Tarih: 31.08.2018 11:00

Çaykara´da Lakapların Anlattıkları

Facebook Twitter Linked-in

?Lakaplar? bir toplumun ekinsel değerlerindendir. Diğer taraftan dildeki söz varlığına bakarak bir milletin hangi milletlerle ilişkiler kurduğu, hangi alanlarda ve ne ölçüde o milletleri etkilediği ya da onlardan etkilendiği de anlaşılabilir. Bu arada bir toplum için önem taşıyan ancak değişik nedenlerden dolayı uyutulan ya da uyuşturulan bazı sözcüklerin de bu yol ve yöntemle yaşatıldığını görebiliriz.  

MATAR

Lakap, ilçemizin Ataköy(Şinek) Mahallesi´nde kraliçe ?´Matar´´ gibi özellikler gösteren birine verilmiştir.

Phryg´ler, M.Ö 1200´lerden itibaren boğazları geçerek Anadolu´ya göç eden Thrak kökenli topluluktur. Tartışmasız en büyük tanrıça olan ?Matar?,  Phryglerin gözünde doğanın ve hayvanların egemeni, bereketin ve doğurganlığın simgesiydi. Doğayı tüm canlılığı ve verimliliğiyle simgeleyen evrensel bir nitelik taşımaktaydı.

Bu lakap büyük bir olasılıkla çok hayvana sahip ve onların egemeni konumdaki bir bayana verildiği kanısındayız.

SUDURLİ

Özellikle Buda´nın hayatını ve Budizm´in felsefi dünyasını anlatan Altun Yaruk Sudur adlı 10 kitaptan oluşan eser, Uygur âlimi Beşbalıklı Şingko Şeli Tutung tarafından 11. yüzyılın başlarında Çinceden Uygur Türkçesine çevrilmiş, dönemin önemli eserlerindendir . Sudurli lakabı da dini ve felsefi yapıtlara sahip bir şahşıyet için verilmiş olacağı düşüncesindeyiz.

ŞABUK

?´Şabuk´´ lakabı ilçemiz Ataköy söz varlığında olup, çabukluğu ile diğer insanlardan belirgin bir şekilde ayrılan için verilmiş bir lakaptır.  Kıpçak Türklerinin ?´bışakşı-bıçakçı´´ ve ´bakırşı-bakırcı´´  ?sözcükleri gibi Kıpçak ağzıyla söylenmiş ?´şabuk-çabuk´´ anlamındadır. 

KEŞAF(KEŞŞAF)

Bu sözcük,  Zemahşeri´nin El-Keşşaf adlı tefsirinden gelmektedir. Zemahşerî el-Keşşâf´ında Me?ânî ilminin verilerini gayet etkin ve yetkin bir halde kullanmıştır. Me?ânî ilminin konusu cümle ve cümleye arız(Sonradan ortaya çıkan. Bulaşmış, musallat olmuş) olan hallerdir. Ulucami(Zeno) Mahalle´mizdeki Keşaf(Keşşaf) lakaplı kişi, dini bütün ve Me´ânî ilmi ile uyumlu olduğu için bu lakabı aldığı kuvvetle sanılmaktadır. 

ZiMLA

Bu lakap Sürmene´nin Büyük Zimla köyünden 45 nüfusun topraksızlık ve geçim sıkıntısı yüzünden Erzurum´a bağlı Tercan İlçesine iskân edilişi(1935)  ile ilgilidir. Ulucami(Zeno) Mahallesi´ndeki Terziler(zimlalar), köyde geçim sıkıntısı çeken, arazisi yok denecek kadar az olan bir aile olduğu için Zimla adı ile anılır olmuşlardır kanısının yanında;  Sürmene´nin Büyük Zimla Köyünden Tercan´a iskân edilen ailelerden birinin bu mahallemize yerleştirilmiş olma olasılığı da vardır.   

