Çaykaralı hemşehrimiz Gazeteci İsmail Aydın’ın kaleme aldığı,” Çaykaranın Taşına Bak. Güzellikleri Yük Oldu” adlı makaleyi yayınlıyoruz.
Yük olur Çaykara'nın güzellikleri Çaykara kadınının sırtında. Bırakın kepçe ile yol açmayı, kazmayı bile esirgeyenler şimdilerde iş makinaları, kepçeler ve bombalarla Çaykara’mızdalar.
Bir yapılanma için değil, bir yıkım için ordalar. İtilmişliğin, kalkışmışlığın acılarını iliklerine kadar yaşayan yöre halkı şimdilerde sabahları ezan sesi yerine bomba sesleriyle uyanır oldular.
Kaderi çile ile pekişen halkımızın kışları kuru odun toplamaya gittiği kadavollar diye adlandırdığı dik yamaç ve büyük geçit vermez vadisinden yeşilliğini bozmadan kışlık odunun temin ettiği Kadavollar.
(Anoso) Çambaşı Mahallesinin tam altında yemyeşil bir vadi yamacı idi Anısolu kalkar kalkmaz ilk gördüğü manzara idi kadavollar.
Uzungöl yolu yapılmış eteklerine Solaklı deresinin yalayarak geçtiği bu etekler su buharıyla örtüşür ve yeşilliğini muhafaza ederdi.
Sözde medeniyet yol ve iletişimle örtüşür derlerdi. Önce HES’ler ile başladı yıkımlar, yetmedi? Orman ve doğasıyla ünlü kadavolların böğründen taş koparmak adına tam HES tünelinin karşısında patlatılan bombalar.
Civar köylerin tamamı tedirgin yıllardır her türlü ikaz ve ihtarına rağmen "sen kim oluyorsun" dercesine bildiğini okuyan yıkımca ve yandaşları yıllardır oradan koparılamıyor.
Başvurulmayan yasal yolların kalmadığı bu katliamın durdurulması talepleri hiç kale alınmadan yıkımlarına devam ediliyor.
Taş ocağının etrafında Mahallelerde yaşayanlar daha ne kadar tedirgin bir şekilde oturmaya devam edecek? Taş ocağında gerçekleştirilen patlamalar sebebiyle evlerin sallanmasıyla korku içinde yaşayan mahalle sakinlerinin her gün korku içinde olmaları kimin umurunda!
Devletine son derece bağlı, yasalara saygıda kusur etmeyen yöre insanımızın sabrı taşmak üzeredir. Onları yok sayanların gaflet içinde olduklarını buradan haykırmak istiyorum.