Dün Çaykara İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün düzenlediği ?ana-baba eğitimi? seminerine katıldım. Seminer, her zaman olduğu gibi, daha çok annelerden ya da kadınlardan oluşuyordu. Bu durumun Çaykara´da böyle olması daha doğaldı. Çünkü Çaykara´da genellikle baba çalışır, anne ev hanımlığı yapar.
Uzun zamandan beri Çaykara´daki eğitim, ilde ve ulusal arenada gündemi meşgul ediyor. Çaykara´daki eğitim uygulamaları, Çaykara´yı ulusal sınavlarda öne çıkarıyor. Bu durumun ortaya çıkmasında okulların sürekli açık olmasının çok etkisi olduğu açıktır. Milli Eğitim Müdürü Ahmet Çamurali´ nin dediğine göre, okullar sabah 8, akşam 8 aralığında açık tutulmaktadır. Bugüne kadarki uygulamalarda genellikle ?etüt? ağırlıklı çalışılıyordu. Şu anda Çaykaradaki eğitim çalışmaları, etütle birlikte, kitap okuma, sportif faaliyetler, sinema, tiyatro gibi etkinliklerle desteklenmeye başlamıştır. Dünkü seminer, bu kapsamda yapılması gereken bir etkinlik olarak düşünülmüş ve gerçekleştirilmiştir.
Okul başarısının önemli ayağı olan aile eğitiminin ihmal edilmesi, okulun diğer paydaşlarının da etkisiz duruma gelmesinde etkili olmaktadır. Yani aile eğitiminin eksik kaldığı bir okul başarısı, istenen düzeyde gerçekleştirilemez. Burada önemli olan, okula gelmeyen velinin ayağına eğitimcilerin gidiyor olmasıdır. Velinin okula ilgi göstermemesinden şikâyet etmek yetmez; o zaman sen eğitimci olarak velinin ayağına gitmen gerekir. Öğretmenliğin özveri mesleği olmasının anlamı burada gizlidir.
İşte dünkü seminer; İlçe Milli Eğitim Müdürünün, velilerin ayağına giderek, okul başarısı için nasıl bir aile ortamının olması gerektiğine ilişkin, bir farkındalık yaratma amacı ile gerçekleştirilmiştir. Bu seminere, eğitimci olarak katılmaktan çok keyif aldığımı söylemeliyim. Çünkü seminere katılan veliler, aile eğitimine ilişkin çok arzulu ve bu eğitimde olmaktan memnun görünüyorlardı. Bu da konuşmacı olarak benim motivasyonumu yükseltti. Onların anlayacağı dilden, nasıl daha iyi anne olunur sorusuna cevap aramaya çalıştık. Sorular sorarak, öğrendiklerini pekiştirmeye çalışan veliler, eğitimin sürekli olması gerektiğinin bilincindeydiler. Sıklıkla böyle eğitimlerin yapılmasının, kendilerini daha iyi anne ve eş olmaya götüreceğinin farkında idiler; bu seminerde bu farkındalık daha bir pekişti.
Bu uygulama ile ailelerin çocuklarına sadece ?test çözdürerek? onları mutlu edemeyeceklerinin farkına vardılar. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü de Çaykara´daki eğitimin salt test çözümünden ibaret olmadığının elbette farkındaydı. Ama bugüne kadar bunun gereğini yapamamıştı. Dünkü seminer, bu anlamda yapılması gerekenlerin bir başlangıcıydı. Bu durum, eğitim adına çok sevindirici bir durum olarak değerlendirilmektedir. Bu uygulamanın diğer ilçelere de sirayet edeceğini düşünüyorum.
Keyif aldığım bir seminere katılmış olmaktan mutlu oldum. Çünkü seminere katılan veliler de ?iyi ki, bu seminere katıldık? diyerek seminerden ayrıldılar. Bu tür etkinliklerin, sürekli olması, ama daha değişik eğitimcilerle de desteklenmesinin önemli olduğunu belirterek bitirelim.