Öğretmenler Parla Nur Işıl ve Hatice Altun Organizatörlüğünde Dernekpazarı İlkokulunda Anne-Baba Benimle Oynar Mısın Etkinliği Gerçekleştirildi.
DERNEKPAZARINDA ALKIŞLIK BİR ETKİNLİK
Dernekpazarı Atatürk İlkokulu Sınıf Öğretmenleri Parla Nur Işıl ile Hatice Altun gerçekleştirdikleri örnek bir proje etkinliği ile bir çok öğretmen arkadaşımızın senelerdir üzerinde emek verdiği çok önemli bir konuda veliler ile birlikte hareket ederek örnek bir etkinlik gerçekleştirdiler.
Projemizin ismi ?Anne-Baba benimle oynar mısın??.Projemizin ismi çok etkileyici.Proje Koordinatörümüz Parla Nur Işıl´a kulak verelim şimdi de.Hocam dedi bana.Hatice ile birlikte günlerce düşündük ve kafa yorduk.Velilerimizin çocuklarımızın dünyalarını paylaşabilmeleri için neler yapabiliriz diye.Ve de en sonunda şuna karar verdik diyor Parla Öğretmenimiz:
Velilerimiz çocuklarımızın oyun dünyasını paylaşsınlar.Çocuklarımızın oyun dünyasının ne kadar keyifli olduğunu hissetsinler.Bu şekilde bundan sonra velilerimiz çocuklarımızın dünyasını aktif olarak paylaşmış olurlar.
Ve de proje ekibimiz oyunlarını hazırladı ve de 24 Mart 2017 Cuma günü velilerimizi çocukları ile birlikte oyun oynamak üzere okula davet etti öğretmenlerimiz.
Etkinliğe Dernekpazarı İlçe Mili Eğitim Müdürü Cevdet Hacıbektaşoğlu,Dernekpazarı Atatürk İlkokulu Müdürü Ali Sait Abdioğlu öğretmen ve de öğrenciler katıldılar.?Anne Baba Benimle Oynar mısın?? adlı projemizin amacı; veli, öğrenci, öğretmen ilişkisini kuvvetlendirmek, öğrencilerin okulda anne ve babalarıyla güzel vakit geçirmesini sağlamaktır. Bu amaçla, tüm velilerimizi okula davet ettik. Kız öğrenciler anneleriyle, erkek öğrenciler ise babalarıyla oyunlar oynadılar. Her sınıf şubeleri kendi aralarında üç oyun oynadı. Bu 3 oyunun birincileri final oyunu oynadılar. Birinciler ödüllendirildi.
OYNANAN OYUNLAR:
Baba-Erkek Oyunları
Not: Üç oyun oynandıktan sonra bu üç oyunun birincileri final oyununu oynayacaklar. Finalin kazananı ödüllendirilecektir. Bu oyunların içerisindeki ?balon oyunu? final oyunudur.
Anne-Kız Oyunlar
4. Süngerle su taşıma:
Not: Üç oyun oynandıktan sonra bu üç oyunun birincileri final oyununu oynadılar. Finalin kazananı ödüllendirilendirildi. Bu oyunların içerisindeki ?süngerle su taşıma oyunu? final oyunudur.
Etkinliğin sonunda kermes yapılmıştır. Kermeste toplanan para, mayıs ayında yapılacak olan etkinlikte kullanılacak.
Proje sahibi: Parla Nur IŞIL, Hatice ALTUN
OYUN ÇOCUĞUN DÜNYASIDIR
Pek çok ebeveyn ya da pek çok yetişkin insana şöyle bir soru sorsak ya da kamuoyunda şöyle bir araştırma yapsak acaba nasıl bir sonuç elde ederiz?Araştırmamızın adı Oyunun çocuğun dünyasındaki yerini biliyor muyuz olsun.Ve de bu soruyu bizler ebeveynler olarak önce birbirimize soralım sonra da çevremizdeki dostlarımız ile,arkadaşlarımız ile paylaşalım.
Bu soruya bir çok ebeveynin dudak büktüğünü ya da bu soruyu gereksiz bir soru olarak algıladığını sanki görür gibiyim.Oyun oynamanın çocuğun yaşantısındaki yerini ve önemini bilen,bunun farkında olan ebeveynleri bu değerlendirmenin dışında bırakarak yazımıza devam edelim.
Evet oyun çocuğumuzun dünyasıdır.Çocuğumuz hayattaki her şeyi oyun oynayarak öğrenir.Bu öğrenme henüz küçükken emekleme döneminde başlar ve de çocuğumuz yetişkin bir insan olana kadar da bu süreç devam eder.
