İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyesi İnşaat Fakültesi Hidrolik Ana Bilim Başkanı Çaykaralı hemşerimiz Prof. Dr. Necati Ağıralioğlu´nun yazdığı 1952 yılından günümüze Çaykara Ortaokulu-1 adlı inceleme yazısını paylaşıyoruz
İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyesi İnşaat Fakültesi Hidrolik Ana Bilim Başkanı Çaykaralı hemşerimiz Prof. Dr. Necati Ağıralioğlu Çaykara´da geçmişe bir yolculuk yaparak tarihi gelişimi içinde ilçemizde eğitimi ele alarak yazdığı ?Çaykara Ortaokulu-1? adlı inceleme yazısını siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz.
ÇAYKARA ORTAOKULU ? I
GİRİŞ
Bu yazıda Çaykara´nın eğitim ve sosyal tarihi açısından önemli bir dönüm noktası olan Çaykara Ortaokulu´ nun açılması hakkında bilgiler verilmeye çalışılacaktır. 1952 yılında açılan bu okulla ilgili bazı hatıraları, olayları örneklerle açıklamaya katkısı olur ümidiyle çalışmaya ekliyorum.
TRABZON´DA İLK AÇILAN ORTAOKULLAR
Trabzon´da ilkokul üzeri eğitimdeki gelişmelere bakıldığında 1950 yılına gelindiğinde Trabzon genelinde bulunan beş ortaokuldan dördünün Akçaabat, Sürmene, Vakfıkebir ve Of ilçelerinde bulundukları görülür. Diğeri ise Trabzon Lisesine bağlı ortaokuldur. 1960 ders yılı sonuna kadar Çaykara, Araklı, Beşikdüzü, Maçka, Yomra ve Kız Sanat ortaokullarının açılışı ile Trabzon genelinde bulunan ortaokulların sayısı 11´e yükselmiştir (Arslan, 2011).
Ayrıca bu dönemde Tonya´da bir ortaokulun açılması gündeme gelerek derneği kurulmuştur. Fakat bu okul, 1960 yılına kadar eğitime başlayamamıştır.
1950-51 döneminde Trabzon´da bulunan beş ortaokulun dördü Akçaabat (1947), Sürmene, Vakfıkebir ve Of (1948) ilçelerindedir ve bu okullarda 41 öğretmen görev almış, 1071 öğrenci öğretim görmüştür. Bu ders yılında Trabzon´daki ortaokullardan 31 kız ve 133 erkek öğrenci diploma almaya hak kazanmıştır.
1951-52 öğretim yılında Trabzon´daki altı ortaokulda 23´ü kadın olmak üzere toplam 49 öğretmen görevlidir. Bu yıllarda kız öğrencilerin erkeklere göre sayısal azlığına rağmen, kadın öğretmenlerin bazı okullarda erkeklerle neredeyse aynı sayıda olması dikkat çekicidir.
Okullarda eğitim gören öğrencilerin sayısı 170´ı kız olmak üzere 1.140 kişi olup, 1951-52 ders dönemi sonunda Trabzon´daki ortaokullarda diploma almaya 34´ü kız toplam 226 öğrenci hak kazanmıştır.
1951-52 döneminde Trabzon´daki resmi liselere bağlı ortaokullardan ise toplam 73 öğrenci mezun olmuştur.
Bu yıllarda Trabzon ortaokullarında okutulan yabancı diller İngilizce, Fransızca ve Almancadır.
1953-1960 yılları arasında Trabzon´da ortaokullardaki gelişmelere baktığımızda 4900 erkek, 930 kız öğrenci bu okullara kayıt yaptırmıştır. En çok erkek öğrencinin kayıt yatırdığı ders dönemi 941 kişi ile 1959-60 iken, en fazla kız öğrencinin birinci sınıfa kayıt olduğu dönem 195 kişi ile 1958-59 ders yılı olmuştur (Arslan, 2011)
1953-60 yılları arasında 1888 erkek, 426 kız öğrenci diploma almış ve çeşitli nedenlerden 1116 erkek öğrenci ile 403 kız öğrenci okuldan ayrılmak zorunda kalmışlardır.