THOBEKA(SOBEKA) ve KOSARA

?´Thobeka´´( tilki), ?´kosara´´ da tavuk anlamındadır. Tilkinin Yunanca karşılığı ?´?????? (alepu)´´, tavuğun Yunanca karşılığı ise ?´?????????u (kotopulu)´´ ya da ?´ ???? (kota)´´ dır.  İfadeler tamamen yöreseldir. Bölgede konuşulan Rumcanın çoğu sözcükleri Yunanca sözcüklerle aynı olduğu halde bu ve buna benzeyen çok sözcük de bu kuralın dışındadır. Dil bilimciler bunun nedenlerine ve niçinlerine yanıt bulacaklardır kanısındayız.

Kötü Adlandırma, Türk soylu Kazak ve Altay halklarında da yaygın olduğu görülmektedir. Halk arasında verilen adam adlarının anlamsız, hoş ve zarif olmayan duyguları çağrıştırdığını ifade etmektedir. Selçukluların ünlü devlet adamının adı da Saadettin Köpek´tir. Tüm bu kötü adlandırmaların tabuya dayalı, kötülük ruhlarının şahsa zarar vermesini engellemeye dayalı adlandırma eğiliminden kaynaklanmaktadır. Şaman ? Kırım Bölgesinin önde gelen başbuğlarından olan ?´koypak´´(köpek)  de Kıpçak Türk komutalarındandır. Bu tür lakapların bölgemizde beden bulması, benimsenmesi ve de kullanılıyor olması tesadüfi değildir. 

MANÇAR.

Çin Cumhuriyeti´ni oluşturan uluslardan biri olan  ?´Mançarlar´´    adı, Çaykara ilçemizin Taşkıran(Çoroş) Mahallesi´ni oluşturan önemli ailelerden birine lakap olarak verilmiştir. Mançar ailesinin diğer ailelerden daha kısa ve esmer oluşları Çin Cumhuriyetini oluşturan uluslardan ?´Mançarlar´´a benzetildiği kanısındayız. 

ZERDEVA:

Sözlükteki anlamı: Ağaç sansarıdır. Ağırman ailesinden Mehmet adındaki bir dede, avlanması zor olan bu hayvanın beyazını avlayıp derisini yakasına takar. Ağırman ailesinde Mehmet adlılar çok olduğu için, söz konusu Mehmet dededen söz edileceğinde ?´Zerdeva Mehmet´´ Sansar yakalı Mehmet denilirdi. Bugün o dedenin tüm ailesi ?´zerdevalar´´ olarak anılmaktadır.

Burada ?´hayvan kültü´´ nün dinsel ve büyüsel bir ilişkinin varlığını görmekteyiz. Eski Kıpçak Türk inanışlarında hayvanların önemli bir yer tuttuğunu, Kıpçak Türklerinin izlerini taşıyan Çaykara İlçesi ve Taşkıran Mahallesi´ndeki bu olayda da görüyoruz.  

STUPA

Göktürklerden sonra Şamanizm´i terk ederek, Budizm´i devlet dini olarak benimseyen Uygurlar ise (745-840) Hoço ve çevresindeki kalıntılardan anlaşıldığına göre, "Stupa" adı verilen kubbe ile örtülü mezar anıtları yapmışlardır.  ?´stupa´´ sözcüğü Çambaşı ve Yukarı Kumlu Mahallelerinde lakap olarak kullanılmaktadır. Büyük bir olasılıkla bu lakabı taşıyan kişi, atasının mezarının taşını ?´stupa´´ mezarlarına benzetmesinden dolayı bu lakabı almıştır. 

ÇiÇEN

Asırlar boyunca destanları halka gerçek sanatçı ustalığıyla, coşkuyla ulaştıran bu insanların sayesinde sayısız destan günümüze gelebilmiştir. Bu destancılar, Kırgızlarda ?manasçı?, ?ırçı?, ?comokçu? ve ?akın?, Sahalarda ?ooñhosut?, Hakaslarda ?haycı?, Altay ve Şorlarda ?kayçı?, Tuvalarda ?toolçu?, Kazak ve Karakalpaklarda ?cırav?, Özbek ve Türkmenlerde ?bakşı, bahşı?, Başkurtlarda ?sesen?, Tatarlarda ?çiçen?, Tofalarda ?ülegerşi? ve Azerbaycan Türklerinde ?aşıg? (Ergun 1995: 99) olarak adlandırılmıştır. Lakap Yukarı Kumlu Mahallesinde bu özelliği ile dikkati çeken kişiye verilmiştir. Bu kişilik, yörenin ekinsel değerlerinin en önemlilerinden olan ?vaybeni?(Asker uğurlamalarda,  diğer toplu törenlerde karşılıklı türkü söyleme) törenlerinde kendine daha çok yer bulmaktadır. 