Çocuk Eğitimine duyarlı anne baba ile duyarsız anne baba bu evrede kendini göstermeye başlar.Çocuk Eğitiminde duyarlı olan anne baba çocuğa kazandıracağı bütün davranışları oyunlaştırarak çocuğa kazandırmaya çalışır.Ve de çocuğumuz bir yandan oyun oynayarak en doğal gereksinimini karşılar,diğer taraftan ise kendisine bir ömür boyu gerekli olan bilgi ve tecrübelere sahip olur.
Bardağın bir de diğer tarafına bakalım isterseniz.Çocuğun dünyasında oyunun gereksiz olduğunu düşünen anne babalar çocuğa kazandırmaya çalıştıkları davranışları ya baskı zoru ile zorla kazandırmaya çalışmakta ya da umursamamaktadır.Her iki durumda da çocuğumuz kazanması gereken davranışları kazanamamakta ve de bu kazanamadığı davranışlar ileride yetişkin bir insan olduğunda çocuğumuzu zor durumda bırakmaktadır.
Bir örnek vermeye çalışalım bu duruma.William Stikel Almanya?da bir eğitim uzmanıdır.Ailelere çocuk eğitimi konusunda seminerler vermektedir.Günün birinde bir anne baba 14 yaşlarındaki kız çocukları ile birlikte William Stikel?ın yanına gelirler.Anne başlar sızlanmaya.bu kızım der.Odasını toplamıyor.Ev İşlerinde bana yardım yapmıyor.Mutfağa sokamıyorum? gibilerinden şikayetlerde bulunur.Bunun üzerine William Stikel anneye şu soruyu sorar.
Kızımız 2-3 yaşlarında iken ev işlerinde sana yardım yapmak istemiştir.Örneğin elini bulaşık yıkarken ya da çamaşır yıkarken seleye sokmak istemiştir.Sen evi süpürürken o da evi süpürmek istemiştir.Bu durumda sen neler yaptın?
Anne pişkinlikle cevap verir:-Canım der.3 yaşındaki çocuk bu işlerden ne anlar.Elimin tersi ile ittim.
Bunun üzerine William Stikel gülerek cevap verir.Hanımefendi der.Siz Treni o zaman kaçırdınız.Çocuğunuz bu davranışları 3 yaşında iken oyun oynayarak kazanacaktı.Ama siz çocuğunuzun kazanacağı davranışları elinizin tersi ile itmiş oldunuz.
Biraz da okul yıllarına bakalım isterseniz.Okul yıllarının her kademesinde benim sevgili öğretmen arkadaşlarım çocuklarımıza kazandıracakları bütün davranışları çocuğun oyun dünyasından hareket ederek ve de konuları oyunlaştırarak yavrularımıza kazandırmaya çalışmaktadırlar.
BİR 23 NİSAN YAZISI
Geçtiğimiz Yıl 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında Yazdığım Çocuğumuz ile Zihinsel olarak birlikte olmak isimli yazımızı paylaşmak isterim sizlerle.
Bizler şimdiye kadar bardağın hep veli tarafından bakmaya çalıştık bardağımıza.Yani Yetişkin olarak çocuğumuza ne verebileceğimizi konuştuk hep.Bu gün ise kendimizi biraz da çocuklarımızın yerine koymaya ve hayatımızın en önemli varlıkları olan yavrularımızın hislerine tercüman olmaya çalışacağız Sevgili Çaykara Gündem Dostları
İşe Çocuğumuzun dünyasını keşfetmek ile başlamak lazım aslında.Yetişkinler olarak hayatınızda neler var diye sorsam her halde 3-5 cümlede bitiririz öyle değil mi Sevgili Dostlar.Ailemiz var deriz,işimiz var deriz,arkadaşlarımız var deriz belki de bir çoğumuz dördüncü kelimeyi bulmakta zorlanırız.
Oysa çocuklarımızın hayal dünyası hiç birimizin hayal edemeyeceği kadar büyük ve geniş.Geçen gün bir yazımda yazmıştım.Tekrar etmekte fayda var.3 Yaşındaki bir çocuğumuzun beyni bir profesörün beyninden 5-6 kat daha hızlı çalıştığından söz etmiştik.Neler yok ki beyninde ve de hayal dünyasında çocuğumuzun.An gelir uçak pilotu olur çocuğumuz.Şimdiye kadar hiç kimsenin binmediği 300 kişilik bir uçak ile bizleri dünya turuna çıkarır hayal dünyasında.An gelir dünyanın en mükemmel doktoru olur çocuğumuz.Hastalarına sadece şifa değil aynı zamanda sevgi,şefkat ve de merhamet dağıtır minik yavrumuz.
