Atışma ve Karşılama

Antalya Bilim Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Hemşehrimiz Prof. Dr. Necati Ağıralioğlu ile İstanbul Üniversitesi emekli öğretim üyesi Hemşahrimiz Şahmeran Baltacıoğlu’nun karşılıklı atışmasını yayınlıyoruz.

KÜLTÜR 26.01.2021 13:49:00 0
Atışma ve Karşılama

ATIŞMA VE KARŞILAMA (Ağıralioğlu – Baltacıoğlu)

***   Necati AĞIRALİOĞLU (30. 12. 2020):

                                                      --01--

Şahmeran!... Güzel yazdın, nerden aldın ruhsatı?...

İnşallah verilmiştir diplomanın zekâtı…

Yüzyıl sonra nakşettin âlemşumül Ferşat’ı!...

Ömrün mübarek olsun, ihya ettin irşatı!...

***    Şahmeran BALTACIOĞLU   (01. 01. 2021):                                                 

--01—

Trabzon’dan, Çaykara’dan, Eğridere Köyü’nden…

İnşaat Mühendisi, Prof. ve akademisyen…

Dokuz yüz kırk yedili, iki çocuk babası;

Necati Hoca ile ilgilenelim, lütfen!...

--02—

Gözünden okur – anlar; hem akça hem karaca!...

Türkçe ve İngilizce, Fransızca, Çaykaraca…

Bir tane tercüme var, on kitap da ayrıca;

Kırktan fazla “Makale” var repertuvarında!...

--03—

Seksen altı kişiye öğretti “Yüksek Lisans”,

O, horonları sever; tahtası eksikler, dans…

En sondan gelir – geçer; bir fark olsa, yüz avans…

On üç “Doktor Öğrenci” büyüttü çarklarında!...

--04—

Türkiye, Amerika, azıcık da Kıbrıs’ta;

Nice görevler yapmış, özellikle Mayıs’ta!...

Ondaki vatan aşkı, bulunmaz her şahısta;

Gönülleri fetheden kahraman kararında!...

--05—

Bana bir soru sordu, yazdığı şiir ile;

“Ruhsat, zekât, diploma” bu yönde fikir ile;

Bir cevap vereceğim hem de bir kevgir ile;

Geçen süreye rağmen bir zaman ayarında!...

--06—

“Ruhsat;” benim soyumda, kanımda, damarımda…

Her alandan yazarım, eksik yok ambarımda…

İyi – güzel ve doğru; amaçtır nazarımda…

Ey Ağıralioğlu!... “Yok”,  yoktur pazarımda!...

--07—

Sağ ol, var ol, duanı Allah kabul eylesin!...

Şu güzel duyguların Allah makbul eylesin!...

O Firdevs Cenneti’ne lâyık bir kul eylesin!...

Sen mert oğlu bir mertsin, insanlık bulvarında!...

--08—

Üniversitesi’nde İstanbul - Edebiyat…

Yıllarım, emeklerim bana getirdi ruhsat…

Âlemşümul / evrensel bir düşüncedir Ferşat…

O yüzden yazdım “kitap”, gönlümün  diyarında!...

-09—

Sen “Kitabı” okudun, bir de değerlendirdim;

Hey Ağıralioğlu!... Gül Bahçesi’ne girdin!...

Şifreyi çözmek için var idi senin derdin;

Şahmeran’la su içtik, tasavvuf pınarında!...

***  Şahmeran BALTACIOĞLU (kitap isimlerini görünce, ekledi: 16. 01. 2021)

--10—

Kitap nedir? Bilirsin; seversin kitapları!...

Kitabın en büyüğü, insana hitapları…

Kitapsızların bitmez hesap ve azapları,

Kurulur mahkemeler her ölü mezarında!...

  --11—

Dünyanın nimeti “su - Savak”ta kitabın var;

“Su Kanağı”na göre “Uygulama” yapın var;

“Meryemoğlu Mesih”ten gelen büyük dinin var,

Kâinat Peygamberi Muhammed (sas) şiarında!...

--12—

“Baraj Tasarımı”nda, üç ciltlik hamlesin sen…

Onun “Güvenliği”ne yıkılmaz kalesin sen…

“Atatürk Baraji”nda yeni imalesin sen…

Senin ismin parlıyor “Kıbrıs’ın Suları”nda!...

