Öğretmen Hüseyin Ataman"Çaykara´da Ekmeğin Hikayesini Yazdı"
Ekmek aldığımız fırında bazen fırın sahibi ile ayak üsdtü sohbet ederiz.? Ya abi nasıl oluyor da her seferinde ekmekler sıcak olabiliyor?? Eskiden sabah ekmek çıkarılır,bir daha da ertesi sabah için hazırlık yapılırdı.Fırıncı bir günde en az iki veya üç defa sıcak ekmek çıkardıklarını söylüyor.Vatandaş öyle alışmış ki sabah çıkan ekmeği akşama doğru bayatladı diye almak istemiyor.
Biraz da rekabet ortamının olduğunu söylüyor.Fırında beyaz ekmek,esmer ekmek,çavdar ekmeği,mısır ekmeği?Vs.O gün satılmayan ekmekler bir köşede bekletilir.Ertesi gün ise bazı ailelerin bu ekmekleri yarı fiyatına satın aldığını anlatıyor fırıncı.Yetkililer Türkiye´de ekmek israfının olduğunu söylüyor.Biz de bunu yaşıyoruz ve de görüyoruz.
Yaşananları görünce aklıma 1960´lı yılların sonlarında Çaykara´da Ortaokul yıllarım geldi.Öğlen yemeğinde çeyrek ekmek ve elli kuruşluk helva için Bilal Amca´nın(Kılıçlar) fırınında kuyruğa girerdik.O ekmeğin lezzeti ve de o helvanın tadını hiçbir zaman unutamam.
Bizler ekmek ve de helva bulabilirken bulamayıp öğlen yemek yiyemeyen arkadaşlarımı da bilirim.Sınıfımızdan babası Almanya´da olan Karaçam´lı bir arkadaşımız öğüle yemeğini lokanta´da yerdi ve de biz ona çok önemli birisi olarak bakardık.
Yaya olarak sırtında sepeti onca kilometrelik yol yürüyen annelerimiz Salı günü pazara iner yağını,peynirini satarak ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalışırdı.Biz de annemizin pazardan gelmesini heyecan içerisinde beklerdik.Çünkü getireceği buğday ekmeği(Çaykara Ekmeği) bizim en büyük hediyemizdi.
Çuval un almak çoğu ailenin ekonomik gücünü aşan bir durumdu.3- kg için alınan un ise ekmek için değil de kesme makarna içindi.Kesme makarnanın yapılacağı gün bizleri bir heyecan sarardı.Yoğrulan sınırlı miktardaki hamur ahşap sofra üzerinde açılan yufka ve kuzine soba üzerinde pişirilen yufkalar.Sıra kesmeye gelince iskemle veya pekenin kenarında kesme işi yapılırdı.
Biz çocuklar için en mutlu an ise kesilen yufkanın baş ve sonunda bulunan düzensiz kısmını alabilmekti.Tamamlanan kesim işlemi sonrası peynirli ya da şekerli tercihi ile yemeğe sunulurdu.Bu geleneğin günümüzde ramazan öncesi hazırlıklarda devam etmesi bana o günleri hatırlatır.Hep aynı mutluluğu yaşarım.
Halk arasında Alman Savaşı(2.Dünya Savaşı) denilen dönemde, Ülkede uzun seneler ekmek karne ile verilirdi.Sonraki dönemlerde de ekmek ihtiyacının karşılanması her zaman zopr olmuştur.Ekmek ağırlıklı beslenme.Sofranın olmazsa olmazı.
Halk arasında ?Ekmek Padişah,çorba vezir gerisi kıvır zıvır? söylemi o dönemin sofra kültürünü anlatır.Mısır o dönemin temel ihtiyaç maddesi.Yetiştirilmesi zor ve dee arazi yetersiz.Çoğu zaman yeni mahsül çıkmadan evin mısırı biterdi.çözüm olarak da tam olgunlaşmayan mısırlar tarladan erkenden toplanırdı.Şömine ocağın kenarına dizilir alevlerin dağılması ile kurutulmaya çalışılırdı.Bu arada sis ve dumanın etkisi ile mısırlar siyahlardı.Öğütülünce de esmer mısır ekmekleri ortaya çıkardı.Bazen de paranız olsa bile mısır ekmeğini bulup da alamazdınız.
Zaman içerisinde gelir düzeyi artınca mısırın yerini buğday almaya başladı.Un evlere çuvalla girmeye başladı.Kuzine sobalarda buğday ekmeği yapılmaya başlandı.Üstelik bu ekmekler ?Çaykara Ekmeği? efsanesini de yıkmıştı.
Bu durum çok sürmedi.Tembellik mi diyelim,iş yoğunluğu mu diyelim,gelir düzeyi arttı mı diyelim birden bire köylerde ekmeknyapma işi büyük ölçüde kalktı.Biz de fırınların esiri olduk.
Tatilde köydeyiz.Sabah kalktık kahvaltı için ekmek yetersiz.Çocuğu yolladık.15 Dakika sonra sıcak ekmek sofrada oldu.Yeni nesil için sıcak ekmeğin sofrada olması ya da olabilmesi çok fazla bir anlamı yok.Onlar için hayat bu ve de devam ediyor.
Büyüklerden bazen duyardık.?Bir savaş veya kıtlık olmalı? bunabir anlam veremezdim.Nedenmek istendiğini sonradan anladım.Ama yine de savaş olmasın,kıtlık olmasın.Yeni neslimize yakın tarihimizi anlatalım.Sahip oldukları imkanların bir gün imkansızlığa dönüşme ihtimalinin olabilecerğini öğretelim.
Aksi taktirde bahsettiğimiz ?ekmek? bizi bir gün çarpar diye düşünüyorum.