Aşağıdaki tabloda kabaca 1950-60 yılları arasında Trabzon ortaokullarındaki gelişmeler erilmiştir.. İlk 5 yılda mezun olanların toplam sayısı ikinci 5 yılda 2 kattan fazla olmuştur.
Tablo 1 1950-1960 Yılları Arasında Trabzon Ortaokullarındaki Gelişmeler
Yıllar |
Okul sayısı |
Öğretmen sayısı |
Öğrenci sayısı |
Mezun sayısı |
||||
|
|
|
Erkek |
Kız |
Toplam |
Erkek |
Kız |
Toplam |
1950-1955 |
9 |
244 |
6107 |
1160 |
7267 |
802 |
241 |
1043 |
1955-1960 |
10 |
285 |
10250 |
2212 |
12462 |
1924 |
388 |
2312 |
3. ÇAYKARA ORTAOKULU´NUN KURULUŞU VE İLK YILLAR
19.08.1952 tarihinde dönemin Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri´nin açılışını yaptığı Çaykara Ortaokulu´nun iki şubesi vardır.Çaykara Ortaokulunun açılışını Tevfik İleri´nin yaptığını bilmiyordum.
1953-60 yılları arasında 535 erkek öğrencinin kayıt yaptırdığı, 214´ünün mezun olduğu ve167´sinin ayrıldığı Çaykara Ortaokulu´na ilk defa 1955-56 ders yılında bir kız öğrenci ve 1960 yılına kadar toplam altı kız öğrenci kayıt yaptırmıştır.
Bu okuldan 1960 yılına kadar sadece 4 kız öğrenci diploma almış, 5 öğrenci de ayrılmıştır. Şekil1´de görüldüğü gibi 1960´dan sonra Çaykara Ortaokulunda okuyan kızlar çoğaldı. Şekil 1 1960´dan sonra Çaykara Ortaokulunda okuyan kızlarımız
Çaykara Ortaokulu öğretmen kadrosu yönünden diğer ilçelere göre şanssızdır. 1954-55 öğretim yılında bu okulda sadece iki öğretmen görev yapmıştır. Nitekim Okulun öğretmen eksikliği, TBMM´nin gündemine de gelmiştir.
7 Aralık 1953 tarihli Meclis oturumunda Trabzon CHP Milletvekili Hamdi Orhon, bu konuya dikkat çekmiş ve Çaykara Ortaokulu´nun öğretmen ile diğer eksikliklerinin ne zaman giderileceğine dair yazılı bir soru önerge vermiştir.
1954 yılının Kasım ayında grev olayı ile gündeme gelen bu Okul´ da, Trabzon Valisi ve müfettişler tarafından incelemeler yapılmıştır. Sonuçta öğrencilerin, kasıtlı veya grev amacı ile hareket etmedikleri sadece öğretmen eksikliği nedeni ile böyle bir harekette bulundukları oraya çıkmıştır.
Çaykara Ortaokulu´nda benim de içinde yaşadığım bir faaliyet 1960 yılının Nisan ayında gerçekleşmiş ve NATO´nun kuruluş yıldönümü törenle kutlanmıştı. Ayrıca 1959 yılında şair Cahit Külebi okulumuza gelip sınıflarda birer saat sohbet edip şiir okumuştu. Okulda yabancı dil Fransızcaydı.
Çaykara Ortaokulu´nda 1958 yılında 239 öğrenci eğitim görmüş ve ilk defa üç öğretmen görev yapmıştır. Bu öğretmeler Müdür ve Matematik- Fen dersleri öğretmeni İzzet Şahin, Müdür Yardımcısı ve Türkçe Öğretmeni Hüseyin Serdar ile Tarih ve Sosyal Bilimler dersleri Öğretmeni Mustafa ?. Dır. Fakat bir yıl sonra Mustafa öğretmen okuldan ayrılmış yine öğretmen sayısı 2´ye düşmüştür. Ayrıca 1958-1959 döneminde bir yarıyıl Ahmet Cemal Deniz Çaykara Ortaokulunda Öğretmenlik yapmıştır.