An gelir Dünyanın en önemli bilim adamlarından biri olur çocuğumuz.Şimdiye kadar hiç kimsenin bulamadığı,şimdiye kadar hiç kimsenin icat edemediği bir buluş tasarlar kafasında Thomas Alva Edison gibi, Louis Pasteur gibi,İsaac Newton gibi ve Matematikçi Bilim Adamımız Cahit Arf Gibi. Ve de tüm bunları yaparken onun sizden tek bir isteği vardır Sevgili Anne Babalar.Onun o kocaman sihirli ve de gizemli dünyasını paylaşmanızı beklemektedir sadece.
Okulda öğretmen ondan bir şeyler beklemektedir,çevrede tanıdığı herkes ondan bir şeyler beklemektedir,evde ise Ebeveyn olarak bizler ondan bir şeyler beklemekteyiz.Peki ama acaba hep bizim mi beklentilerimiz var çocuğumuzdan.Çocuğumuzun bizlerden hiç bir beklentisi yok mu acaba.
Oyun Çocuğun Dünyasıdır Sevgili Çaykara Gündem Dostları.Ve de Çocuğumuz hayatta kazandığı tüm olumlu ve güzel davranışlarını oyun ile kazandığı gibi hayatta kazanamadığı ve de olumsuz davranış haline gelen bir çok davranış da yine oyun eksikliğindendir.
Çocuğumuzun en önemli ihtiyaçlarından bir tanesi anne baba ile zihinsel anlamda birlikte olabilmektir.Çocuğumuz zihnindeki her şeyi paylaşır bizimle.Yeter ki Anne baba olarak frekanslarımızı çocuğumuzun frekansı ile birleştirelim.Yani Çocuklarımızın hayatı anne baba ile aktif olarak yaşayarak öğrenmeye ve de tanımaya ihtiyaçları vardır Sevgili Çaykara Gündem Dostları.Anne babadan ayrı sadece Fiziksel olarak hayatı tanımaya ise asla ve asla ihtiyacı yoktur.
Anne baba olarak çocuklarımız ile zihinsel olarak birlikte olabiliyor ve onların o kocaman dünyasını keşfedebiliyormuyuz.Çocuklarımızın özellikle de bu gün bu soruyu sorduğunu çok iyi biliyorum.Ey Anne Baba....Benim dünyamı ne kadar paylaşıyorsun.Benim hayallerimi,umutlarımı,sevinçlerimi,mutluluklarımı ya da acılarımı ne kadar paylaşıyorsun?
O halde haydi bakalım Sevgili Çaykara Gündem Dostları.Her gün yeni bir başlangıçtır.Bu gün Çocuklarımızın Bayramı.Ve de bizler Anne Baba olarak onlara ikinci bir bayram daha yaşatalım.Onlarla birlikte koşalım,eğlenelim,şarkılar,türküler söyleyelim.Oyunlar oynayalım hepimizin yıllardır içimizde beslediğimiz ve de özlemle oynamak istediğimiz oyunlar oynayalım çocuklarımız ile.Ve de bunu bundan sonra bu davranışlarımızı yaşam şekli haline getirelim.
O zaman göreceksiniz ki 24 Nisan Sabahı Çocuğumuz apayrı bir coşku ile uyanacak.Hayata ve de bizlere daha farklı sarılacak.Yaşamına renk ve neşe gelecek çocuğumuzun.Ve de bizler ebeveyn olarak topluma mükemmel bir insan yetiştirmenin mutluluğu ve de huzuru içerisinde yaşamımızı sürdürmüş oluruz.
Evet?Öğretmen Arkadaşlarımız Sevgili Parla Nur Işıl ve Sevgili Hatice Altun bizlere çocuğumuzun oyun dünyasını paylaşmanın ve de çocuğumuz ile pasif olarak değil aktif olarak ve de onun zihinsel dünyasını paylaşarak birlikte olmamızın ne kadar önemli olduğunu bir defa daha göstermiş oldular.Ben bu anlamda Parla ve Hatice Öğretmenlerimize onlardan çok yaşlı bir öğretmen ağabeyleri olarak teşekkür ediyor ve de bu örnek ve de güzel uygulamanın tüm velilerimize iyi bir kılavuz olmasını temenni ediyoruz.