan bağını koparmaya çalıştık.
BİR DE GÜZEL ÖRNEK
Yine bir mahallemizdeyiz.Yine annelerimizden bir tanesi anlatıyor.Hocam diyor annemiz.Ben öğretmenlerimize sonuna kadar güveniyorum.Bir iki hafta önce kızım geldi okuldan.Bana anne öğretmenim okulda kulağımı çekti dedi.Annemiz de cevap veriyor kızımıza.Mutlaka bir suçun var ki öğretmen kulağını çekti.
Annesinden umduğunu bulamayan kızımızın verdiği cevap hepimize kapak ve ders verme niteliğindedir.
-Kulağımı çekti ama acımadı ki...
Annelerimizden biri öğretmenine güveniyor diğeri ise güvenmiyor.Yani bir başka ifade ile annelerimizden bir tanesi çocuğu ile öğretmeni arasındaki kapıyı kapatmaya çalışıyor diğer annemiz ise o kapıyı sonuna kadar açık tutmaya çalışıyor...
Efendim?Başta sorduğumuz soruyu sonda bir defa daha sorarak yazımızı bitirelim.Karne kime verilmeli diye sormuştuk.Bana sorarsanız çocuğunuzun aldığı karne çocuğunuzun akademik başarısını göstermenin yanı sıra sizlerin de anne babalık notunu göstermektedir.Yani çocuğumuzu suçlayıp dışlamak yerine biraz kendimizi de sorgulamalı ve nerede hata yaptığımızı düşünmeliyiz.
Yazımızı Benim Çok Sevdiğim bir söz ile tamamlayarak yavrularımıza ve de ailelerine iyi tatiller dileyelim
"Çocuklar Donmamış Beton Gibidir.Üzerlerine Ne Düşse İz Yapar"
Çocuklarımızın üzerine hiç bir şey düşürmeyecek ve de onlara hiç bir zarar vermeyecek bir Dünya hayali ile...