Burada Müdürümüz ve matematik öğretmenimiz İzzet Şahin ve Türkçe öğretmenimiz Hüseyin Serdar hakkında bazı hatıralar aktarılacaktır.
Çok güzel Türkçe konuşan ve güzel ders anlatan Hüseyin Serdar´ı da anmak isterim. Aslen Akçaabat´ın Serdaroğulları´ndandır. Bilindiği gibi, serdar başkomutan ya da bir toplumun en önde gelenidir. Her şubede serdar kelimesinin başkomutan olduğunu açıklayan Hüseyin Serdar bazen latifeler de yapardı. Bir şubede sınav notlarını açıklıyor. O dönemin en yüksek notu 10. Bir öğrencinin adını okuduktan sonra notunu 10 olarak açıklamış.Sınıfta bir sessizlik olmuş. Sınıfın tepkisini gözden geçirdikten sonra ?Sana 10 verecektim ama aradım, sıfırını bulamadım.? demiş.
Aşağıda bazı arkadaşlardan aldığım yazıları sizlere aktarıyorum.
KONU İLE İLGİLİALINAN YAZILAR
4.1 EMEKLİ EĞİTİMCİ ALİ KEMAL ALKAN´DAN (06.02.2016)
?İZZET ŞAHİN´
Bu kişinin manevi huzurunda saygı ile eğilirim. Öyle sıradan bir insandan söz etmiyoruz. İnsanlığın güzel meziyetleri kendinde toplanmış müstesna bir kişilikten bahsediyoruz.
Son derece alçak gönüllü bir insandı. Üç yıl boyunca aynı takım elbise, aynı kravat ve aynı pardösü ile okula gitti - geldi.
Öğretmenlikle yöneticiliği bünyesinde bütünleştirmişti. Hiçbir öğrenciye hakaret ettiğini duymadım. Onun hakareti ?Tüh koca kazık? sözüydü. Çok kızdığı zaman şahadet parmağı ile öğrenciye dokunarak ? tüh koca kazık? derdi. Başka korkutma, dövme gibi insanlık dışı yöntemlerden hiç birine başvurmazdı.
Tatlı sert bir yönetim uygulardı. Yeri geldiğinde şakasını yapar, ama cıvıtmazdı. Daima vakur, ciddi bir tavır takınırdı. Sınav esnasında öğrencinin stresini dağıtmak amacıyla fıkralar anlatırdı. Örneğin, bir defasında arkadaşımızın Katmerli ensesine bakarak şu fıkrayı anlattı.
İki arkadaş yolda yürürken biri önlerinde giden adamı göstererek ?arkadaş şu giden adamın ensesine bir tokat vurursan sana beş lira veririm? deyince, öteki de gidip adamın ensesine tokadı yapıştırmış. Adam bir hışımla dönmüş. Bizimki işin nereye varacağını anlayınca, ?arkadaş, özür dilerim; sende bu ense, arkadaşımda bu para oldukça sen çok daha tokat yersin? yemiş.
Ben İzzet Bey´ den sonra lise ve üniversiteyi okudum. Ama onun gibi bir öğretmene rastlamadım. O bilgileri adeta insanın beynine enjekte ederdi. Matematik yeteneği en zayıf olanlar bile onun dersini anlardı. Sadece Harhışlı Yusuf Barut hariç. 1956- 1957 öğretim yılında biz ortaokula başladığımızda Barut okulda idi. İZZET bey zaman zaman onunla ilgili latif şakalar yapar, ama kişiliğini rencide etmezdi. Örneğin ?Barut sen ME Bakanı olsan, okullardan matematik dersini kaldırırdın? gibi göndermeler yapardı.
