Taka Gazetesi Genel Müdürü ve Gazetemizin yazarlarından Çaykaralı hemşehrimiz Zihni Ağırman´ın kaleme aldığı" BİR YAPRAK "adlı makaleyi sizlerle paylaşıyoruz.
Ömür dediğin nedir, dalda bir kuru yaprak
Bin sene de yaşasan, son durak kara toprak.
Ömrümüzden bir takvim yaprağı daha düştü,
Çevirdik bir yaprak daha.
Geçti gitti koca bir yıl.
Adım adım yaklaşıyoruz sona
Sonsuzluğa
Bazen günlerin, ayların hatta yılların nasıl gelip geçtiğinden habersiz.
Dünyada elde ettiklerimizin kıymetini bilmeyip¸ ulaşamadığımız nice şeylerin derdine düştüğümüz.
Ömrümüz su gibi, akıp gidiyor
Yaşadıklarımızı yaşamayacağımız kadar,
Ya da yaşadıklarımızı, hatırlayamayacağımız kadar.
Su gibi akıyor gidiyor zaman işte.
Çabuk geçiyor.
Gök kapaklarını açıp kapatır gibi geçiyor zaman.
Kalbimizin her bir atışı, hayatımızdan bir günün geçtiğini anlatır gibi
Sanki acelesi var gibi.
İnsanın ellerinin arasından kayıp giden ömrünü tutası geldiği gibi.
Sanki hayali avuçluyor, boş havayı avuçlar gibi.
Şöyle bir arkaya dönüp bakıyoruz, nasıl geçtiğini bilemediğimiz ömrümüzün.
Bir çocukluğumuza takılıyoruz,
Annemizi görüyor, babamızla tanışıyor gibi.
Okula gittiğimiz ilk günü
Sınıfı, sıramızı, öğretmenimizi,
İlk sevdiğimizi, onun telaşını, bizi sevme ihtimalini seviyor gibi.
Büyüyoruz su gibi akıp giden ömrümüzde
Öğrenciliğimizi tamamlayıp hayata atılıyoruz, çoluk çocuğa karışıyoruz.
Dünün çocuğu, bunun annesi ve babası oluyoruz.
Ve yavrularımıza şefkatle sarılışımız, kucaklayışımız.
Her doğum gününde bir yaprak daha koparıyoruz ömrümüzden.
Dün gibi hatırlıyoruz.
Bir ömre çok şey sığdırıyoruz ama zamanın nasıl geçtiğini bir türlü anlayamıyoruz.
Yaşayarak öğreniyoruz, tek gerçeğin zaman olduğunu.
Zamanın içindeki hayatın yalan olduğunu ,
Bizi biz yapanın geçmişteki anıların olduğunu,
Aslında bugünün; dünün külleri olduğunu.
Hepsini zaman geçtikçe çok daha iyi anlıyoruz.
Bir hengâme içinde koşuyoruz senelerce
Yorulmak nedir bilmiyoruz.
Biraz daha, daha fazla diyoruz doyumsuzluğa doyamıyoruz.
Sonra da zaman beni yordu diyerek.
Ömür dediğimiz nedir ki?
Bize verilmiş sonlu bir hayat değil mi,
Hayat
Beş harf ama koca bir ömür.
Okunuşu kolay ama yaşaması zor olan.
Ömür işte, dedim ya su gibi akıp gidiyor.
Yaşadıklarımızı, yaşamayacak kadar,
Yaşadıklarımızı, hatırlayamayacak kadar.
Kum tanesi gibi azalıyor ömrümüz.
İşte;
Yar değerini bil, çok geç olmadan.
Formun Üstü
Arsin´de 107 yaşındaki bir dedeyle karşılaştım geçenlerde.
-Dede ne anladın koca bir asırlık ömürden dedim?
Dedenin verdiği cevap ilginçti.
-?Dün, bugün, bu saat?
Üç kelime hepsini özetliyor.
Ezan ile uyanır, selâ ile uğurlanana kadar.
Ömür ezanla selâ arası işte
Yazımı Ömer Hayyam´ın bir dörtlüğüyle tamamlıyorum.
Ömrümüzden bir gün daha geldi geçti;
Derede akan su, ovada esen yel gibi.
İki gün var ki dünyada, bence ha var ha yok:
Daha gelmemiş gün bir, geçmiş gün iki.
2019 yılının, getireceği mutluluğun tüm kötülükleri unutturacağı, başarıların tüm başarısızlıkları yok edeceği, güzelliklerin hayatı dolduracağı bir yıl olması dileğiyle hepinizin yeni yılı kutlu olsun. Sağlık, mutluluk ve barış getirsin.