ATIŞMA VE KARŞILAMA (Ağıralioğlu – Baltacıoğlu)
*** Necati AĞIRALİOĞLU (30. 12. 2020):
--01--
Şahmeran!... Güzel yazdın, nerden aldın ruhsatı?...
İnşallah verilmiştir diplomanın zekâtı…
Yüzyıl sonra nakşettin âlemşumül Ferşat’ı!...
Ömrün mübarek olsun, ihya ettin irşatı!...
*** Şahmeran BALTACIOĞLU (01. 01. 2021):
--01—
Trabzon’dan, Çaykara’dan, Eğridere Köyü’nden…
İnşaat Mühendisi, Prof. ve akademisyen…
Dokuz yüz kırk yedili, iki çocuk babası;
Necati Hoca ile ilgilenelim, lütfen!...
--02—
Gözünden okur – anlar; hem akça hem karaca!...
Türkçe ve İngilizce, Fransızca, Çaykaraca…
Bir tane tercüme var, on kitap da ayrıca;
Kırktan fazla “Makale” var repertuvarında!...
--03—
Seksen altı kişiye öğretti “Yüksek Lisans”,
O, horonları sever; tahtası eksikler, dans…
En sondan gelir – geçer; bir fark olsa, yüz avans…
On üç “Doktor Öğrenci” büyüttü çarklarında!...
--04—
Türkiye, Amerika, azıcık da Kıbrıs’ta;
Nice görevler yapmış, özellikle Mayıs’ta!...
Ondaki vatan aşkı, bulunmaz her şahısta;
Gönülleri fetheden kahraman kararında!...
--05—
Bana bir soru sordu, yazdığı şiir ile;
“Ruhsat, zekât, diploma” bu yönde fikir ile;
Bir cevap vereceğim hem de bir kevgir ile;
Geçen süreye rağmen bir zaman ayarında!...
--06—
“Ruhsat;” benim soyumda, kanımda, damarımda…
Her alandan yazarım, eksik yok ambarımda…
İyi – güzel ve doğru; amaçtır nazarımda…
Ey Ağıralioğlu!... “Yok”, yoktur pazarımda!...
--07—
Sağ ol, var ol, duanı Allah kabul eylesin!...
Şu güzel duyguların Allah makbul eylesin!...
O Firdevs Cenneti’ne lâyık bir kul eylesin!...
Sen mert oğlu bir mertsin, insanlık bulvarında!...
--08—
Üniversitesi’nde İstanbul - Edebiyat…
Yıllarım, emeklerim bana getirdi ruhsat…
Âlemşümul / evrensel bir düşüncedir Ferşat…
O yüzden yazdım “kitap”, gönlümün diyarında!...
-09—
Sen “Kitabı” okudun, bir de değerlendirdim;
Hey Ağıralioğlu!... Gül Bahçesi’ne girdin!...
Şifreyi çözmek için var idi senin derdin;
Şahmeran’la su içtik, tasavvuf pınarında!...
*** Şahmeran BALTACIOĞLU (kitap isimlerini görünce, ekledi: 16. 01. 2021)
--10—
Kitap nedir? Bilirsin; seversin kitapları!...
Kitabın en büyüğü, insana hitapları…
Kitapsızların bitmez hesap ve azapları,
Kurulur mahkemeler her ölü mezarında!...
--11—
Dünyanın nimeti “su - Savak”ta kitabın var;
“Su Kanağı”na göre “Uygulama” yapın var;
“Meryemoğlu Mesih”ten gelen büyük dinin var,
Kâinat Peygamberi Muhammed (sas) şiarında!...
--12—
“Baraj Tasarımı”nda, üç ciltlik hamlesin sen…
Onun “Güvenliği”ne yıkılmaz kalesin sen…
“Atatürk Baraji”nda yeni imalesin sen…
Senin ismin parlıyor “Kıbrıs’ın Suları”nda!...
--13—
Küçük işaretlerle sundum kitaplarını,
“İyi Değerlendirmek” bugünü ve yarını,
O bir tercüme eser, yok etmiş zararını;
Bu işin en başında, ömrünün baharında!...
