Çaykara´nın efsane insanlarından. Unutulmayan insan. Bir zamanların Çaykara-Of ve Trabzon´un doktoru konumunda Rahmetli Sıhhiye Hüseyin Aydın Amca´nın hayat hikâyesini Trabzon Büyükşehir Belediyesinde İç denetçi olarak çalışan Osman Abanoz´un kaleminden tarihsel akışı içinde okuyacaksınız. 1960 yıllarında başlayıp, 2000 bin yılına kadar ulaşımın zor olduğu o yıllarda köy köy gezip hastalarına Doktor gibi bakan ve 2011 yılında 87 yaşında aramızdan ayrılmasına rağmen günümüzün unutulmayan insanlarından olan rahmetli Hüseyin Aydın amcanın geride bıraktığı izler hala hafızalarda yerini korumaktadır.BİR DÖNEMİN SIHHIYE AMCASI HÜSEYİN AYDIN
Çaykara -Arpaözü (ipsil) köyünden Molla Mustafa oğlu Hüseyin Aydın amca vardı. Askerliğini SIHHİYE olarak yapmıştı. Askerden geldikten sonra kısa süre önce vefat eden Dr.İbrahim Ustaömeroğlu beyin yanında hasta tedavi yöntemlerini, pansuman işini bakarak daha iyi öğrendi ve kendini geliştirdi. Dr. İbrahim bey Trabzon da küçük Dr. İbrahim bey olarak tanınırdı. Kendisi ile Trabzon Sosyal Yardımlaşma Vakfı Heyetinde birlikte görev yapmıştım. Hüseyin amcadan bahsederken cesareti ve el becerisine hayrandım derdi. İlaçları renginden tanıdığını ve içindeki etken maddeleri bizden duydukları ile bizden daha iyi anlatır ve hastaları inandırırdı derdi.LOKMAN HEKİM GİBİYDİ HÜSEYİN AMCA.
Çaykara ve hatta Of ilçesinin bazı köylerinde hastalanan insanlar önce Çömlekçi de sahil yolu üzerindeki onun evine gelirlerdi. Orası birinci basamak sağlık merkezi gibiydi. Fonksiyonu itibariyle bugünkü AİLE HEKİMİ fonksiyonundan daha ileri bir hizmeti verirdi. Gelen hastaları hastalığının durumuna göre Numune hastanesine veya o zamanki adıyla Sosyal Sigortalar Hastanesine götürür muayenelerini yaptırırdı. Hastanede doktorlar ona ayrı bir ilgi gösterirdi. Görenler onu karizması ile beden dili ile giyimiyle doktorların ÜSTADI zannederdi. Mesleğinde kıdemli ve zirvede olanlara üstat denirdi onun için. Pansumanı gereken hastaları hastaların evine giderek pansuman eder iğnesi varsa iğnesini vururdu Adeta EVDE BAKIM hizmeti verirdi.SIHHIYE HÜSEYİN AMCA
Çömlekçi civarı ve Çaykara´nın birçok köyünde sünnet çağına gelen çocukları genellikle o sünnet ederdi. Elindeki çantasında her zaman sünnet malzemesi, ağrı kesici iğne, çeşitli kremler ve kesik bir yeri dikebilecek ameliyat ipliği ve malzemesi de bulunurdu. O çoğu zaman yaptığı operasyonlarda anestezi ?çiye bile ihtiyaç duymazdı. Özellikle yaz döneminde elindeki çantası ile Akköse (Zeno) dan başlar, Eğridere oradan Çayırıba, Arpaözü ve Demirkapı köyüne uğrar, sünnet olacak çocukları o sünnet ederdi. 1960´dan sonra 1990´lı yıllara kadar yukarda saydığım ve çevredeki köylerdeki çocukların çoğunluğunun sünnetini o yapmıştır.ÇÖMLEKÇİ´DE İĞNECİ HÜSEYİN