CAF

Osmanlı-İran Sınırı 1639´da Kasr-ı Şirin Antlaşması ile çizildikten sonra  ?´Caf´´ adlı aşiretin büyük oranda Türkiye tarafında kalması, yaylalarının ve nüfusun bir kısmının Iran tarafında kalması sınır geçişlerini(ihlallerini) aşiret açısından zorunlu hale getirmiştir. Erzincan-Refahiye ilçesinin Orçul-Gölköy sakinlerinin büyük bir bölümü ?Caf? Aşireti´ndendir.

Mahallede tarlada, çayırda, bağda ve bahçede sürekli sınır ihlali yapan ya da yaptığına inanılan kişiliğe de bu tarihi bilgi göz önüne alınarak ?´Çaf´´ lakabı verildiği kanısındayız. 

HABEKO

1264´teki anlaşmaya göre Gürcistan´ın Anadolu´ya bakan kısımlarında, Ahıska´dan Rize´deki Fırtına vadisine kadar olan kıyı kesimi ile Artvin, Borçka, Şavşat,   , Yusufeli ve Torul Kıpçakların idaresine bırakılacaktı. Gürcüler bu ayrışmadan sonra anılan bölgeyi Atabeyler Yurdu (Saatabego) adıyla anmaya başlayacaktır.

?´saatabego´´ anlamını hatırlatırcasına ?´habeko´´ sözcüğü, Çambaşı Mahallesi´nde, gözden ve gönüllerden uzakta, ona ait yerde yalnız yaşayan biri için söylenen lakaptır. Çambaşı Mahallesi´nde bu söyleme benzer köyden, gönülden ve gözden uzakta yaşayan için ?´habeko´´ lakabı verilmiştir. Buna benzer lakaplarda ?´Pisiko´´, ?´Şişeko´´, ?´franko´´ ?´Ğuzeko´´, Ataköy Mahallemizde   ?´Lülego´´ ,  ?´Cumayogo´´sözcüklere eklenen ?´ko´´ ya da ?´go´´ eki o sözcüğe  ?´Ona ait bir yeri, ona ait durumu, ona ait bir özelliği´´ erkek sıfatı; ?ka? ya da ?ga? eki de kadın sıfatı verir. 

KAYNAKÇA

Ramazan ARAS, Yrd.Doç. Dr., Mardin Artuklu Üniv., Edebiyat Fakültesi, Antropoloji Bölümü, Türkiye´de Sınır ve Sınır Bölgeleri Çalışmaları: Eleştirel Bir Değerlendirme, Ulaşılan Adres: http://mukaddime.artuklu.edu.tr/download/article-file/184152,21.08.2017 

Yrd. Doç. Dr. Caşteğin TURGUNBAYER, TÜRK DÜNYASI DESTANLARINDA ORTAK MOTİFLER ÜZERİNE, Ulaşılan Adres: http://s3.amazonaws.com/academia.edu.documents/32627282/TURK_DUNYASI_DESTANLARINDA_ORTAK_MOTIFLER_UZERINE.pdf?AWSAccessKeyId=AKIAIWOWYYGZ2Y53UL3A&Expires=1,24.03.2017 

Haldun ÖZKAN, Atalürk Üviversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü., ERZİNCAN VE ÇEVRESİNDE ORTA ASYA TÜRK GELENECİNİ SÜRDÜREN BEZEMELİ MEZAR TAŞLARı, Ulaşılan Adres: http://www.turkiyatjournal.com/Makaleler/1084034099_4.pdf,22.03.2017 

