Çaykara´lı Eğitimciler Sarıkamış´ta.Vatanımızı kanları ve canları pahasına korumak için 15-22 Aralık 1914 tarihinde Sarıkamış´ta Donarak Şehit olan 90 000 Mehmetciğimizi anmak üzere Çaykara İlçemizden bir grup Öğretmen Sarıkamış´a gitti.
Organizasyona İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Çamurali, İlçe Milli eğitim Şube Müdürü Ebubekir Çelik, Çaykara Halk Eğitim Merkezi Müdürü Numan Tuncer, Çaykara Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısı Mustafa Çelik İle Çaykara´da Görev yapan öğretmenler katıldılar. Öğretmenlerimiz atalarımızın Şehit edildikleri topraklarda aynı havayı solumak ve de aynı şartlarda o ortamda bulunabilmek amacı ile sırt çantaları ve uyku tulumları ile birlikte Sarıkamış´a gittiler.Atalarımızın Şehit Edildikleri topraklarda uyku tulumları ile bir gece konaklayan öğretmenlerimiz bizlere aslında şu dersi vermiş oldular.
Öğretmenlik sadece sınıfta ders anlatmak değildir.Öğretmen her yönü ile topluma örnek olan insandır
10 ÖĞRETMEN ALLAHUEKBER DAĞLARINDA
Gerçekleştirilen Organizasyon çerçevesinde Çaykara İlçemizden 10 Öğretmen Allahuekber Dağlarında Çadır kurdular.5 Ocak 2019 Günü Allahu Ekber Dağlarında çadırlarını kuran öğretmenlerimiz geceyi burada geçirdikten sonra 6 Ocak tarihinde yeniden tırmanma etkinliğine katılacak.
Allahuekber Dağlarında Kar yığınının içerisinde çadırlarını kuran öğretmenlerimiz bir yandan kitaplarını okuyarak bir yandan ise çaylarını yudumlayarak muhteşem bir sohbet eşliğinde Sarıkamış´ı yaşamaya ve yaşatmaya çalışıyorlar.
5 ÖĞRETMENİMİZ SARIKAMIŞ´TA
Ayrıca Organizasyon çerçevesinde Çaykara İlçemizden 5 öğretmenimiz de Sarıkamış İlçesinde gerçekleştirilen yürüyüş etkinliğine katıldılar
ÇAMURALİ-ECDADIMIZI RAHMET VE MİNNET İLE ANIYORUZ
Cennet Vatanımızın sayısız kahramanlık destanı ve tarihe örnek olacak binlerce kahramanlık öyküsü ile bizlere emanet edildiğini anımsatan Çaykara İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Çamurali bu öykülerden bir tanesinin de Sarıkamış´ta yaşandığını ve 90 000 vatan evladımızın vatanımızı ve milletimizi korumaya çalışırken şahadet mertebesine ulaştıklarını anımsattı.Çaykara´lı Eğitimciler olarak Ecdadımızın Şehit oldukları bu topraklarda onların yaşadıkları ortamı yaşamak ve onların soludukları havayı solumak üzere Allahuekber Dağlarında bulunduklarını anımsatan İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Çamurali Tarihini bilmeyen ve Ecdadını tanımayan bir toplumun yok olmaya mahküm olduğunu Millet olarak Ecdadımızın Kahramanlık Destanlarını tarih boyunca yaşatmak zorunda olduğumuzu sözlerine ekledi.
Sarıkamış´ta Şehit olan binlerce Kahraman Vatan Evlatlarımızın içerisinde Çaykara´lı kardeşlerimizin de bulunduğunu anımsatan İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Çamurali Uzungöl´lü İş Adamı ve Uzungöl Turizminin Baş Mimarı Dursun Ali İnan´ın Amcası Hamit İnan´ın Sarıkamış Öyküsünün hepimizin içerisinden binlerce ders çıkaracağı yaşanmış örnek bir öykü olduğunu anımsattı
SARIKAMIŞ´I ANIMSAYALIM
Yıl 1914...Yer Sarıkamış...
Sarıkamış´ta 60 bini donarak olmak üzere 78 bin şehit vermiştik.
1914 yılının 15-22 Aralık tarihleri arasında, Sarıkamış yakınındaki Allahuekber dağlarında, Kars´ı Ruslardan geri almak için harekata katılan 90 bin asker donarak öldü.
Başkumandan vekili Enver Paşa büyük bir güçle, Rusları hiç beklemedikleri bir yerden, Allahüekber dağlarından aşarak vurmayı ve Kars´ı yeniden vatan topraklarına katmayı hedeflemişti.
Allahuekber dağlarının yer yer 2-3 bin rakımlı geçitlerinde ısı sıfırın altında 30 dereceye kadar düşüyordu. Türk askerlerinin büyük bölümü ise çölden gelmişti ve üzerlerinde yazlık üniformalar vardı.
Sarıkamış´ta dondurucu soğuk altında askerlerimizin durumunu Kurmay Subay Şerif Bey "Sarıkamış" adlı kitabında şöyle anlatıyor:
"Yol kenarında karların içinde çömelmiş bir asker, bir yığın karı kollarıyla kucaklamış, titreyerek, feryat ederek dişleriyle kemiriyordu. Kaldırıp yola sevketmek istedim. Beni hiç görmedi. zavallı çıldırmıştı. Bu suretle şu lanetli buzullar içinde biz belki on bin kişiden fazla insanı bir günde karların altına bıraktık ve geçtik".
MEHMET İNAN´IN DEDESİ HAMİT İNAN İÇİN YAZDIĞI ÖYKÜ VE ŞİİR
İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Çamurali Sarıkamış´ta Şehit olan Uzungöl Turizminin Önderi Sevgili Dursun Ali İnan Abimizin Amcası Sevgili Hamit İnan´ın Kahramanlık Öyküsünü paylaşmış bizlerle?
İşte o Kahramanlık Öyküsü?
Sevgili Mehmet İnan´ın Yazısını ve de Dedesi Hamit İnan için Yazdığı Şiiri sizlerle paylaşıyoruz.
UZUNGÖL´de gerçekte yaşanmış, onlarca şehit hikayelerinden sadece biri...Dedemin babasının son yolculuğu; Sarıkamış...
Yıl 1915 aylardan Aralık ayı.Birinci dünya savaşında Osmanlı Devleti ile Rusya Kafkas cephesinde karşı karşıya gelmiş ve ülkede seferberlik ilan edilmiştir.Uzungöl´den savaşa gideceklerden biri olan rahmetli dedem Mehmet İnan´ın babası Hamit inan´dır.Hamit İnan´ın eşi sakine, savaşa gidecek olan kocasına, yolda yemesi için, puaçaya benzer ekmek hazırlarken, hamurlarını yer sofrasının üzerine dizer.O sırada Hamit İnan´ın küçük oğlu mustafa (dedemin kardeşi) ortalıkta gezinirken küçük elleri ekmek hamuruna batar.Annesi parmak izlerini bozmadan hamuru fırına verir ve ekmek o şekilde pişer. Hamit inan ekmeği ve diğer yiyeceklerini yanına alır ve Sarıkamış´a doğru yola çıkar. Aradan yıllar geçer ama Hamit İnan´dan hiçbir haber alınamamıştır.Yaklaşık 10-15 senenin üzerine dedem alış veriş yapmak için, Çaykaradaki Hadi pazarına gider.Orda babasının yaşlarında bir adamla karşılaşır.O kişi dedeme sorar
?Sen kimin oğlusun?
Dedem?Hamit´in oğluyum amca? der
Adam?Aşağıda ki Hamit mi, yoksa yukarıda ki Hamit mi? diye sorar?
Dedem ?Yukarıdaki Hamit? der
Bunu duyan adam dedem´e sımsıkı sarılarak hüngür hüngür ağlamaya başlar
Dedem ?Niye ağlıyorsun amca, Yoksa sen babamı tanıyormusun? diye sorar
Adam anlatmaya başlar;
?Oğlum senin babanla biz aynı cephede savaşıyorduk, yanımızda bir şarapnel bombası patladı ve parçaları tam babanın göğsüne isabet etti ve baban benim kucağımda can verdi.Hepsi bir tarafa, seferberlik için yola çıktığımızda babanın yanında, üzerinde senin veya kardeşinin parmak izleri olan bir ekmeği vardı.Günlerce açlıktan çok büyük sıkıntılar çekmemize rağmen, baban o ekmeği yiyemeden can verdi ve şehit olduğunda o ekmek babanın cebinden çıktı.Ne zaman aklıma gelse böyle ağlıyorum işte? der. Ardından dedem´de babasının silah arkadaşına sarılarak ağlamaya başlar.
Dedem bize bu hikayeyi ne zaman anlatsa, onun da, bizimde gözlerimiz dolardı.
Bu vatan kolay kazanılmadı.Bugün de şehitler veriyoruz.Allah bütün şehitlerimizin, şehadetini kabul etsin.Yakınlarına, evlatlarına tükenmez sabırlar ihsan etsin.
Şimdi sizlerle, bu konuyla alakalı, şehit olan dedemin babasının (Hamit İnan) dilinden yazdığım şiiri paylaşmak istiyorum;
Ağlama yar gidiyorum
Ruslar girmiş vatanıma
Sonunda ölüm olmazsa
Seni alırdım yanıma
Belki daha görmem seni
Çocuklar sana emanet
Seve seve ölürüm de
Etmem vatana ihanet
Ekmek koydun azığıma
Bir eyvallah diyemedim
Mustafam´ın parmak izi
Vardı onda yiyemedim
Hava soğuk yolum uzun
Bekler beni, beyaz hüzün
Gün gelir şehit olursam
Aydın olsun iki gözün
Tipi vuruyor yüzüme
Kulak verin bu sözüme
Benim size son hatıram
İyi bakın öksüzüme
Ey gidi şerah deresi
Daha senden içermiyim?
Garester´den Balestal´dan
Şekersu´ya geçermiyim?
Emir geldi yüce Hak´tan
Çıktım doğduğum topraktan
Kimisi mermi´den öldü
Kimi soğuk ve açlıktan
Karla kaplı Sarıkamış
Ne istersin canımızdan?
Bir helallik alsa idik
Babamızdan, anamızdan
Uzungöl´den 50 kişi
Benim ile beraberdir
Onlarda hep benim gibi
Kalanlardan bihaberdir
Gün olurda ahirete
Birleşir mi yollarımız?
Ölmek zor iş değil ama
Eşsiz kaldı dullarımız
İsterim ki evlatlarım
Vatanına çoban olsun
Zaten canı veren Allah
Yine ona kurban olsun
Sizden tek şey bekler Hamit
İmanına olun şahit
İnsan bir gün ölür ama
Herkes olamıyor şehit
Haber:Hilmi Kanık/Çaykara Gündem Gazetesi