Doktorların yazdığı iğneleri hastaların evine gider o vururdu. Çoğu zaman elinde iğnesi ile gelen bayan veya erkek hastalar Hüseyin amcanın Çömlekçideki evinde iğnelerini vurdururlardı. Dr. Dursun Hanedan, Dr.Osman Akıntürk, Dr. Mustafa Saltıklaroğlu, Dr. Hasan Basri Bilgi, Dr. İrhan Kazancı ismini duyduğumuz ve onun hasta götürdüğü doktorlardan bazıları idi. EŞİ ŞİŞE TEYZE
Eşine bu kadar yardımcı olabilen gördüğüm ender bayanlardan biridir Şişe teyze. Gelen insanların dertleri ile dertlenirdi. Güler yüzü ve ilgisi ile gelen hastaların acılarını hafifletir, sabahın ilk ışıklarında açılan kapısı gece 24´lere kadar açık kalırdı. Uzaktan gelen insanlara acır ve pişirdiği yemekleri onlarla paylaşır ve çok kez gecede evinde misafir ederdi. O ev çoğu kez REVİR gibi idi. Osmanlı zamanında olan DARÜLŞİFA yani şifahane gibiydi. Ailenin kızları ve oğlu Aydın ve daha sonra Nazım´da bu hizmetin en büyük destekçisi olmuşlardır. Bugün Belediyelerin ve Sosyal Hizmetler Müdürlüklerinin verdiği hizmeti o gün o aile vermiş adeta Sosyal Güvenlik Kurumu fonksiyonunu üstlenmişlerdi. Şimdi 80 yaşını geçen ve Trabzon Yenicuma mahallesindeki evinde oturan Şişe teyzemize geçen hafta uğrayıp helallik aldım. Hayatta iken ve ayakta iken birçok Çaykara Demirkapı´lı, Arpaözü´lü, geçmişte Çömlekçi ve civarında oturup da o ailenin yardımını görenlerin onlardan helallik almasını tavsiye ederim.Umarım dedeleri onlara İDÖL olur. Onlarda zaman içinde dedelerinin verdiği toplumsal faydayı dedelerinden daha ileri seviyede ulaştırırlar. Geçen gün Arpaözü Mahallesindeki bir arkadaşımız konuşmasının bir yerinde gururla Arpaözü´ den 19 doktor var dedi. Bende kendisine hepsinin toplam hizmet yansıması bir Sıhhiye Hüseyin amca yapar mı deyince, mahcup bir ifade ile YAPMAZ dedi. Şimdilik algısı maalesef böyle. Elbette onlarda çalıştıkları yerlerde güzel hizmetler veriyorlardır. Ama yine de Hüseyin amcanın verdiği hizmetler unutulamıyor. Onu insanlar Halk Doktoru Hüseyin olarak tanırdı. Öyle bir intiba oluşmuştu. Ömrünü insanların ağrılarını dindirmeye adamış biri oldu. Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman´ın dediği gibi; "HALK İÇİNDE MUTEBER BİR NESNE YOK DEVLET GİBİ, OLMAYA DEVLET CİHANDA BİR NEFES GİBİ? Yani halk için büyük devlet adamı olmak (vali.başkan.müsteşar vb) önemli gibi görünse de hepsinden önemli bir nefes sıhhattir. Şimdi Eczacı olan oğlum Emre küçükken düşerek başını yarmıştı. Babaannesi hemen Hüseyin amcaya götürdü. Biz gelene kadar başına canlı canlı üç dikiş atmıştı. Başka doktora gitmeden iyi oldu. Başında İz bile kalmadı. Yine köyde annemin aşırı karın ağrısı ve baş ağrısı olmuştu. Küçüktüm. Komşunun arabası ile Arpaözü´ne giderek Hüseyin amcayı alıp geldik Ağrı kesici iğne yaptı. Sancı ve ağrı kesildi. Unutulur mu bu iyilikler. Bize yaptıklarının onlarca mislini diğer komşularımıza da yapmıştır. Gözleri görmeyen rahmetli Osman Alkan amca vardı. Oturduğu yerde şöyle derdi "
ARI YEMEZ, ARI YEMEZ BALINDAN.
GÖZÜ GÖREN NE ANLAR,
GÖRMEYENİN HALINDAN.