--14—
Şahmeran!... Bu sözlerin biraz kapalıcadır,
Şiirin cümlesi bu, toptan ve başlıcadır;
Duygu – mantık iç içe, kökten akıllıcadır;
Şiirde usul – kural, şairin rüzgârında!...
*** Necati AĞIRALİOĞLU, bir ek cevap verdi (17. 01. 2021) :
--02—
Kalbin zenginliğinden yazdın bunca iltifat!...
Üstüme alınmadım; döndüm – baktım, kim bu zat?...
Uğramasın bir haset, karışmasın bir fesat!…
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın...”
--03—
Türkçe kitap yazarsın, mesleğin Edebiyat…
“Doktora” payesiyle aldın üstün liyakat!...
Süslersen şiirinle olur güzel bir sanat!...
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın...”
--04—
Kaşgarlı ’da dev lügat; Türkçe ‘ye bayrak, sancak!
İspanyolca taklidi, beş asır sonra ancak…
Bin yıl kayıptı “Sözlük”, ihmal etmişiz elhak!...
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın...”
--05--
Üç kıtaya yayıldın, her lehçen birer pınar…
Her kavimden söz aldın, oldun ulu bir çınar!...
Dil Bilgisi yapınla kazandın çok itibar;
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın...”
--06—
Nadanlar gelir – geçer, keserler dal – budağı;
Elbet filiz verirsin, kınama bu uşağı!…
Bu asil millet bir gün onarır o konağı;
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın...”
*** Şahmeran BALTACIOĞLU, cevap verdi (18. 01. 2021):
--15--
Türkçe benim benliğim, özelliğim, şenliğim!...
Duygu, düşünce, hayal; sonsuzluklara dalsın…
Gücümün ifadesi, sesim ve güvenliğim…
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
--16—
Şair ne güzel demiş; budur ulu bir fikir:
“Türklüğün vicdanı bir, / dini bir, vatanı bir…
Fakat hepsi ayrılır; / olmazsa, lisanı Bir!...”
“Herkes Türkçe konuşsun: dil, ilim dili kalsın…”
--17—
Türkçe ’den söz eyleyip şiire koydun ayak;
Ayak yarısı sağlam, diğeri sanki aksak…
Hey Ağıralioğlu!... Bana mı kurdun tuzak?!...
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
--18—
Türkçe en büyük dildir, dünyada emsali yok…
Türk’ten fazla dünyaya yayılan ahali yok…
Elbette ulusların ufaktan misali çok…
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
--19—
Türkçe, Mantık dilidir; bir Matematik dildir!...
Bu işi bilen bilir, Türkçe bir pratik dildir!...
Kök + gövde + ve eklerle sanki şematik dildir!...
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
--20—
Cevabım pek uzundur, biraz mola vereyim;
Şiirine bakayım, yeniden ne göreyim?...
Eldeki işten sonra konuyu sürdüreyim…
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
* * *
*** Necati Ağıralioğlu’nun şiirinde geçen bazı noktalar hakkında Şahmeran Baltacıoğlu, kaldığı yerden 21. 01. 2021 tarihinde şöyle devam etmiştir:
--21--
Elbet Türkçe olacak; Türk’üm! Yazarım kitap…
Şiirle sordukların; Necati!.. Bulsun cevap…
“Doktora” bir liyakat, yapılırsa bir hesap…
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
--22—
Şiirde asıl hedef; güzel ve güzellikler!...
Tüm güzel sanatlarda böyledir özellikler.
Kıtalarda yaşanmış Türkçe ’de genellikler,
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
--23—
Türkler iki yüz devlet kurmuş tarih boyunca,
Türk, ülkeler fethetmiş; Türkçe de söz bulunca!...