İzzet Bey, çok hoşgörülü bir insandı. Biz birinci sınıfta iken kızı ikinci sınıfta idi. Aynı sınıfta okuyan bir arkadaşımızın (isim vermeyeceğim ) müdürün kızına âşık olur ve ona bir aşk mektubu yazar. Nasıl olmuşsa bu mektup kızın babasının eline geçer. İzzet Bey, hiç istifini bozmaz. Hiçbir şey olmamış gibi işine devam eder.
İzzet Bey´in Çaykaralılara özel bir tutkusu vardı. Karabük Demir Çelik Lisesinde okurken Ankara Caddesinde yürüyordum. Birden karşımda İzzet Bey´in gelmekte olduğunu gördüm. Hemen koştum elini öpmek istedim. Öptürmedi. Kendisine ? Hocam bizi unuttunuz? dedim. Birden bire A şubesindeki sınıf arkadaşlarımızın numaralarını ve isimlerini bir çırpıda saydı. Söylediğim sözden mahcup olmuştum.´
(Kabataş - Fotinus)Emekli Eğitimci Ali Kemal ALKAN
4.2 TALİP ÇALIKOĞLU´DAN (20.01.2016)
1960 tarihinde yer alan en önemli olaylardan birisi 1960 yılında yapılan Trabzon Lisesi parasız yatılı (o zamanki leyli meccanen ) sınavlarındaki Sinop ile Artvin arasındaki bütün ortaokullarından sınavı kazanan 8 öğrenciden 4 ünün Çaykara Ortaokulundan olmasıdır. O yıllar, Orta ve Doğu Karadeniz´den kazanan öğrenciler Trabzon Lisesinde okurdu. Batı Karadeniz´den kazanan öğrenciler ise İstanbul Haydarpaşa Lisesine verilirdi.
Sınavı kazananlardan birisi olan ben Talip Çalıkoğlu, aynı yıl Trabzon öğretmen okulunun sınavlarına da girmiş ve kazanmıştım. Öğretmen okulunun sözlü sınavlarına girmem için Berber Mustafa Özer beni yanına çağırdı ve bana Ulus Gazetesini göstererek lise parasız yatılı sınavlarını kazandığımı söyledi. Ulus Gazetesi haberine göre sınavı kazanan 8 kişiden dördünün isimleri belirtilerek (65 Nolu Talip Çalıkoğlu, 17 Nolu Abdurrahim Terzioğlu, 148 Nolu Necati Şeker (Ağıralioğlu) ve 27 Nolu Niyazi Usta) Çaykara Ortaokulu mezunu oldukları ilan edilmişti. Dördümüz de liseyi bitirdikten sonra o yıllarda Türkiye´de moda olan mühendislik mesleğini seçmiştik.
Sınavın kazanılmasında iki öğretmenin çok büyük etkisi olmuştur. Bunlar; üzerimizde çok büyük emeği olan okul müdürümüz ve Matematik- Fen Öğretmeni İzzet Şahin ve Türkçe Öğretmeni Hüseyin Serdar ?dır. Türkçe, Matematik ve Fen dışında hiçbir asli branş öğretmenimiz yoktu. Bazı derslere Çaykarada görevli doktor, askerlik şube başkanı ve ilkokul öğretmenlerinin bir bölümü girerdi.
Ancak 3 yıllık eğitim süresince hiç değişmeyen ve tarifi imkânsız bir özveri ile öğrencilerini yetiştirmeye çalışan bu iki öğretmen, okulun başarısında efsanevi bir yer edinmişlerdi.
Matematik öğretmeni İzzet Şahin aynı zamanda okul müdürü olmasına rağmen müdür odasında oturmaz, dersi boş geçen sınıflara girerek müfredat programının üzerindeki konuları işleyerek bizlere çok fazla şey öğretirdi.
Nitekim Matematik - Geometri derslerinde; üçgen, yamuk, kare, dikdörtgen gibi yüzeysel şekillerin herhangi bir eksenlerinin etrafında 360 derece döndürülmesi halinde oluşacak cisimlerin alanlarının ve hacimlerinin hesaplanmasını örnekler vererek bizlere öğretmiştir.