Bu anlattıklarımı yaşamamış olanlar bilmezler elbette bu yaşanmış hikâyeleri.
ÇÖMLEKÇİDEKİ EVİ
Çömlekçideki evi sahil yolu üzerinde idi. Giriş kapısı 3´nolu Çömlekçi sokak olup kentsel dönüşüm dolayısı ile yıkılıp yok olmak üzeredir. Yeniden yapılacak olan bu sokağa Hüseyin Aydın ismini verdirmek hepimize düşen görevdir. BOSTANCI MEZARLIĞINA DEFNEDİLDİ
2011 yılında bir süre hasta yattıktan sonra 87 yaşında Allah´ın rahmetine kavuştu. Doğup büyüdüğü yer olan Çaykara ?Arpaözü köyüne değil de Trabzon BOSTANCI AİLE MEZARLIĞINA defnedildi. Orada hayatta iken komşuları ve arkadaşları olan Yusuf Çakır, Selim Turan, İsmet Naz ve abileri, Hamza Öztürk, Zait Öztürk, Durali Öztürk, H.Hasan Yazıcı ve ismini hatırlayamadığım çok sayıda Arpaözü´lü ile aynı mezarlıkta yatıyor. Bu yazıyı yazan ne bir gazeteci ne bir yazar. ne de Edebiyatçı. Geçen hafta yazdığım Yaşar (AGA YAŞAR) Şahin ve SARI BMC başlıklı yazı değerli arkadaşımız Çaykara Gündem gazetesi sahibi Kemal Çuman beyin sitesinde 11.500 den fazla okununca üzerimizde çok emeği olan rahmetli Hüseyin amca içinde birkaç kelam yazıp tarihe bir not düşmek istedim. Atalarımız der ki; "TARLADA İZİ OLMAYANIN, HARMANDA SÖYLEYECEK SÖZÜ OLMAZ " Hüseyin amcanın hayatta iken birçok yerde çok izleri oldu. Onlar geriye ev, araba servet bırakmadılar ama Necip Fazıl Kısakürek´in dediği gibi;"SON GÜN OLMASIN DOSTUM, ÇELENGİM, TOP ARABAM. ALIP GÖTÜRSÜN TAM 4 İNANMIŞ ADAM." Vefa yalnızca İstanbul´da bir semtin adı değildir. Vefa bazen bir Fatiha bazen küçük bir yazı, bazen de rahmetle anılmak ve hatırlanmaktır. Hüseyin amca Halim amcamın bacanağı idi. Amcam vefat edince eşi Şişe teyze ile baldızı olan Binnaz yengeme çok gelirdi. İçerdi. Kahve içiş kültürü bir başkaydı. Ölenle ölünmüyor ama ölenler çok özleniyor. Büyükler ölüp gidiyor ama onlarsız yaşamak bize zor geliyor Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun. Yaptığı o iyilikler öbür dünyada karşısına mükâfat olarak çıksın inşallah.Helal olsun sana. İlkokul bile dışardan bitirerek 80 yıllık ömrünü DOKTOR unvanı ile sürdürdün güzel insan.
BİR MEZAR TAŞIDIR İNSANDAN YARINA KALAN.
ONUDA BAŞKASI YAPAR GERİSİ HEP YALAN.
KÖTÜLÜK DEĞİL, İYİLİKTİR HEP İNSANA KALAN..Bu yazı içindeki resimlere bakınca da kimler geldi kimler geçti demeden edemiyor insan.
NERDE BU İNSANLAR HEPSİ AYRI YERDE,
ÇAREYİ ARAR İNSANLARIMIZ GENELDE,
YIKILASI, KAHROLASI GURBET ELLERDE,
KİMİ OLMUŞ BABA, KİMİ OLMUŞ DEDE,
ÖMÜRLERİ GEÇMİŞ. ÇİLELERLE, DERTLE,
YOK, OLMUŞLAR BİNBİR HAYALLERLE,
YIKILASI, KAHROLASI, GERBET ELLERDE.
Haber: Çaykara Gündem Gazetesi