--13—

Küçük işaretlerle sundum kitaplarını,

“İyi Değerlendirmek” bugünü ve yarını,

O bir tercüme eser, yok etmiş zararını;

Bu işin en başında, ömrünün baharında!...

--14—

Şahmeran!... Bu sözlerin biraz kapalıcadır,

Şiirin cümlesi bu, toptan ve başlıcadır;

Duygu – mantık iç içe, kökten akıllıcadır;

Şiirde usul – kural, şairin rüzgârında!...

***  Necati AĞIRALİOĞLU, bir ek cevap verdi (17. 01. 2021) :

  --02—

Kalbin zenginliğinden yazdın bunca iltifat!...

Üstüme alınmadım; döndüm – baktım, kim bu zat?...

Uğramasın bir haset, karışmasın bir fesat!…

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın...”

--03—

 Türkçe kitap yazarsın, mesleğin Edebiyat…

“Doktora” payesiyle aldın üstün liyakat!...

Süslersen şiirinle olur güzel bir sanat!...

 “Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın...”

--04—

   Kaşgarlı ’da dev lügat; Türkçe ‘ye bayrak, sancak!

   İspanyolca taklidi, beş asır sonra ancak…

   Bin yıl kayıptı “Sözlük”, ihmal etmişiz elhak!...

  “Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın...”

--05--

 Üç kıtaya yayıldın, her lehçen birer pınar…

 Her kavimden söz aldın, oldun ulu bir çınar!...

Dil Bilgisi yapınla kazandın çok itibar;

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın...”

--06—

Nadanlar gelir – geçer, keserler dal – budağı;

Elbet filiz verirsin, kınama bu uşağı!…

Bu asil millet bir gün onarır o konağı;

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın...”  

 *** Şahmeran BALTACIOĞLU, cevap verdi (18. 01. 2021):

--15--

Türkçe benim benliğim, özelliğim, şenliğim!...

Duygu, düşünce, hayal; sonsuzluklara dalsın…

Gücümün ifadesi, sesim ve güvenliğim…

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

--16—

Şair ne güzel demiş; budur ulu bir fikir:

“Türklüğün vicdanı bir, / dini bir, vatanı bir…

Fakat hepsi ayrılır; / olmazsa, lisanı Bir!...”

“Herkes Türkçe konuşsun: dil, ilim dili kalsın…”

--17—

Türkçe ’den söz eyleyip şiire koydun ayak;

Ayak yarısı sağlam, diğeri sanki aksak…

Hey Ağıralioğlu!... Bana mı kurdun tuzak?!...

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

--18—

Türkçe en büyük dildir, dünyada emsali yok…

Türk’ten fazla dünyaya yayılan ahali yok…

Elbette ulusların ufaktan misali çok…

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

--19—

Türkçe, Mantık dilidir; bir Matematik dildir!...

Bu işi bilen bilir, Türkçe bir pratik dildir!...

Kök + gövde + ve eklerle sanki şematik dildir!...

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

--20—

Cevabım pek uzundur, biraz mola vereyim;

Şiirine bakayım, yeniden ne göreyim?...

Eldeki işten sonra konuyu sürdüreyim…

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

     *               *             *

*** Necati Ağıralioğlu’nun şiirinde geçen bazı noktalar hakkında Şahmeran Baltacıoğlu, kaldığı yerden 21. 01. 2021 tarihinde şöyle devam etmiştir:

--21--

Elbet Türkçe olacak; Türk’üm! Yazarım kitap…

Şiirle sordukların; Necati!.. Bulsun cevap…

“Doktora” bir liyakat, yapılırsa bir hesap…

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

--22—

Şiirde asıl hedef; güzel ve güzellikler!...

Tüm güzel sanatlarda böyledir özellikler.

Kıtalarda yaşanmış Türkçe ’de genellikler,

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

--23—

Türkler iki yüz devlet kurmuş tarih boyunca,

Türk, ülkeler fethetmiş; Türkçe de söz bulunca!...

“Tam”, “kısmen” Türkçeleşmiş ve “yabancı” kalınca…

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

--24—

Çuvaşça ve Yakutça Türkçe’nin “Lehçe’leri,

“Şive” altmıştan fazla, çok “Ağız” Türkçeleri…

Büyük Dil, İlkel Diller; söz almada halleri…

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

--25--

Gereken “sözü” alır Türkçe dünya dilinden,

Büyük Dil alır – verir gerekli delilinden,

Büyük Dil gocunmaz ki böyle bir fiilinden,

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

--26—

Çin’den, Hind’den, Arap’tan; Yemen, Balkan, Rusya’dan;

İran ve Ortadoğu, Afrika, Avrupa’dan;

Nice “söz” aldık – verdik; tarih boyu dünyadan…

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

--27--

Türkçe ’ye kalmış hayran, dünyada dev dilciler:

Strahlenberg, Leibnitz, Rask; Siebold, Klaproth, Müller

Oppert, Castren ve Böhtlink; nicelerle Schott, Winkler.

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

--28—

Nice fiil kökü var; Türkçe’mizde tek hece…

Emir, talimat verir; tek kelime, tek cümle!...

“Gel, al, git, gör, vur” ve “bil”; durum, heycana göre.

“Herkes Türkçe konuşsun: dil, ilim dili kalsın…”

--29—

Çok büyük bağlantı var; “millet – dil” arasında…

“Tarih” ile “coğrafya”, bu çizgi sırasına…

“Kültür” ve “medeniyet”, o varlık tuğrasında…

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

--30--

Bir  “ordu – millet dili”;  savaş, heyecan dili!...

Tasavvufla felsefe; Yunus, Mevlânâ dili!...

Masalla, Max Müller ve Jean Deny hayran dili!...

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

--31—

Kaşgarlı’nın lügati: “Divân-i Lügati’t- Türk”…

Tam yedi bin beş yüz söz: Lehçe, Şiveler, Göktürk…

Tarih, folklor, coğrafya, mitos, edebî bir yük…

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

--32—

Türk üstün, Türkçe üstün; inanır o “Hadis’e…

“UZUN SALTANATLARI OLACAK…”  öyle ise…

O “Kutsal Emanetler” kıyamete dek bizde!...

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

--33—

Kazak, Kırgız, Azerî, Özbek, Türkmen sözlükler;

Tam olabilseler de, bugün gören gözlükler!...

Onlarca “uzman”, “emek”; olmalı güzellikler!...

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

--34—

“En Büyük Türkçe Sözlük”, yapılması bir hayal…

“Şive” – “ülke” bazında ancak olur ihtimal…

Avr.-Asya, Afrika’da iki yüz devlet sual…

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

--35—

Alan dışı olanlar, bilmez cahil – cühelâ…

“En Büyük Türkçe Sözlük” yapılamadı hâlâ!...

Sanki Âdem’den beri, Ural – Altay’dan illâ…

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

--36—

Alman dili – sanayi, İngilizce – ticaret,

Şu Farsça – mübalâğa, Arapça da belâgat,

Fransızca – edebiyat, Türkçe ise hitabet!...

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

-37—

Türkçe’nin özelliği, güzelliği doyulmaz!...

Akademik bir dildir, esrarından soyulmaz…

O her dili kucaklar, o her dile konulmaz…

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

--38—

Hey Ağıralioğlu!... Yeter, söyletme beni!...

Burda keselim sözü; okurlar beni, seni…

Elbet okumayanlar kaçıracak tireni!...

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

--39—

Şiir ayağı verdin, sıkıştırdın köşeye!...

Bana pusu mu kurdun?  Varamazsın bir şeye…

Türkçe’nin sarhoşuyum, el yapışmış şişeye!...

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

--40—

Bir ayağın üstünde şiirde durmak zordur.

Duyguyu, düşünceyi bu hale vurmak zordur.

Aldanma, Şahmeran’ı biraz durdurmak zordur.

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”

***  Necati AĞIRALİOĞLU, bir ek cevap verdi (25. 01. 2021) :

Söz fazla uzamasın, uyar sanatkârları,

Akademik camia ve basın mensupları,

Türkçe ‘ye sahip çıksın Türkçe sevdalıları,

“Herkes Türkçe konuşsun; dil, ilim dili kalsın…”