Gerçekten, Lise Devlet Parasız Yatılı (leyli meccani) sınavında çıkan sorulardan birisi de; bir dik üçgenin dik kenarının ölçüleri verilerek uzun dik kenarın 360 derece döndürülmesi ile oluşan cismin yüzölçümü ve hacminin hesaplanmasıydı. Bu soruya sınava giren diğer öğrencilerin hiç biri cevap veremediği halde, Çaykara Ortaokulundan imtihana giren 4 öğrenci soruyu doğru cevaplandırmış ve sınava giren diğer öğrencileri geride bırakmıştır.
Emekli Bürokrat ( Orman Y. Müh.) Talip ÇALIKOĞLU
4.3 ABDURRAHİM TERZİOĞLU´DAN (20.01.2016)
Ortaokulumuzun müdür ve matematik öğretmeni İzzet Şahin, Türkçe Öğretmeni Hüseyin Serdar´dır. Üç yıl Tarih, Coğrafya, yurttaşlık, resim, müzik gibi derslerin hocası olamadığı için bu derslerin çoğu boş geçmişti.
Lise parasız yatılı imtihandan çıkıp lise bahçesinde, diğer ortaokullardan imtihana giren öğrencilerle sorular üzerine değerlendirme yaparken, Çaykaralılar dışında, gelip imtihana giren öğrenciler ? Sınavda çözümü olmayan bir soru soruldu? dediler. Biz de ?O soru hangisi? diye sorduk. ?Dik üçgen sorusu? dediler. Bizim Çaykara´dan imtihana giren 4 arkadaş o soruyu çözdük. Zor değil, aksine çok kolay bir soru olduğunu belirttik. İmtihandan sonra minibüsle Çaykara´ya döndük. Çaykara giriş köprüsü üzerinde müdürümüz İzzet Şahin bizi bekliyordu. Bizi aldı kahveye götürdü; aç olup olmadığımızı sordu. Bize çay ikram etti ve imtihanda çıkan soruları bize sorarak onları kâğıda yazdı. Biz de kendisine ?Üçgen sorusunu imtihana giren bizim 4 kişi dışındaki öğrenciler cevaplayamadılar? dedik. Çok sevindi; bizi tekrar öptü. ?Siz muhakkak kazanırsınız? dedi. O yıl Çaykara Ortaokulundan 4 kişi parasız yatılı imtihanına girdik ve dördümüz de kazandık.
Yine o yıl Trabzon öğretmen okulu imtihanına Çaykara Ortaokulundan zannedersem 35 kişi girdi ve Çaykara´dan girenlerin tamamı öğretmen okulunu kazandı.
Lise parasız yatılı (leyli meccani) imtihanını kazanan öğrencilerin isimleri açıklanmadan önce öğretmen okuluna değil, liseye kayıt yaptırdım. Bir odalı evi iki arkadaş kiraladık. Daha sonra Ulus Gazetesi imtihanı kazanan öğrencilerin isimlerini ilan etmiş ve müdürümüz İzzet Şahin bana haber vermişti.
İzzet Şahin Trabzon´a her gelişinde Çömlekçi´deki dolmuşların kalktığı Vatan Otelinde bizimle görüşür ve bizlerle iftihar eder ve yanaklarımızdan öperdi. Allah´ın rahmeti gani gani üzerine olsun. Bizim dönemdeki öğrenciler üzerinde büyük emeği vardır. Çaykara İlçesindeki öğrencilere okuma zevki vermiş ve çok emeği geçmiştir. Anlattığı matematik dersini öyle bir anlatırdı ki sanki insanın beynini açıp içine yerleştirirdi. Dersi öğrenmek isteyen her öğrenciye derste konuyu öğretirdi.
Bir seferinde ortaokulda yazılı imtihanda hepsini yapamadım. Bana dedi ki ?Benim 17 Nolu Abdurrahim oğlum, niye yapamadın?. Hocam ?Konuları ve soruları biliyordum ama niye yapamadım ben de anlamadım? dedim. ?Sen çalışmana devam et; başarırsın? dedi.
Ortaokulu bitirince lise parasız yatılı imtihanının yapılacağı tarihi, hatta varlığını bile biz bilmiyorduk; o söyledi. Benim ayrıca askeri liseye gitmemi çok istedi. ?Senden iyi subay olur? dedi. Ben onun bu isteğini yerine getirmedim. Liseye gitmeyi tercih ettim.
Not:
Kardeşim Necati, ortaokulun şimdiki halini bilmiyorum. Orası boş ise, Kaymakamlık veya Milli Eğitim müze olarak orayı düzenlese ve oradan ilkokul ve ortaokuldan mezun olanların fotoğraflarını ve görev yapan branş öğretmenlerinin kısa hayat hikayelerini kapsayacak bir bilgi notu şeklinde binada muhafaza edilse, genç nesillere bizim ve bizden önceki kuşakların özgeçmişleri intikal etmiş olur. Benim aklıma geldiği için söylüyorum. Takdir sizin. Selamlar.
Emekli bürokrat ve işadamı (inşaat Y. Müh.) Abdurrahim TERZİOĞLU
4.4 NECATİ AĞIRALİOĞLU´NDAN (07.02.2016)
Eğridere İlkokulunu 1957 baharında bitirince babaannem benim hafız olmamı istedi. O, evimizdeki tek söz sahibi. O tarihte bir hısımımız Bayburt ? Sancaktepe´de (Keleverek) imamlık yaparmış. Bu maksatla onunla konuşulmuş, program yapılmış, programa göre yazın izine gelince onunla birlikte bulunduğu yere gidecek ve hafızlığa çalışacağım. Bu maksatla ön hazırlık için evde bana tığla beyaz renkli bir takke bile ördüler. Ben de onu giyerek Cami Mahallesinde etrafa hava atıyorum.
Neyse, bahsi geçen imam o yaz izine gelmedi. Okullar açıldı. O sırada babam Trabzon´dan eve haber gönderdi. ?Çocuğu ortaokula kaydedin? diye. Belgelerimi tamamlayıp Hasan Amcamla birlikte Işıklı Mahallesinde bulunan ortaokula gittik. Müdür odasında Müdür İzzet Şahin´le görüştük. Belgelere baktı. ?Bu çocuk 1947 doğumlu. Nasıl olacak? En küçük 1945 doğumlular alınıyor.?
Bir anlık tereddütten sonra Müdür Bey, ?Mademki bu bacaksız ilkokulu bitirdi, ben de onu kaydediyorum? dedi ve beni kaydetti. Veli olarak pek çok öğrencinin velisi olan Hizmetli Muharrem Dündar belirlendi. Zaten okulun üç demirbaş elemanı var. 1. Müdür İzzet Şahin, 2. Müdür Yardımcısı Hüseyin Serdar, 3. Hizmetli Muharrem Dündar (1929-2011). Okul binası başlangıçta 5 sınıfı olan ilkokul olarak yapılmış. Kaydolduğum dönemde birinci sınıfta iki şube, ikinci sınıfta 2 şube ve 3 sınıfta tek şube bu sınıflarda ders görüyordu.
Sonradan öğrendiğime göre nüfusa kaydım, dedemin ölümü sebebiyle ailenin toparlanamamasından dolayı geç yapılmış ve doğum tarihi 1947 yazılmış. İlkokul Öğretmenim Mehmet Akçelik babamın arkadaşı olduğu için ve babam kayıt sırasında askerde bulunduğundan benim kaydımda nüfus kâğıdı aranmamış. Böylece ilkokula kaydım yapılmış. Ancak ilkokuldan mezun olurken nüfus cüzdanı gerekmiş ve 1957 yılında ilk defa bana nüfus cüzdanı çıkartılmıştı.
İzzet Şahin´le ilgili diğer bir hatıramı yazayım. Ortaokul 1-A şubesindeyiz. Sabahları genellikle Matematik dersi var. Dersin hocası Okulumuzun Müdürü İzzet Şahin. Nisan ayında gündüzler iyice uzadı. Bizim mahalleden gelen öğrencilerden bir iki arkadaşla genellikle sabahleyin buluşup okula gidiyoruz. Hiç birimizde saat yok. Eski alışkanlıkla evden güneşe ve ışığa göre çıkıyoruz. Güneşin doğmasından saatin 9´un kadar 4-5 saat zaman var. Bu zaman bolluğundan faydalanarak 4-5 km uzunluğundaki yolumuzun yarısı üzerinde bulunan Fındıklı Mahallesi Camii önündeki düzlükte ceplerimizde taşıdığımız renkli cam misketlerle misket oynuyoruz. Yine böyle bir sabah kravatlı ay yıldız şapkalı kıyafetlerimizle misket oynadık. Fakat oyuna daldık. Çok geç kalmışız, ama farkında değiliz. Rahat adımlarla saat 10´a doğru sınıfa girdim. Derste İzzet Bey her zamanki hali ile üzerinde açık mavi temiz önlüğü ve elinde tebeşiri ile tahtada ders anlatıyor. Rahat adımlarla sırama yürürken, Müdür Bey ?Hayrola feneri nerede söndürdün? dedi. Bu genellikle çok geç kalanlara latife ile takılmak için söylenirdi. Elektriğin olmadığı o dönemlerde insanlar sabah karanlığında fenerle yola çıkar ve gün ağardıktan sonra fenerlerini yolda söndürürlerdi.
Neyse, Müdür Bey sınıfın ortasında yanıma geldi. Beni sınıfın güneye bakan pencerelerinin yanına kadar götürüp güneşi göstererek ?Bak güneş tepeye yükseldi? deyip işaret parmağı ucuyla çeneme vurur gibi bir hareket yaptı. Böylece kırıcı olmadan sınıfın önünde beni ikaz etmiş oldu.
Milliyet Gazetesinde 07.07.1960 tarihli bir başlık: 1600 öğrenci parasız ?yatılı okumak için (dün) imtihana girdi.
1980´li yılların başında, İzzet Şahin İstanbul´a gelmiş, Çaykara ve Dernekpazarı Vakfından adresimi almış ve İTÜ´nü taksimdeki binası olan Taşkışla´da odama gelmişti. Çok şaşırdım. Heyecanlandım. Sohbet arasında bulunduğu okulda müdür olup olmadığını sordum. Yeni çalıştığı yerdeki yozlaşmayı kastederek şaka yollu ?Bu cemaate imam olunmaz? dedi. O sohbette başka bir öğrencisinin de İTÜ´de hoca olduğunu söylemişti. Şimdi o hocayı buldum ve kendisine İzzet Şahin´i sordum. Cevabını aşağıya ekledim.
Necati AĞIRALİOĞLU
4.5 PROF. DR. ATAÇ SOYSAL´DAN (11.02.2016)
Merhaba Necati Bey,
Ben 1947-1948; 1948-1949; 1949-1950 ders yıllarında Kdz Ereğli Ortaokulunda İzzet Şahin Hocanın öğrencisi olmuştum. Galiba oraya bir iki yıl önce tayin olmuştu. O sıralarda 15- 20 kişilik sınıflarda okuyorduk. Okulumuz kalabalık değildi. Son sınıfta 16 kişi olduğumuzu hatırlıyorum. Hocalarımız genç, dinamik, idealist ve bilgili insanlardı.
Okul binamız şu anda müze olarak düzenlenmiş olup, Halil Paşa´nın Köşkü olarak anılırdı.
İzzet Hoca´yı iyi ders anlatan, öğrencileriyle yakından ilgilenen, bizler tarafından sevilip sayılan ve nihayet bize matematiği sevdiren bir hoca olarak hatırlıyorum.