TARİH TÜRKLERLE BAŞLAR, Ulaşılan ADRES: https://tarihturklerdebaslar.wordpress.com/2011.12.25/kipcaklar-kumanlar/, 27.08.2017 

Dr. Sıddık KORKMAZ, Selçuk Üniversitesi İlahiyatyat Fakül  ltesi., İbn Sebe Rivayetinin Tarih ve Makalat

Türü Eseriere Yansıması, Dini Araşurmalar, Eylül-Aralık 2007, Cilt: 10, s. 29, ss. 129-144., Ulaşılan Adres: http://s3.amazonaws.com/academia.edu.documents/36068510/Ibn_Sebe_Rivayeti.pdf?AWSAccessKeyId=AKIAIWOWYYGZ2Y53UL3A&Expires=1490384697&Signature=Lk5JKv3ncT78Zia10fd,24.03.2017 

Enes ERDİM, Dr., Fırat Üni. İlahiyat Fakültesi Arap Dili ve Belağatı Okutmanı, ZEMAHŞERδNİN el-KEŞŞÂF´INDA ME?ÂNÎ İLMİNİN YERİ,  Dini Araştırmalar, Ocak - Haziran 2011, Cilt : 14 Sayı : 38 ss. 75 ? 94, Ulaşılan Adres: http://dergipark.ulakbim.gov.tr/da/article/viewFile/5000151767/5000137718 

Ahmet GÜNGÖR, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, MDYO, Mütercim-Tercümanlık Böl. Öğrt. Gö, TABU-ÖRTMECE (EUPHEMİSM) SÖZLER ÜZERİNE,         A.Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi Sayı 29 Erzurum 2006, Prof. Dr. Zeki Başar Özel Sayıs, : Ulaşılan Adres: http://www.turkiyatjournal.com/Makaleler/327.181.868_7.%20TABU%C3%96RTMECE%20(EUPHEM%C4%B0SM)%20S%C3%96ZLER%20%C3%9CZER%C4%B0NE.pdf 

Arş. Grv. Rahşan TAMSÜ POLAT, YENİ BULUNTULAR IŞIĞINDA PHRYG KAYA ALTARLARI VE BİR

TİPOLOJİ ÖNERİSİ, ANADOLU ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ ANADOLU UNIVERSITY JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES Cilt/Vol.:10- Sayı/No: 1 : 203?222 (2010), Ulaşılan Adres: https://earsiv.anadolu.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/11421/276/928616.pdf?sequence=1&isAllowed=y, 06.03.2017 

Muhammed SARI, Aksaray Eşmekaya İ.Ö.O.,Atatürk Dönemi´nin İskân Politikasında İç İskâna Yönelik Çalışmalar (1923-1938), Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi Yıl 7 Sayı 14 (Güz 2011), Ulaşılan Adres: file:///C:/Users/user/Downloads/Cumhuriyetin_Ilk_Yillarinda_Aydinlar_Kur.pdf 

Muhammed DORUK, Yüksek Lisans Öğrencisi, Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yeni Türk Dili Anabilim Dalı. Kayseri, ESKİ UYGURCA ALTUN YARUK SUDUR´DAN ?AÇ BARS? HİKÂYESİ, Ulaşılan Adres: https://s3.amazonaws.com/academia.edu.documents/41054825/gt-17-21-tnt doruk.pdf?AWSAccessKeyId=AKIAIWOWYYGZ2Y53UL3A&Expires=1514626737&Signature=QEJS8 

Prof. Dr. İbrahim TELLİOĞLU,  On dokuz Mayıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, SAMSUN., DOĞU KARADENİZ KIPÇAKLARI, Karadeniz Araştırmaları ? Kış 2015 ? Sayı 48 ? s.59-78 , Ulaşılan Adres: http://www.karam.org.tr/Makaleler/1774829361_05-%C4%B0brahim%20TELL%C4%B0O%C4%9ELU.pdf

www.caykaragundem.com




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —