Kahraman Mehmetciklerimizin Ülkemizin Bölünmez Bütünlüğüne kast eden Terör Örgütü maşalarına Suriye´yi dar ettikleri ve de Destan yazdıkları şu günlerde bizler de güzel bir kahramanlık öyküsü paylaşmak isteriz sizlerle.
Uzungöl´lü Genç İş Adamı,Fotoğraf Sanatçısı aynı zamanda Şair Genç Turizmci Sevgili Mehmet İnan çok güzel bir yazı paylaşmış bizlerle.Dedesi Merhum Hamit İnan´ın Sarıkamış´ta Şehit Oluşunun öyküsünü paylaşıyor Bizlerle Sevgili Mehmet İnan?
Bu güzel ve anlamlı öyküye bizler sadece şunu ekleyebiliriz.
Uzungöl´ün Yaşayan Tarihi Uzungöl Turizminin Mimarı Sevgili Dursun Ali İnan´ın Seferberlik ve Sarıkamış yıllarını anlatan güzel bir tespitini paylaşmak isteriz.
Diyor ki Sevgili Dursun Ali İnan Abimiz?Hoca diyor.Erkeklerin hepsi Seferberliğe gitti ve de hemen hemen hiçbir tanesi de dönmedi.Hepsi Şehit oldu.Öyle ki Seferberliğe giden erkeklerin tamamı geride Dul Eşlerini ve de yetim çocuklarını bırakarak Şehit oldular.
Ve de eli öpülesi annelerimiz sınırlı geçim kaynakları ile ve de tek başına büyük bir gayret gösterterek o çocukları büyüterek yetiştirerek topluma kazandırdılar.ÇOCUKLARIN HEPSİ ANNELERİNİN İSMİ İLE TANINIR
Babalar Seferberlikte Şehit Oldukları için ve de Yetim Çocukları hep anneler büyüttürkleri için Çocuklar hep annelerinin ismi ile anılmışlardır.
Örnek olarak Gırdacorodena,Şişmaniga,Gandaliga,Eyübiga,Guştuliga gibi onlarca fedakar anne çocuklarını vatan sevdası ile yetiştirerek topluma kazandırmışlardır.
Evet bizler geçmişte de bu gün de gelecekte de Vatanı uğruna gözünü dahi kırpmadan Canını feda eden Aziz Şehitlerimizin sayesinde bu Cennet Vatanda yaşıyoruz.Her şeyimizi onlara borçluyuz.
MEHMET İNAN´IN DEDESİ HAMİT İNAN İÇİN YAZDIĞI ÖYKÜ VE ŞİİR
Sevgili Mehmet İnan´ın Yazısını ve de Dedesi Hamit İnan için Yazdığı Şiiri sizlerle paylaşıyoruz.
UZUNGÖL´de gerçekte yaşanmış, onlarca şehit hikayelerinden sadece biri...Dedemin babasının son yolculuğu; Sarıkamış...
Yıl 1915 aylardan Aralık ayı.Birinci dünya savaşında Osmanlı Devleti ile Rusya Kafkas cephesinde karşı karşıya gelmiş ve ülkede seferberlik ilan edilmiştir.Uzungöl´den savaşa gideceklerden biri olan rahmetli dedem Mehmet İnan´ın babası Hamit inan´dır.Hamit İnan´ın eşi sakine, savaşa gidecek olan kocasına, yolda yemesi için, puaçaya benzer ekmek hazırlarken, hamurlarını yer sofrasının üzerine dizer.O sırada Hamit İnan´ın küçük oğlu mustafa (dedemin kardeşi) ortalıkta gezinirken küçük elleri ekmek hamuruna batar.Annesi parmak izlerini bozmadan hamuru fırına verir ve ekmek o şekilde pişer. Hamit inan ekmeği ve diğer yiyeceklerini yanına alır ve Sarıkamış´a doğru yola çıkar. Aradan yıllar geçer ama Hamit İnan´dan hiçbir haber alınamamıştır.Yaklaşık 10-15 senenin üzerine dedem alış veriş yapmak için, Çaykaradaki Hadi pazarına gider.Orda babasının yaşlarında bir adamla karşılaşır.O kişi dedeme sorar
?Sen kimin oğlusun?
Dedem?Hamit´in oğluyum amca? der
Adam?Aşağıda ki Hamit mi, yoksa yukarıda ki Hamit mi? diye sorar?
Dedem ?Yukarıdaki Hamit? der
Bunu duyan adam dedem´e sımsıkı sarılarak hüngür hüngür ağlamaya başlar
Dedem ?Niye ağlıyorsun amca, Yoksa sen babamı tanıyormusun? diye sorar
Adam anlatmaya başlar;
?Oğlum senin babanla biz aynı cephede savaşıyorduk, yanımızda bir şarapnel bombası patladı ve parçaları tam babanın göğsüne isabet etti ve baban benim kucağımda can verdi.Hepsi bir tarafa, seferberlik için yola çıktığımızda babanın yanında, üzerinde senin veya kardeşinin parmak izleri olan bir ekmeği vardı.Günlerce açlıktan çok büyük sıkıntılar çekmemize rağmen, baban o ekmeği yiyemeden can verdi ve şehit olduğunda o ekmek babanın cebinden çıktı.Ne zaman aklıma gelse böyle ağlıyorum işte? der.Ardından dedem´de babasının silah arkadaşına sarılarak ağlamaya başlar.
Dedem bize bu hikayeyi ne zaman anlatsa, onun da, bizimde gözlerimiz dolardı.
Bu vatan kolay kazanılmadı.Bugün de şehitler veriyoruz.Allah bütün şehitlerimizin, şehadetini kabul etsin.Yakınlarına, evlatlarına tükenmez sabırlar ihsan etsin.
Şimdi sizlerle, bu konuyla alakalı, şehit olan dedemin babasının (Hamit İnan) dilinden yazdığım şiiri paylaşmak istiyorum;
Ağlama yar gidiyorum
Ruslar girmiş vatanıma
Sonunda ölüm olmazsa
Seni alırdım yanıma
Belki daha görmem seni
Çocuklar sana emanet
Seve seve ölürüm de
Etmem vatana ihanet
Ekmek koydun azığıma
Bir eyvallah diyemedim
Mustafam´ın parmak izi
Vardı onda yiyemedim
Hava soğuk yolum uzun
Bekler beni, beyaz hüzün
Gün gelir şehit olursam
Aydın olsun iki gözün
Tipi vuruyor yüzüme
Kulak verin bu sözüme
Benim size son hatıram
İyi bakın öksüzüme
Ey gidi şerah deresi
Daha senden içermiyim?
Garester´den Balestal´dan
Şekersu´ya geçermiyim?
Emir geldi yüce Hak´tan
Çıktım doğduğum topraktan
Kimisi mermi´den öldü
Kimi soğuk ve açlıktan
Karla kaplı Sarıkamış
Ne istersin canımızdan?
Bir helallik alsa idik
Babamızdan, anamızdan
Uzungöl´den 50 kişi
Benim ile beraberdir
Onlarda hep benim gibi
Kalanlardan bihaberdir
Gün olurda ahirete
Birleşir mi yollarımız?
Ölmek zor iş değil ama
Eşsiz kaldı dullarımız
İsterim ki evlatlarım
Vatanına çoban olsun
Zaten canı veren Allah
Yine ona kurban olsun
Sizden tek şey bekler Hamit
İmanına olun şahit
İnsan bir gün ölür ama
Herkes olamıyor şehit
İNANİ