Ben 1937 Kdz Ereğli doğumluyum ve şu anda aile fertlerimin bir kısmı orada yaşamaya devam ediyor. Sık sık gidip geliyorum. Aileden kalma bir evimiz de var orada. Ortaokuldan sonra İstanbul Haydarpaşa Lisesi´nde 1950 -1951 ders yılından başlayarak dört yıl paralı yatılı okudum. İTÜ Makine Fakültesini kazandım ve 1960 yılında Makine Y. Mühendisi olarak mezun oldum.
İsteğiniz üzerine bu konuda zaman içinde bazı araştırmalar yapıp bir takım bilgiler bulabilirim. Şu anda aklıma gelen hususlar böyle, ilerleyen günlerde görüşmek üzere.
İyi günler dilerim, selamlar.
Ataç SOYSAL
4.6 AHMET ÜSTÜNBAŞ (01 Temmuz 2011)
?ALLAH RAHMET EYLESİN !!..
1954 - 1957 Yılları arası Çaykara Ortaokulunda öğrenciydim. Rahmetli olduğunu yeni öğrendiğim Merhum Muharrem DÜNDAR da Okulda hizmetli olarak görevliydi. Allah kendisinden razı olsun. Üç yıl öğrenciliğim süresince kendisi ile hiç bir sürtüşmemiz olmadı. Çok iyi bir insandı. Öğrenciler ondan memnundu. Çok saygılı bir kişiydi. Okul Müdürü İzzet ŞAHİN´ di bizim dönemde. Şu anda aradan yarım asırdan fazla bir zaman geçti. Orada öğretmenlik yapanların ve okuyanların da birçoğu rahmetlik oldu. Zaman su gibi akıp gidiyor.
Rahmetli olan Sayın Muharrem DÜNDAR ağabeye rahmetler diliyorum. Ruhu şad, mekânı cennet olsun diyorum. Tüm aile efradına, tanıyanlarına ve de yakınlarına taziyetlerimi sunuyorum...
Hacı Ahmet ÜSTÜNBAŞ - 408 Evler Mah. Muhtarı - KIRIKHAN - HATAY
SONUÇ
Kader bu güzel insanları, iyi hocaları yolumuza çıkarmış. Beni yolcu ederken her seferinde annemin son sözü ?Melekler yol arkadaşın olsun? olurdu.
Bu yazının devamını yazmak istiyorum. Çünkü bu yazı sadece bir başlangıçtır. Fakat İzzet Şahin´in ve Hüseyin Serdar´ın birer resmini ve hayat hikâyelerini bulamadım. Sadece İzzet Şahin´in 09.08.1960 - 04.10.1960 arasında Çaykara´da Kaymakam vekilliği ve Belediye Başkan vekilliği yaptığını bulabildim. Galiba 1961 yılında Ordu´nun Perşembe İlçesine tayin olmuş. O kadar bulabildim. Bulanlar, bilenler veya yakınları bildirirlerse, memnun olurum. Belki bu yazılar ileride Çaykara tarihi ile bilgili bir kitapta yer alabilir. O bakımdan da önemli. Ayrıca ortaokul yıllarındaki kıyafetlerimiz, okula gidiş gelişlerimiz, ders çalışmalarımız ve okulun durumu bundan sonraki yazıda değerlendirilecektir.
Bizim kültürümüzde ya öğrenici ol, ya öğretici ol veya bu iki grubu destekleyici ol kuralı konarak öğrenmeye ve bilime ne kadar değer verildiği gösterilmiştir.
Bu mükemmel insanları gelecek nesillere örnek olarak tanıtmak topluma bir hizmet, onlara karşı bir vefa borcumuzdur.
KAYNAKLAR
Arslan, Zehra, 2011. Demokrat Parti Döneminde Trabzon´da Eğitim Faaliyetleri, Uluslararası Karadeniz İncelemeleri Dergisi, Sayı: 11, s.107-134, Güz 2011.
Çaykara Gazetesi, 14 Mayıs 2011.