“Tam”, “kısmen” Türkçeleşmiş ve “yabancı” kalınca…
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
--24—
Çuvaşça ve Yakutça Türkçe’nin “Lehçe’leri,
“Şive” altmıştan fazla, çok “Ağız” Türkçeleri…
Büyük Dil, İlkel Diller; söz almada halleri…
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
--25--
Gereken “sözü” alır Türkçe dünya dilinden,
Büyük Dil alır – verir gerekli delilinden,
Büyük Dil gocunmaz ki böyle bir fiilinden,
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
--26—
Çin’den, Hind’den, Arap’tan; Yemen, Balkan, Rusya’dan;
İran ve Ortadoğu, Afrika, Avrupa’dan;
Nice “söz” aldık – verdik; tarih boyu dünyadan…
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
--27--
Türkçe ’ye kalmış hayran, dünyada dev dilciler:
Strahlenberg, Leibnitz, Rask; Siebold, Klaproth, Müller
Oppert, Castren ve Böhtlink; nicelerle Schott, Winkler.
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
--28—
Nice fiil kökü var; Türkçe’mizde tek hece…
Emir, talimat verir; tek kelime, tek cümle!...
“Gel, al, git, gör, vur” ve “bil”; durum, heycana göre.
“Herkes Türkçe konuşsun: dil, ilim dili kalsın…”
--29—
Çok büyük bağlantı var; “millet – dil” arasında…
“Tarih” ile “coğrafya”, bu çizgi sırasına…
“Kültür” ve “medeniyet”, o varlık tuğrasında…
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
--30--
Bir “ordu – millet dili”; savaş, heyecan dili!...
Tasavvufla felsefe; Yunus, Mevlânâ dili!...
Masalla, Max Müller ve Jean Deny hayran dili!...
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
--31—
Kaşgarlı’nın lügati: “Divân-i Lügati’t- Türk”…
Tam yedi bin beş yüz söz: Lehçe, Şiveler, Göktürk…
Tarih, folklor, coğrafya, mitos, edebî bir yük…
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
--32—
Türk üstün, Türkçe üstün; inanır o “Hadis’e…
“UZUN SALTANATLARI OLACAK…” öyle ise…
O “Kutsal Emanetler” kıyamete dek bizde!...
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
--33—
Kazak, Kırgız, Azerî, Özbek, Türkmen sözlükler;
Tam olabilseler de, bugün gören gözlükler!...
Onlarca “uzman”, “emek”; olmalı güzellikler!...
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
--34—
“En Büyük Türkçe Sözlük”, yapılması bir hayal…
“Şive” – “ülke” bazında ancak olur ihtimal…
Avr.-Asya, Afrika’da iki yüz devlet sual…
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
--35—
Alan dışı olanlar, bilmez cahil – cühelâ…
“En Büyük Türkçe Sözlük” yapılamadı hâlâ!...
Sanki Âdem’den beri, Ural – Altay’dan illâ…
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
--36—
Alman dili – sanayi, İngilizce – ticaret,
Şu Farsça – mübalâğa, Arapça da belâgat,
Fransızca – edebiyat, Türkçe ise hitabet!...
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
-37—
Türkçe’nin özelliği, güzelliği doyulmaz!...
Akademik bir dildir, esrarından soyulmaz…
O her dili kucaklar, o her dile konulmaz…
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
--38—
Hey Ağıralioğlu!... Yeter, söyletme beni!...
Burda keselim sözü; okurlar beni, seni…
Elbet okumayanlar kaçıracak tireni!...
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
--39—
Şiir ayağı verdin, sıkıştırdın köşeye!...
Bana pusu mu kurdun? Varamazsın bir şeye…
Türkçe’nin sarhoşuyum, el yapışmış şişeye!...
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
--40—
Bir ayağın üstünde şiirde durmak zordur.
Duyguyu, düşünceyi bu hale vurmak zordur.
Aldanma, Şahmeran’ı biraz durdurmak zordur.
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”
*** Necati AĞIRALİOĞLU, bir ek cevap verdi (25. 01. 2021) :
Söz fazla uzamasın, uyar sanatkârları,
Akademik camia ve basın mensupları,
Türkçe ‘ye sahip çıksın Türkçe sevdalıları,
“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”